"Şahsım Adına Onur, Devrimciliğim Adına Bir Sıçrayış İfadesi Olacak Parti Üyeliğine Kabulümü İstiyorum"
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

 

Kası- Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93

 

Cebrail Günebakan
20 Temmuz 2015

Kürt ve Alevi halkının yoğun olarak yaşadığı bir semtte dünyaya geldim. Hem oturduğum semt hem
de ailemin yurtsever oluşu, çocukluğumdan bu yana şu ya da bu düzeyde politikanın içerisinde olmamı
sağladı. Lise çağlarımda okuduğum lisede devrimci gençlerle tanıştıktan sonra mücadelenin içerisinde
yer aldım. Yaşadığım semtin Alevi, Kürt, işçi
kitlelerinin ikamet ettiği bir yaşam alanı olması, ailemin Kürt oluşu, sistemle hem sınıfsal hem ulusal
çelişkilerimin olmasını sağlıyordu. Bu, devrimci mücadelenin içerisinde yer bulmamı kolaylaştırdı, hem
de mücadeleye dair kafa açıklığı sağlayan bir etken oldu.
Örgütlü mücadeleye katıldıktan kısa bir süre sonra komünist gençliğe kabul edildim. Bu kabul ediliş,
devrimciliği çokça yüzeysel ele aldığım ilk dönemleri atlatmamı, örgütlü mücadelenin gereklerine
uygun devrimci şahsı yaratmamda sürükleyişi sağladı. Şüphesiz partimizin legal­illegal tüm
kurumlarında mücadele yürüten her devrimci bireyin kendini bir devrimci gibi örgütlemesi, sosyalist
öğretiyi hayatının her alanına uygulayabilmesi şarttır, ama partimizin illegal temel örgütlerine üye
olmak bu değişimi sağlamada bireyi çok daha üst düzeyde etkilemekte, sorumluluk duygusunu
sağlamakta, örgüte aidiyet duygusunu geliştirmektedir. Henüz ilk gençlik yıllarımda kabul edilişimin
bende yarattığı duygu budur.
Emekçi semtlerde örgütlenmenin hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Dezavantajlı
yönlerinden en temeli, fazlaca yerel düşünülmesi, örgütün tamamına bakan bir perspektifle politika
yürütülememesi, yer yer edilgen kalınışıdır. Bu konuda sıçrama yaşadığım an tutuklanmamdır.
Hapishane süreci partiyi yakından tanımamı, ideolojik­politik çizgisine daha hakim olmamı sağladı.
Hem öğreten hem özeleştirel bir süreç oldu, benim adıma. O ana kadar semtin aslında küçük olan
ama dev aynasından gördüğüm sorunları bir tarafa kaldırıldı. Şahsım adına yeni olan bir perspektifle,
gençlik örgütümüzün ve partimizin daha genel örgütsel ve siyasal değerlendirmesini yapmaya
başladım, Türkiye­Kürdistan politikasına dair kafa yorduğum süreç başlamış oldu. Yerel
düşünebilmek, yerel polikilara hakimiyet kötü bir durum değildir, ancak bir devrimcinin kendini yalnızca
burayla sınırlandırması, aklını ve enerjisini böyle sınırlaması kesinlikle eleştiriyle aşılması gereken bir
noktadır.
Hapishaneye girdiğimde gençlik örgütümüzün yerel yönetici kadrolarındandım, hapishanedeki süre
zarfındaysa kendimi ideolojik­siyasal açıdan ve ruhen parti çalışmalarında rol almak için
hazırlamıştım. Ancak gençlik örgütümüzün siyasal­ideolojik­örgütsel açıdan savrulduğu, daraldığı,
kadro bakımından sıkıntı çektiği bir süreçte tahliye oldum. Bu somut durum kişisel arzularımı bir tarafa
bırakıp gençlik çalışmasına katılmamı sağladı. Gençlik örgütümüzün kimi alanlarında ve
kademelerinde yöneticilik görevlerinde bulundum. Gençlik örgütümüzün halihazırdaki zor durumuna
kesin ve net çözümler yaratabilecek, siyasal önderlikte bulunabilecek, örgütsel sorunları bir anda
giderebilecek düzeyde olmadığımı düşünsem de, verilen görevleri kendimi aşarak yapmaya çalıştım.
Kaldıramadığım dönemler, hatalarım ve zaaflarım olmuş olabilir, ama bu süreç, düşe kalka da olsa,
yöneticilik vasıflarını, daha üst düzeyde bir sorumluluk duygusunu öğrendiğim, tabiri caizse birkaç
beden büyük bir gömleğin içini doldurmaya çalıştığım bir dönemdir.
Toplam gençlik çalışması içerisinde, devrimci yaşamımda zaaflı yönüm olarak beliren konu, yer yer
aile bağları üzerinden yerleşik feodal bağlardan kurtulamamamdır. Aile kavramı üzerinden devrimci
mücadeleyi geri plana attığımı söyleyemem, ancak henüz tam profeyonel bir devrimci yaşam
yaşadığımı da söyleyemem.
Partimiz yıllardır, faşizmin sistematik olarak fiziksel­ideolojik onlarca saldırsına rağmen, şehitlerimizle
ve tutsaklarımızla ödediği birçok bedelle yoluna devam etti. Zaman zaman güçsüz de düşse, yılllardır
marksist ideoloji rehberliğinde, işçi sınıfı ve halklarımızın bir avuç asalak üzerindeki egemenliğini
kuracak mücadeleyi büyütmek için çaba gösterdi. İktidar persfektifinden kopmadan, devrimci­sol­
sosyalist cenah içerisinde ideolojik ve siyasal açıdan yol gösterici oldu. Yıllardır partimizin gençlik
örgütü içerisinde yürüttüğüm mücadeleyi daha da ileri taşımak, partiyle kurduğum bağın böylelikle
daha doğrudan olmasını sağlamak için, şahsım adına onur, devrimciliğim adına bir sıçrayış ifadesi
olacak parti üyeliğine kabulümü istiyorum.

Yaşasın Partimiz!
Yaşasın Sosyalizm!

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

"Şahsım Adına Onur, Devrimciliğim Adına Bir Sıçrayış İfadesi Olacak Parti Üyeliğine Kabulümü İstiyorum"
fc Share on Twitter

 

 

Kası- Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93

 

Cebrail Günebakan
20 Temmuz 2015

Kürt ve Alevi halkının yoğun olarak yaşadığı bir semtte dünyaya geldim. Hem oturduğum semt hem
de ailemin yurtsever oluşu, çocukluğumdan bu yana şu ya da bu düzeyde politikanın içerisinde olmamı
sağladı. Lise çağlarımda okuduğum lisede devrimci gençlerle tanıştıktan sonra mücadelenin içerisinde
yer aldım. Yaşadığım semtin Alevi, Kürt, işçi
kitlelerinin ikamet ettiği bir yaşam alanı olması, ailemin Kürt oluşu, sistemle hem sınıfsal hem ulusal
çelişkilerimin olmasını sağlıyordu. Bu, devrimci mücadelenin içerisinde yer bulmamı kolaylaştırdı, hem
de mücadeleye dair kafa açıklığı sağlayan bir etken oldu.
Örgütlü mücadeleye katıldıktan kısa bir süre sonra komünist gençliğe kabul edildim. Bu kabul ediliş,
devrimciliği çokça yüzeysel ele aldığım ilk dönemleri atlatmamı, örgütlü mücadelenin gereklerine
uygun devrimci şahsı yaratmamda sürükleyişi sağladı. Şüphesiz partimizin legal­illegal tüm
kurumlarında mücadele yürüten her devrimci bireyin kendini bir devrimci gibi örgütlemesi, sosyalist
öğretiyi hayatının her alanına uygulayabilmesi şarttır, ama partimizin illegal temel örgütlerine üye
olmak bu değişimi sağlamada bireyi çok daha üst düzeyde etkilemekte, sorumluluk duygusunu
sağlamakta, örgüte aidiyet duygusunu geliştirmektedir. Henüz ilk gençlik yıllarımda kabul edilişimin
bende yarattığı duygu budur.
Emekçi semtlerde örgütlenmenin hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Dezavantajlı
yönlerinden en temeli, fazlaca yerel düşünülmesi, örgütün tamamına bakan bir perspektifle politika
yürütülememesi, yer yer edilgen kalınışıdır. Bu konuda sıçrama yaşadığım an tutuklanmamdır.
Hapishane süreci partiyi yakından tanımamı, ideolojik­politik çizgisine daha hakim olmamı sağladı.
Hem öğreten hem özeleştirel bir süreç oldu, benim adıma. O ana kadar semtin aslında küçük olan
ama dev aynasından gördüğüm sorunları bir tarafa kaldırıldı. Şahsım adına yeni olan bir perspektifle,
gençlik örgütümüzün ve partimizin daha genel örgütsel ve siyasal değerlendirmesini yapmaya
başladım, Türkiye­Kürdistan politikasına dair kafa yorduğum süreç başlamış oldu. Yerel
düşünebilmek, yerel polikilara hakimiyet kötü bir durum değildir, ancak bir devrimcinin kendini yalnızca
burayla sınırlandırması, aklını ve enerjisini böyle sınırlaması kesinlikle eleştiriyle aşılması gereken bir
noktadır.
Hapishaneye girdiğimde gençlik örgütümüzün yerel yönetici kadrolarındandım, hapishanedeki süre
zarfındaysa kendimi ideolojik­siyasal açıdan ve ruhen parti çalışmalarında rol almak için
hazırlamıştım. Ancak gençlik örgütümüzün siyasal­ideolojik­örgütsel açıdan savrulduğu, daraldığı,
kadro bakımından sıkıntı çektiği bir süreçte tahliye oldum. Bu somut durum kişisel arzularımı bir tarafa
bırakıp gençlik çalışmasına katılmamı sağladı. Gençlik örgütümüzün kimi alanlarında ve
kademelerinde yöneticilik görevlerinde bulundum. Gençlik örgütümüzün halihazırdaki zor durumuna
kesin ve net çözümler yaratabilecek, siyasal önderlikte bulunabilecek, örgütsel sorunları bir anda
giderebilecek düzeyde olmadığımı düşünsem de, verilen görevleri kendimi aşarak yapmaya çalıştım.
Kaldıramadığım dönemler, hatalarım ve zaaflarım olmuş olabilir, ama bu süreç, düşe kalka da olsa,
yöneticilik vasıflarını, daha üst düzeyde bir sorumluluk duygusunu öğrendiğim, tabiri caizse birkaç
beden büyük bir gömleğin içini doldurmaya çalıştığım bir dönemdir.
Toplam gençlik çalışması içerisinde, devrimci yaşamımda zaaflı yönüm olarak beliren konu, yer yer
aile bağları üzerinden yerleşik feodal bağlardan kurtulamamamdır. Aile kavramı üzerinden devrimci
mücadeleyi geri plana attığımı söyleyemem, ancak henüz tam profeyonel bir devrimci yaşam
yaşadığımı da söyleyemem.
Partimiz yıllardır, faşizmin sistematik olarak fiziksel­ideolojik onlarca saldırsına rağmen, şehitlerimizle
ve tutsaklarımızla ödediği birçok bedelle yoluna devam etti. Zaman zaman güçsüz de düşse, yılllardır
marksist ideoloji rehberliğinde, işçi sınıfı ve halklarımızın bir avuç asalak üzerindeki egemenliğini
kuracak mücadeleyi büyütmek için çaba gösterdi. İktidar persfektifinden kopmadan, devrimci­sol­
sosyalist cenah içerisinde ideolojik ve siyasal açıdan yol gösterici oldu. Yıllardır partimizin gençlik
örgütü içerisinde yürüttüğüm mücadeleyi daha da ileri taşımak, partiyle kurduğum bağın böylelikle
daha doğrudan olmasını sağlamak için, şahsım adına onur, devrimciliğim adına bir sıçrayış ifadesi
olacak parti üyeliğine kabulümü istiyorum.

Yaşasın Partimiz!
Yaşasın Sosyalizm!