Kasım - Aralık 2017 / Partinin Sesi / Sayı: 93 Berfu Dilan Canbay (Arjîn Selçuk ) 8 Eylül 2016 Yoldaşlar Bir buçuk yıllık askeri alan çalışmamdaki gelişim seyrim, Medya Savunma Alanları'ndaki eğitim, kısa süreli Rojava pratiği aşamalarından oluşmakta ve partimiz MLKP'nin açılım yaptığı yeni alandaki gelişimimle devam etmektedir. Partimiz MLKP'nin Hüseyin Demircioğlu Akademisi'ne eğitim dönemimde yazdığım "eğitim raporları"ndan kaynaklı, bireysel raporumu, Rojava sürecinde ve yeni sahada geçirilen süreçte kendimde var ettiğim/edemediğim alışkanlıklardan, yeni insanı yaratmada önüme engel olarak gelen eskiye dair kişilik özelliklerimden ibaret olan bir çerçevede parti önderliğimize sunuyorum. MLKP'nin eğitim alanlarından geçtikten sonra silahlara ve tekniğine belli düzeyde hakimiyet gelişti. Bu teknik hakimiyetin yanı sıra, partinin ideolojisi ve kültürü anlamında da belli gelişmeler katettiğimi söyleyebilirim. Bu gelişim Rojava'da da kısmen devam etti. Görmediğimiz silahları ve eylem tarzlarını Rojava'da kısmi olarak giderme imkanı buldum. Cephe pratiklerim oldu. Bire bir çatışmaya girmesem bile, o atmosferde yaşamak bir deneyimdi benim için. Görevimin yoldaşlar tarafından söylenmesinden sonra, görevimin bilincine varmada eksiklikler yaşadım. Biliyordum, önemli bir görev verilmişti, ama buna nasıl hazırlık yapmak ya da nasıl yoğunlaşmak gerekiyordu, bu noktalarda yetersizlikler yaşıyordum. Zihinsel yoğunlaşmanın nasıl olması gerektiğine dair bir bilgim yoktu. Bana göre bu görevi istemem ve heyecanlı olmam yeterliydi. Bir de, bunun yanında, bilmem gereken kural niteliğindeki uyarılar vardı. Görevim üzerine yoğunlaşmalarımın azlığı bu uyarıları boşa çıkarmaya sevk etti beni. Bir özgüvenin olması, kendimi kontrol altında tutmaya yoğunlaşmamın önünü kesmişti. Pratiğe yansımaları oldu. Partimiz MLKP'nin genç bir kadın savaşçısı olarak, kendime bile söyleyemediğim zihnimdeki zincirleri parçalamam gerekiyordu. Bunların daha sonra farkına vardım, yol sürecindeyken. Yol süreci benim, gerçekliğime biraz daha yaklaşmamı sağladı. Bireylerin zorlanma anlarındaki iradelerinin gerçekten sıçrama yarattığına şahit oldum kendi şahsımda. Kendimle tartıştığım konulardan birisi iradeli olmaktı. Bunun somutlaştığı örnekler, bir dağı tırmanırkenki yorgunluğun yönetmesi, saatlerce yürüyüşlerin ardından artık moral olarak bitmek ve bunu etrafındakilere yansıtmak gibi. Söylenme hallerimin olması, mızmızlanmam, kendimi sınırlarıma hapsetmiş olmam (yani yapabileceğimin en iyisini yaptığımı düşünmem) da diğer kısmını oluşturuyordu. Gelişimim için yaptığımız tartışmalar hala yolun daha çok başında olduğumun bir kanıtıydı. En büyük eksikliğim yol sürecinde bir MLKP'li duruşu sergileyemememdir. Bu konuda, başta parti önderliğimiz olmak üzere, tüm yoldaşlara özeleştiri vermem gerekmektedir. Bir de bunun yanında, kendi içimde yaptığım tartışmalar vardı. Partimizin beni mecburiyetten bu gruba dahil ettiğini düşünüyordum. Bu da beni manevi olarak çokça yıpratan bir duruma dönüşüyordu. Toplam yol sürecine dair durumum; irademi sürekli kılamadığım, pes etmeleri çokça yaşadığım, duygularımın baskın olması, kendimce çizdiğim doğrularımın olması, askerileşme, askeri düşünme, sorunları tespit etmede iyi olup çözüm noktasında gerilerde seyrettiğim şeklinde özetlenebilir. Yol süreci bittikten sonra, Dersim sahasında biraz daha iyiye giden bir hatta ilerledim. Alana hakim olma, alanı tanıma, düşman hareketliliğine dair bilgiler, hayatı örgütlemedeki sorumluluklar, çalışmamıza hizmet edecek ve arkadaşların "özsavunma" dediği çalışmalarındaki kimi detayları arkadaşlarla tartışmak, öğrenmek ve eylemselliklere yoğunlaştığım süreçler birbirini takip etti. Yol sürecinde önüme gelen engeller, alanımıza ulaştıktan sonra da yer yer önüme çıktı. Şiddeti yol sürecindeki gibi değildi, fakat yine aşabildiğim bir şeye evrilmemişti. Alanda kendi cephemde çokça gündeme gelen konu ise astüst ilişkileri, emirtalimat ilişkileri oldu. Yaşadığım belli süreçlerden kaynaklı "emreden" kişilere karşı müthiş bir tepki gösterme, "sınırlar" içine alınmaya karşı kabullenmeme refleksleri bende çokça gelişkindi. Bu süreçte, partinin ses getiren eylemlerinin olmaması, Pirsus şehitleri için misilleme eylemselliklerinin gündeme gelmeyişi, sahadaki varlığımızın ilanını eylemle gündeme getirme, bizde daha fazla eylem yapma isteği ve ağırlığı yarattı. Dahil olduğum mayın eylemi ve yol kesme eylemi benim cephemden gerçekleşti. Bu eylemler bana deneyim, tecrübe olarak yansıdı. Bir mayının döşenmesi, kamuflesi, mayın başında beklemek gibi getirileri oldu. Yol eylemi ise propaganda ve halkla ilişkileniş, örgütsel işleri halletme, milis örgütlenmelerinin kimi detayları hakkında fikir sahibi olduğum bir tecrübeydi. Artık üslenme çalışmalarına geçilen süreçte gittiğimiz üslenme alanında, çalışmalara bütün yoldaşlarla beraber dahil olduk. Ben de belli görevlendirmeler ve konumlandırmalar çerçevesinde üslenme çalışmalarına katıldım. Kampa girdikten sonra, ideolojik derslerle tekrardan öğrenme ve içselleştirme formatında ilişkilendim. Bahar pratiğinde bileşenimizin benim üzerimden geliştirmek istediği çalışmalara, yeni gelen yoldaşlara, gün geçtikçe faşistleşen düşmana ve sürece cevap olmak bakımından önemli bir yer tutmaktaydı, eğitimlerle ilişkilenişim. Kendimi bahara hazırlamak için eylem cephesinden yoğunlaşmalarım oldu. Yoğunlaştıkça öfkelendim, öfkelendikçe yoğunlaştım şeklinde formüle edebilirim bu süreci. Bu süreçte, yol sürecinde benimle yapılan tartışmalara karşı çözüm bulma arayışlarım, girişimlerim oldu. Partimizin bana verdiği sorumluluklara ve kadın komutan misyonuna uygun savaşçıyı yaratmanın ağırlığı içine girdiğim söylenebilir. Bunun yanında bileşendeki yoldaşları yaşamsalörgütsel konulardan tamamlama ve bileşenin ihtiyaçlarına cevap olma isteğimi askeri zeminlerle birleştirmek konusunda çabalar içindeyim. Son olarak raporumu, devrim uğruna partimiz MLKP'yle yürüdükleri yolda şehitlik mertebesine yükselen, Erdal Balcı'dan Işık Kutlu'ya, Yeliz Erbay ve Şirin Öter yoldaşlara kadar tüm şehitlerimizi ve partimizin yarattığı tüm değerleri saygıyla ve özlemle anarak, parti önderliğimize ve partimizin komünistlerine yeni süreçte başarılar dileyerek sonlandırıyorum. Devrimci selam ve saygılar. Mart 2016 * Berfu Dilan Canbay yoldaşın FESK Kürdistan Kır Birliği'nde yazdığı bireysel gelişim raporu.
|