Partilileşme Ve Görev Bilinci
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

Mücadele sertleştikçe, devrime daha yakınlaşmaya başladıkça, ihtiyaçları ve gereksinimleri artarak devam etmektedir. Bu ihtiyaçları karşılamak her defasında daha zorlu mücadelelere girip daha güçlü başarılarla çıkmayı gerektirir, direnişin alfabesidir bu. Tabii, bu direnişi ve mücadeleyi gerçekleştirmek için;
1- Partinin politika yapışında, devrimin ihtiyaçları ile kurduğu ilişkide ideolojik, örgütsel ve politik tutarlılık gereklidir ve bunun pratiğe çok güçlü yedirilmesi gerekir.
2- Kadronun parti ve devrimle kurduğu ilişkide irade, istek ve cüret olmazsa olmazdır.
Partimiz, güçlü tarihiyle geçmişten geleceğe, mücadeleye yeni mevziler ve yeni örgütler kazandırarak, daha güçlü bir politik duruşla ilerleyişini devam ettirmektedir. Dağların isyan ve özgürlük kokusunu ciğerlerine çekip "Özgür"leşmiştir. Rojava'da bir devrim çığlığına dönüşmüş, Türkiye'de Berçem ve Ekin'leri ile çelikleşmiştir. Kadın örgütünü kurarak ve güçlü mücadele örnekleri ile çıtayı belirlemiş, enternasyonal perspektifli kararları ve çalışmalarıyla dar grupçu değil dünya partisi eksenli bakışını göstermiş, gençliğin '68 ruhu ve onurlu duruşuyla devrim yapma iddiasına sahip öncü parti rolünü ortaya koymuştur. Bütün bunları gerçekleştirmek tabii ki güçlü partili militanların varlığıyla olabilir. Ama daha güçlü bir parti istiyorsak, daha iradeli, istekli ve cüretli parti kadrolarına ihtiyaç vardır. Bunun içindir ki, görevlerle kurduğumuz ilişkiyi, görev bilincimizi sorgulamamız gerekmektedir. Her şeyden önce, devrim yapan devrimci olma iddiasındaki militanların görevlerine sıkıca bağlanmaları esastır.
Parti her kadrosundan bir örgüt içinde çalışmasını ister. Hatta aday üyelik sürecinde de örgüt çalışması içinde deneyim kazanması ve sınanması gerekir. Partiye üyelik sürecinde şu soru temel önemdedir: Kendi iradeni parti iradesiyle birleştirecek misin, buna gönüllü müsün? Bu gönüllülük, partiye o kadro hakkında tasarrufta bulunma hakkı verir. Ve bu bilgi parti merkezinde verili bulunur. O halde parti, farklı alan ve görevler söz konusu olduğunda, kadroların özellikleri ve partinin ihtiyaçları doğrultusunda görevlendirmeler yapar. Devrimcinin profesyonel kadro düzeyine yükselmesi için onu eğitir, cesaretlendirir, görevlerin içinde kendisini sınamasını ister.
Görevlerle kurulan ilişki devrimcinin niteliğini belirler.
Parti ölçülerini esas alan zihniyet ve pratik içerisinde bulunmamız gerekmektedir. Kendi ölçülerini partiye dayatan, mücadelenin ihtiyaçlarını görmeyen, geri yanlarıyla uzlaşan ve değişme, değiştirme, yenilenme çabası içerisinde olmayan, alışkanlıklarına yenik düşen birinden kadro diye bahsedebilir miyiz? Bütün çalışma alanlarımızın kendine özgü yanları vardır. Her alan, her çalışma bireysel alışkanlıkları reddeder, kabul etmez. Bireysel dayatmalarla birlikte götüreceğimiz çalışmalar ise sonuçlanmaz, başarıya ulaşmaz.
Partinin sorunlarına kafa yorup çözümler bulmak, teorik tartışmalarda ve pratik çalışmalarda etkinliğimizi en üst seviyede ortaya koymak görevlerimiz arasındadır ve bunun bilinciyle hareket etmemiz gerekmektedir. Bütün bunların yanında, kişisel gelişim de bir o kadar önemlidir. Okumayan, araştırmayan, geri yanlarından kurtulmak için kendini zorlamayan bir kadro ihtiyaçları nasıl karşılayabilir ki? Gönüllü olduğu bu mücadelenin olumlu sonuçlanmasını nasıl başarabilir ki? Böyle bir kadro, "nasıl olsa başkaları yapıyor" yaklaşımıyla, kendisini sınırlandırmaktan kaçınamaz.
Bir kadro için ölçü, aldığı görevlerdeki başarıdır. Partinin politik-örgütsel hedeflerini gerçekleştirmek için daha fazla görev ve sorumluluk almak, çalışmaların itici gücü olma perspektifiyle konumlanmak gerekmektedir. Partinin bugün gelmiş olduğu mücadele düzeyinde yayı daha fazla gerginleştirmek, böylece atılacak okun daha hızlı ve daha ileri gitmesini sağlamak her kadronun yükümlülüğüdür.

Emre Zınar

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Partilileşme Ve Görev Bilinci
fc Share on Twitter

 

Mücadele sertleştikçe, devrime daha yakınlaşmaya başladıkça, ihtiyaçları ve gereksinimleri artarak devam etmektedir. Bu ihtiyaçları karşılamak her defasında daha zorlu mücadelelere girip daha güçlü başarılarla çıkmayı gerektirir, direnişin alfabesidir bu. Tabii, bu direnişi ve mücadeleyi gerçekleştirmek için;
1- Partinin politika yapışında, devrimin ihtiyaçları ile kurduğu ilişkide ideolojik, örgütsel ve politik tutarlılık gereklidir ve bunun pratiğe çok güçlü yedirilmesi gerekir.
2- Kadronun parti ve devrimle kurduğu ilişkide irade, istek ve cüret olmazsa olmazdır.
Partimiz, güçlü tarihiyle geçmişten geleceğe, mücadeleye yeni mevziler ve yeni örgütler kazandırarak, daha güçlü bir politik duruşla ilerleyişini devam ettirmektedir. Dağların isyan ve özgürlük kokusunu ciğerlerine çekip "Özgür"leşmiştir. Rojava'da bir devrim çığlığına dönüşmüş, Türkiye'de Berçem ve Ekin'leri ile çelikleşmiştir. Kadın örgütünü kurarak ve güçlü mücadele örnekleri ile çıtayı belirlemiş, enternasyonal perspektifli kararları ve çalışmalarıyla dar grupçu değil dünya partisi eksenli bakışını göstermiş, gençliğin '68 ruhu ve onurlu duruşuyla devrim yapma iddiasına sahip öncü parti rolünü ortaya koymuştur. Bütün bunları gerçekleştirmek tabii ki güçlü partili militanların varlığıyla olabilir. Ama daha güçlü bir parti istiyorsak, daha iradeli, istekli ve cüretli parti kadrolarına ihtiyaç vardır. Bunun içindir ki, görevlerle kurduğumuz ilişkiyi, görev bilincimizi sorgulamamız gerekmektedir. Her şeyden önce, devrim yapan devrimci olma iddiasındaki militanların görevlerine sıkıca bağlanmaları esastır.
Parti her kadrosundan bir örgüt içinde çalışmasını ister. Hatta aday üyelik sürecinde de örgüt çalışması içinde deneyim kazanması ve sınanması gerekir. Partiye üyelik sürecinde şu soru temel önemdedir: Kendi iradeni parti iradesiyle birleştirecek misin, buna gönüllü müsün? Bu gönüllülük, partiye o kadro hakkında tasarrufta bulunma hakkı verir. Ve bu bilgi parti merkezinde verili bulunur. O halde parti, farklı alan ve görevler söz konusu olduğunda, kadroların özellikleri ve partinin ihtiyaçları doğrultusunda görevlendirmeler yapar. Devrimcinin profesyonel kadro düzeyine yükselmesi için onu eğitir, cesaretlendirir, görevlerin içinde kendisini sınamasını ister.
Görevlerle kurulan ilişki devrimcinin niteliğini belirler.
Parti ölçülerini esas alan zihniyet ve pratik içerisinde bulunmamız gerekmektedir. Kendi ölçülerini partiye dayatan, mücadelenin ihtiyaçlarını görmeyen, geri yanlarıyla uzlaşan ve değişme, değiştirme, yenilenme çabası içerisinde olmayan, alışkanlıklarına yenik düşen birinden kadro diye bahsedebilir miyiz? Bütün çalışma alanlarımızın kendine özgü yanları vardır. Her alan, her çalışma bireysel alışkanlıkları reddeder, kabul etmez. Bireysel dayatmalarla birlikte götüreceğimiz çalışmalar ise sonuçlanmaz, başarıya ulaşmaz.
Partinin sorunlarına kafa yorup çözümler bulmak, teorik tartışmalarda ve pratik çalışmalarda etkinliğimizi en üst seviyede ortaya koymak görevlerimiz arasındadır ve bunun bilinciyle hareket etmemiz gerekmektedir. Bütün bunların yanında, kişisel gelişim de bir o kadar önemlidir. Okumayan, araştırmayan, geri yanlarından kurtulmak için kendini zorlamayan bir kadro ihtiyaçları nasıl karşılayabilir ki? Gönüllü olduğu bu mücadelenin olumlu sonuçlanmasını nasıl başarabilir ki? Böyle bir kadro, "nasıl olsa başkaları yapıyor" yaklaşımıyla, kendisini sınırlandırmaktan kaçınamaz.
Bir kadro için ölçü, aldığı görevlerdeki başarıdır. Partinin politik-örgütsel hedeflerini gerçekleştirmek için daha fazla görev ve sorumluluk almak, çalışmaların itici gücü olma perspektifiyle konumlanmak gerekmektedir. Partinin bugün gelmiş olduğu mücadele düzeyinde yayı daha fazla gerginleştirmek, böylece atılacak okun daha hızlı ve daha ileri gitmesini sağlamak her kadronun yükümlülüğüdür.

Emre Zınar