Saray Faşizmine Direnişte Halk Milisi Devrimci Strateji Ve Partizan Savaşı
Share on Facebook Share on Twitter

 
Diğer yazılar
 

Komünist öncü, devrim mücadelesinin gelişim ihtiyaçlarına yanıt vermesi ve elindeki güçlere uygun olması kaydıyla, her türlü mücadele araç ve biçimini kullanır. Partizan savaşı, silahlı mücadelenin bir biçimidir ve MLKP'nin devrim stratejisinde ele alınmıştır.
Askeri ve fiziki açıdan henüz daha güçsüz olanın kendisinden daha güçlü olana karşı yürüttüğü bir mücadele biçimi olarak partizan savaşı, küçük birliklerin esnek, yaygın ve hareketli savaş tarzına dayanır. Partizan savaşı, düşmanın ana güçleriyle cephede karşı kaşıya gelmeksizin, ani vuruşlar yapıp onu siyasi ve fiziki olarak yıpratmayı, onun geri hatlarını hedeflemeyi, ileri ve geri hatları arasındaki bağlantıyı koparmayı temel alır. Düşmanla cephe savaşına girerek zafer kazanabilecek büyüklükte bir orduya dönüşmek için güç toplamaya hizmet eder. Partizan savaşının güçleri ikiye ayrılır: birincisi, düşmanla politik-askeri mücadeleyi profesyonelce sürdüren ve saldırı gücünü meydana getiren gerilla, ikincisi de, çok daha kitlevi örgütlenen ve savunma gücünü oluşturan milis.
Antiemperyalist demokratik devrim stratejimiz, Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin, nihayetinde topyekün kent ayaklanmalarının tayin ediciliğiyle, ama aynı zamanda bir iç savaştan ya da iç savaşlar serisinden geçerek ve nispeten uzun süreli bir karakter taşıyarak zafere ulaşacağını öngörür. Bu, devrimci gelişmenin düz bir çizgi izlemeyeceği, topyekün halk ayaklanmasının tek bir çarpışmadan ibaret olmayacağı, devrimin bir dizi iç savaş ve ayaklanmalar ile bunlar arasındaki "nefes molaları"nın toplamı olarak gerçekleşeceği anlamına gelir.
Devrimimizin işte bu muhtemel gelişim seyri içinde partizan savaşı, Türkiye ve Kürdistan'da, kentler ve kırlarda, devrimin öznel şartlarının olgunlaştırılmasının, iç savaş için güç biriktirilmesinin ve kentlerde silahlı halk ayaklanmasının güçlerinin toplanıp hazırlanmasının, ayaklanmalar arası dönemlerde bu güçlerin yeniden bir araya getirilmesinin, bütün bu stratejik görevlerin başarılması için devrimci iradenin özel rolünü oynamasının önemli bir aracıdır. Devrimci süreç kitlelerin yasal ve yasadışı, barışçıl ve şiddete dayalı, silahsız ve silahlı çeşitli biçimler alan mücadelelerinin zengin bir bileşkesi olarak ilerleyeceğine göre, partizan savaşı bu mücadelelerin geliştirilmesinin hizmetindedir.
Buna bağlı olarak milis, sömürgeci faşist rejime karşı birleşik halk direnişinin daha etkin biçimlerinin ve kitlelerin doğrudan devrimci şiddet eylemlerinin gerçekleşme kanalının örgütlenmesi olduğu gibi, işçi sınıfı ve ezilenlerin ileri kesimlerinin topyekün kent ayaklanmalarına eylemli hazırlığı ve patlak veren ayaklanmaları ileriye taşıyacak kitlesel silahlı güçlerin oluşumu anlamına da gelir.
Aktif Savunma Taktiği Ve Halk Milisi
Faşist politik islamcı saray cuntasının DAİŞ eliyle gerçekleştirdiği kitle katliamları ve özellikle 15 Temmuz'u takiben alabildiğine tırmandırdığı devlet terörü karşısında, antifaşist ve demokratik kitle hareketleri geriye çekiliyor. Buna rağmen, yapısal rejim krizi bütün güncel dışavurumlarıyla sürüyor ve doğrudan bir yenilgi yaşamaksızın geriye çekilen kitlelerdeki mücadele dinamikleri içten içe varlığını koruyor. Devrimci durum devam ediyor. Siyasi olayların gidişatında iç savaş ögeleri birikirken, politik islamcı faşist diktatör Erdoğan, gerek rejimin silahlı güçlerinin tekrar dizayn edilişini gerekse AKP tabanı içinde sivil vurucu sokak çetelerinin örgütlenişini hızlandırıyor.
Silahlı ve yasadışı biçimlerin, mücadelenin şiddete dayalı yöntemlerinin ağırlıklarının arttığı bu dönemin koşulları, komünist öncüden, bu nesnel gerçekliğe uyumlu mücadele araçlarını ve örgüt formlarını çok daha etkin kullanmasını, örgütsel yapılanışını buna adapte etmesini istiyor. Dolayısıyla milis örgütlenmesi, mücadelenin içinden geçmekte olduğumuz döneminin gerektirdiği başlıca örgüt biçimlerinden biri olarak, bugün daha da büyük bir politik önem kazanıyor.
Erdoğan sultasına karşı olan antifaşist kitleler, mücadele sahnesinde daha güçlü yer almak için devrimci ve komünist öznelerin direniş eylemlerinden, militan öncü duruşlarından moral ve cesaret almaya ihtiyaç duyuyorlar. Bu dizginsiz faşist devlet terörüne karşı durmanın en etkili yolunun mücadelenin şiddete dayalı biçimlerini kullanmakta somutlaştığını seziyorlar, deneyimlerinden anlıyorlar. Açık ki, kitlelerin devrimci ve komünist öznelerden beklediği böyle bir direnme pratiğinin ortaya konulamadığı her durum, bunun sözünü edip de eylemini gerçekleştirmeyeni berbat bir oportünist tutarsızlığa itmekle kalmayacak, geriye çekilen kitlelerdeki duraksamanın derinleşmesine ve mücadeleci dinamiklerin sönüp gitmesine de kapı açacaktır.
Faşist politik islamcı saray cuntası karşısında aktif savunma taktiğini uygulamanın, en basit ifadeyle "diktatöre karşı direniş ve zafer" yolunu döşemenin kritik bir halkasını, şimdi halk milisinin en yaygın şekilde örgütlenmesi oluşturmaktadır. Halk milisi, emekçilerin ve ezilenlerin ileri bölüklerini bünyesine alan özsavunma örgütlenmesidir. Faşizme karşı direnişin yerel alanlardaki militan gücü, şiddet araç ve yöntemlerini kullanan kitlevi karakterli örgütüdür. "Gündüz külahlı gece silahlı" insanlardan meydana gelen mücadele grubudur.
Halk milisi grupları, saray faşizminin resmi veya sivil uzantılarını hedefleyen şiddet eylemleri gerçekleştirmekten antifaşist kitle hareketinin güvenliğini sağlamaya uzanan bir yelpazede işlevsel olacaklardır. Bu işlevsellik, bazen bir emekçi mahallesinde karşıdevrimci odak niteliğindeki AKP temsilciliği veya DAİŞ uzantısı derneğin dağıtılması, yerine göre bir TOMA'nın işlemez kılınması, sıklıkla polis saldırılarına karşı politik kitle gösterilerinin öncü tarzda savunulması ya da okullardaki sivil faşist güruhların şiddet araçlarıyla yanıtlanması, kimi zaman bir muhbirin cezalandırılması, bazen de bir emekçi mahallesinde özgür gösteri düzenlenmesi şeklinde gerçekleşecektir. Yani halk milisi, politik sınıf savaşımının güncel sorunlarında kendi dilinden konuşacak, kendine özgü biçimlerde direniş pratiği sergileyecektir.
AKP teşkilatları ve yöneticileri ile Osmanlı Ocakları, MHP teşkilatları ve yöneticileri ile Ülkü Ocakları, polis karakolları ve araçları, dernek görünümünde olan DAİŞ uzantısı örgütlenmeler, DAİŞ'e bağlı işyerleri, halk düşmanı işlere kalkışmış muhtarlar ve belediye personeli, sarayın kayyumları, faşizmin işbirlikçileri ve muhbirleri, saray güdümlü yayın organı temsilcilikleri, tacizci ve tecavüzcü kişi ve kurumlar, öğrencilere faşist baskı uygulayan lise müdürleri, iş cinayetlerinden sorumlu patronlar gibi çok çeşitli örneklerde somutlaşan aktif karşıdevrimci güçler, milisin devrimci şiddet eylemselliğinin hedefine girecektir.
Halk milisinin her yerel direniş pratiği, saray faşizminin yaratmaya çalıştığı "direnilemez, başarılamaz" ruh halinin yayılmasını engelleyen, direnişe eğilimli ama öncü-sürükleyici bir pratik bekleyen kesimleri mücadele saflarında mevzilendirmenin önünü açan, kitlelere kararlılık ve güven aşılayan bir rol oynayacaktır. Ve bu direniş pratiklerinin toplamı, genel düzlemde, hem faşist saray diktatörlüğünü siyaseten yıpratacak, hem de antifaşist kitle hareketinin yeniden canlanıp direniş hattında büyümesinin kaldıracı olacaktır.
Halk Milisinin Yapısı
Antifaşist kitlelerin diri ve enerjik bütün ögeleri halk milisinin potansiyel güçleri olarak değerlendirilmelidir. Milisi meydana getirecek olanların kendi iş ve yaşam alanlarını terk etmeleri söz konusu olmaz, bilakis bu insan topluluğu kendi günlük ortamında milisleşir ve direnişe katılır. Üç kişilik bileşimlerle, esnek ve kapsayıcı tarzda oluşturulacak milis gruplarının başlıca insan kaynağı, hiç kuşkusuz, emekçi semt gençliğidir. Demektir ki, halk milisinin en hızlı örgütleneceği ve en fazla yayılacağı alan öncelikle mahallelerdir. Fakat halk milisi, elbette emekçi mahalleleriyle sınırlı kalmayacak, okullardan işyerlerine kadar her yere yayılması hedeflenecektir. Ve yine, kadın özgürlük milisi, Kızılbaş-Alevi milisi, öğrenci milisi, işçi milisi gibi çeşitli toplumsal ve siyasal mücadele dinamiklerine özgü özsavunma birlikleri kurmanın politik yol gösterici değeri de büyük olacaktır.
Halk milisi örgütlenmesi, genel ve yerel düzeylerde yasal veya fiili meşru mücadele biçimleriyle kendini ortaya koyan antifaşist kitle hareketinden yalıtık ele alınamayacağı gibi, bizzat bir kitle hareketi formu olarak da düşünülmelidir. Zira milis, komünist ve devrimci öznelerin örgütlü güçleriyle sınırlı bir örgüt modeli değildir. Halk milisinin, pratikte kendiliğinden kitlesel karaktere bürüneceği beklenemez ve başlangıç noktasını partinin savaşkan hazır tabanını milisler halinde örgütlemesi ya da diğer devrimci öznelerle beraber milis çekirdekleri kurması teşkil eder, fakat antifaşist kitlelerin diri ve bilhassa genç kesimini kendi saflarına çekmesi kesinkes amaçlanır. Kürdistan'da özyönetim ilan edilen ilçelerden her birinin YPS (Yekîneyên Parastina Sîvîl) adı altında yüzlerce kişiden oluşan milis birlikleriyle savunulması ve bu özsavunma sürecinin toplam sayısı onbinlere varan milisin kahramanca direnişi üzerinde yükselmesi gerçeği, halk milisinin bir silahlı kitle hareketi biçimi olarak gelişmesinin henüz bütün tazeliğini koruyan örneğidir.
Kısaca vurgulanacak olursa, bugünün meselesi, milisi yalnızca özel ve dar bir yeraltı yapısı olarak örgütlemek değil, bunun çok ötesinde, fiili meşru mücadele cephesinde boy gösteren elverişli antifaşist halk dinamiklerinden gitgide büyüyecek bir halk milisi ağı inşa etmektir. Bu milis gruplarının bazıları doğrudan MLKP'ye, bazılarıysa Halkların Birleşik Devrim Hareketi'ne veya yerelde örgütlenecek birleşik direniş komitelerine bağlı olabilir.
Her halk milisi grubunun, hiçbir şekilde mükemmelleştirmeden ve idealize etmeden, asgari bir politik ve teknik donanım edinmesi hedeflenmelidir. Bu, milis bileşenlerinin molotof hazırlamak, tabanca kullanmak gibi temel teknik konularda pratik eğitimlerden geçirilmesini kapsar. Ama aynı zamanda, politik bakımdan hangi tip düşman hedeflerinin öncelikli olduğunun, grup içi iletişimin güvenlikli tarzda nasıl sürdürüleceğinin, bir eylem planı hazırlarken nelerin dikkate alınacağının, amaca uygun bir zulanın nasıl yapılacağının grup üyelerince kavranmasını sağlayacak basit eğitimleri de içerir.
Kurulacak milis gruplarının sürekli hareket halinde tutulmasına dayalı bir çalışma ve mücadele tarzı hayati önemdedir. Milis, bekleyiş ruh haline kapılmamalı ve durmaksızın önüne iş çekmeli, küçük ama süreğen vuruşlar gerçekleştirmeye odaklanmalıdır. Milis grubunun hareket halinde olması, faşist bir düşman hedefine yönelik devrimci şiddet eylemi planlayıp yapmak kadar, basit eğitimleri, istihbarat işlerini, malzeme teminini, özgür ajitasyon çalışmalarını, ev ve araç gibi olanakların hazırlığını veya zula yerleri ayarlanışını da kapsayan bir bütünsellikte anlamlandırılmalıdır.
Komünist öncünün devrimci iradesi, politik islamcı faşist diktatör Erdoğan karşısında halklarımızın direniş mevzilerini çoğaltma ve güçlendirme görevinin başarıyla yerine getirilmesinde cisimleşmelidir. Burada halk milisi, gelişip yaygınlaştığı oranda, hem işçi sınıfı ve ezilenlerin birleşik antifaşist direnişinin buzkıran gücü, hem de komünist öncünün politik-askeri cephesi ve gerilla birlikleri için büyük bir savaşçı kaynağı olacaktır.

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Saray Faşizmine Direnişte Halk Milisi Devrimci Strateji Ve Partizan Savaşı
fc Share on Twitter

 

Komünist öncü, devrim mücadelesinin gelişim ihtiyaçlarına yanıt vermesi ve elindeki güçlere uygun olması kaydıyla, her türlü mücadele araç ve biçimini kullanır. Partizan savaşı, silahlı mücadelenin bir biçimidir ve MLKP'nin devrim stratejisinde ele alınmıştır.
Askeri ve fiziki açıdan henüz daha güçsüz olanın kendisinden daha güçlü olana karşı yürüttüğü bir mücadele biçimi olarak partizan savaşı, küçük birliklerin esnek, yaygın ve hareketli savaş tarzına dayanır. Partizan savaşı, düşmanın ana güçleriyle cephede karşı kaşıya gelmeksizin, ani vuruşlar yapıp onu siyasi ve fiziki olarak yıpratmayı, onun geri hatlarını hedeflemeyi, ileri ve geri hatları arasındaki bağlantıyı koparmayı temel alır. Düşmanla cephe savaşına girerek zafer kazanabilecek büyüklükte bir orduya dönüşmek için güç toplamaya hizmet eder. Partizan savaşının güçleri ikiye ayrılır: birincisi, düşmanla politik-askeri mücadeleyi profesyonelce sürdüren ve saldırı gücünü meydana getiren gerilla, ikincisi de, çok daha kitlevi örgütlenen ve savunma gücünü oluşturan milis.
Antiemperyalist demokratik devrim stratejimiz, Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin, nihayetinde topyekün kent ayaklanmalarının tayin ediciliğiyle, ama aynı zamanda bir iç savaştan ya da iç savaşlar serisinden geçerek ve nispeten uzun süreli bir karakter taşıyarak zafere ulaşacağını öngörür. Bu, devrimci gelişmenin düz bir çizgi izlemeyeceği, topyekün halk ayaklanmasının tek bir çarpışmadan ibaret olmayacağı, devrimin bir dizi iç savaş ve ayaklanmalar ile bunlar arasındaki "nefes molaları"nın toplamı olarak gerçekleşeceği anlamına gelir.
Devrimimizin işte bu muhtemel gelişim seyri içinde partizan savaşı, Türkiye ve Kürdistan'da, kentler ve kırlarda, devrimin öznel şartlarının olgunlaştırılmasının, iç savaş için güç biriktirilmesinin ve kentlerde silahlı halk ayaklanmasının güçlerinin toplanıp hazırlanmasının, ayaklanmalar arası dönemlerde bu güçlerin yeniden bir araya getirilmesinin, bütün bu stratejik görevlerin başarılması için devrimci iradenin özel rolünü oynamasının önemli bir aracıdır. Devrimci süreç kitlelerin yasal ve yasadışı, barışçıl ve şiddete dayalı, silahsız ve silahlı çeşitli biçimler alan mücadelelerinin zengin bir bileşkesi olarak ilerleyeceğine göre, partizan savaşı bu mücadelelerin geliştirilmesinin hizmetindedir.
Buna bağlı olarak milis, sömürgeci faşist rejime karşı birleşik halk direnişinin daha etkin biçimlerinin ve kitlelerin doğrudan devrimci şiddet eylemlerinin gerçekleşme kanalının örgütlenmesi olduğu gibi, işçi sınıfı ve ezilenlerin ileri kesimlerinin topyekün kent ayaklanmalarına eylemli hazırlığı ve patlak veren ayaklanmaları ileriye taşıyacak kitlesel silahlı güçlerin oluşumu anlamına da gelir.
Aktif Savunma Taktiği Ve Halk Milisi
Faşist politik islamcı saray cuntasının DAİŞ eliyle gerçekleştirdiği kitle katliamları ve özellikle 15 Temmuz'u takiben alabildiğine tırmandırdığı devlet terörü karşısında, antifaşist ve demokratik kitle hareketleri geriye çekiliyor. Buna rağmen, yapısal rejim krizi bütün güncel dışavurumlarıyla sürüyor ve doğrudan bir yenilgi yaşamaksızın geriye çekilen kitlelerdeki mücadele dinamikleri içten içe varlığını koruyor. Devrimci durum devam ediyor. Siyasi olayların gidişatında iç savaş ögeleri birikirken, politik islamcı faşist diktatör Erdoğan, gerek rejimin silahlı güçlerinin tekrar dizayn edilişini gerekse AKP tabanı içinde sivil vurucu sokak çetelerinin örgütlenişini hızlandırıyor.
Silahlı ve yasadışı biçimlerin, mücadelenin şiddete dayalı yöntemlerinin ağırlıklarının arttığı bu dönemin koşulları, komünist öncüden, bu nesnel gerçekliğe uyumlu mücadele araçlarını ve örgüt formlarını çok daha etkin kullanmasını, örgütsel yapılanışını buna adapte etmesini istiyor. Dolayısıyla milis örgütlenmesi, mücadelenin içinden geçmekte olduğumuz döneminin gerektirdiği başlıca örgüt biçimlerinden biri olarak, bugün daha da büyük bir politik önem kazanıyor.
Erdoğan sultasına karşı olan antifaşist kitleler, mücadele sahnesinde daha güçlü yer almak için devrimci ve komünist öznelerin direniş eylemlerinden, militan öncü duruşlarından moral ve cesaret almaya ihtiyaç duyuyorlar. Bu dizginsiz faşist devlet terörüne karşı durmanın en etkili yolunun mücadelenin şiddete dayalı biçimlerini kullanmakta somutlaştığını seziyorlar, deneyimlerinden anlıyorlar. Açık ki, kitlelerin devrimci ve komünist öznelerden beklediği böyle bir direnme pratiğinin ortaya konulamadığı her durum, bunun sözünü edip de eylemini gerçekleştirmeyeni berbat bir oportünist tutarsızlığa itmekle kalmayacak, geriye çekilen kitlelerdeki duraksamanın derinleşmesine ve mücadeleci dinamiklerin sönüp gitmesine de kapı açacaktır.
Faşist politik islamcı saray cuntası karşısında aktif savunma taktiğini uygulamanın, en basit ifadeyle "diktatöre karşı direniş ve zafer" yolunu döşemenin kritik bir halkasını, şimdi halk milisinin en yaygın şekilde örgütlenmesi oluşturmaktadır. Halk milisi, emekçilerin ve ezilenlerin ileri bölüklerini bünyesine alan özsavunma örgütlenmesidir. Faşizme karşı direnişin yerel alanlardaki militan gücü, şiddet araç ve yöntemlerini kullanan kitlevi karakterli örgütüdür. "Gündüz külahlı gece silahlı" insanlardan meydana gelen mücadele grubudur.
Halk milisi grupları, saray faşizminin resmi veya sivil uzantılarını hedefleyen şiddet eylemleri gerçekleştirmekten antifaşist kitle hareketinin güvenliğini sağlamaya uzanan bir yelpazede işlevsel olacaklardır. Bu işlevsellik, bazen bir emekçi mahallesinde karşıdevrimci odak niteliğindeki AKP temsilciliği veya DAİŞ uzantısı derneğin dağıtılması, yerine göre bir TOMA'nın işlemez kılınması, sıklıkla polis saldırılarına karşı politik kitle gösterilerinin öncü tarzda savunulması ya da okullardaki sivil faşist güruhların şiddet araçlarıyla yanıtlanması, kimi zaman bir muhbirin cezalandırılması, bazen de bir emekçi mahallesinde özgür gösteri düzenlenmesi şeklinde gerçekleşecektir. Yani halk milisi, politik sınıf savaşımının güncel sorunlarında kendi dilinden konuşacak, kendine özgü biçimlerde direniş pratiği sergileyecektir.
AKP teşkilatları ve yöneticileri ile Osmanlı Ocakları, MHP teşkilatları ve yöneticileri ile Ülkü Ocakları, polis karakolları ve araçları, dernek görünümünde olan DAİŞ uzantısı örgütlenmeler, DAİŞ'e bağlı işyerleri, halk düşmanı işlere kalkışmış muhtarlar ve belediye personeli, sarayın kayyumları, faşizmin işbirlikçileri ve muhbirleri, saray güdümlü yayın organı temsilcilikleri, tacizci ve tecavüzcü kişi ve kurumlar, öğrencilere faşist baskı uygulayan lise müdürleri, iş cinayetlerinden sorumlu patronlar gibi çok çeşitli örneklerde somutlaşan aktif karşıdevrimci güçler, milisin devrimci şiddet eylemselliğinin hedefine girecektir.
Halk milisinin her yerel direniş pratiği, saray faşizminin yaratmaya çalıştığı "direnilemez, başarılamaz" ruh halinin yayılmasını engelleyen, direnişe eğilimli ama öncü-sürükleyici bir pratik bekleyen kesimleri mücadele saflarında mevzilendirmenin önünü açan, kitlelere kararlılık ve güven aşılayan bir rol oynayacaktır. Ve bu direniş pratiklerinin toplamı, genel düzlemde, hem faşist saray diktatörlüğünü siyaseten yıpratacak, hem de antifaşist kitle hareketinin yeniden canlanıp direniş hattında büyümesinin kaldıracı olacaktır.
Halk Milisinin Yapısı
Antifaşist kitlelerin diri ve enerjik bütün ögeleri halk milisinin potansiyel güçleri olarak değerlendirilmelidir. Milisi meydana getirecek olanların kendi iş ve yaşam alanlarını terk etmeleri söz konusu olmaz, bilakis bu insan topluluğu kendi günlük ortamında milisleşir ve direnişe katılır. Üç kişilik bileşimlerle, esnek ve kapsayıcı tarzda oluşturulacak milis gruplarının başlıca insan kaynağı, hiç kuşkusuz, emekçi semt gençliğidir. Demektir ki, halk milisinin en hızlı örgütleneceği ve en fazla yayılacağı alan öncelikle mahallelerdir. Fakat halk milisi, elbette emekçi mahalleleriyle sınırlı kalmayacak, okullardan işyerlerine kadar her yere yayılması hedeflenecektir. Ve yine, kadın özgürlük milisi, Kızılbaş-Alevi milisi, öğrenci milisi, işçi milisi gibi çeşitli toplumsal ve siyasal mücadele dinamiklerine özgü özsavunma birlikleri kurmanın politik yol gösterici değeri de büyük olacaktır.
Halk milisi örgütlenmesi, genel ve yerel düzeylerde yasal veya fiili meşru mücadele biçimleriyle kendini ortaya koyan antifaşist kitle hareketinden yalıtık ele alınamayacağı gibi, bizzat bir kitle hareketi formu olarak da düşünülmelidir. Zira milis, komünist ve devrimci öznelerin örgütlü güçleriyle sınırlı bir örgüt modeli değildir. Halk milisinin, pratikte kendiliğinden kitlesel karaktere bürüneceği beklenemez ve başlangıç noktasını partinin savaşkan hazır tabanını milisler halinde örgütlemesi ya da diğer devrimci öznelerle beraber milis çekirdekleri kurması teşkil eder, fakat antifaşist kitlelerin diri ve bilhassa genç kesimini kendi saflarına çekmesi kesinkes amaçlanır. Kürdistan'da özyönetim ilan edilen ilçelerden her birinin YPS (Yekîneyên Parastina Sîvîl) adı altında yüzlerce kişiden oluşan milis birlikleriyle savunulması ve bu özsavunma sürecinin toplam sayısı onbinlere varan milisin kahramanca direnişi üzerinde yükselmesi gerçeği, halk milisinin bir silahlı kitle hareketi biçimi olarak gelişmesinin henüz bütün tazeliğini koruyan örneğidir.
Kısaca vurgulanacak olursa, bugünün meselesi, milisi yalnızca özel ve dar bir yeraltı yapısı olarak örgütlemek değil, bunun çok ötesinde, fiili meşru mücadele cephesinde boy gösteren elverişli antifaşist halk dinamiklerinden gitgide büyüyecek bir halk milisi ağı inşa etmektir. Bu milis gruplarının bazıları doğrudan MLKP'ye, bazılarıysa Halkların Birleşik Devrim Hareketi'ne veya yerelde örgütlenecek birleşik direniş komitelerine bağlı olabilir.
Her halk milisi grubunun, hiçbir şekilde mükemmelleştirmeden ve idealize etmeden, asgari bir politik ve teknik donanım edinmesi hedeflenmelidir. Bu, milis bileşenlerinin molotof hazırlamak, tabanca kullanmak gibi temel teknik konularda pratik eğitimlerden geçirilmesini kapsar. Ama aynı zamanda, politik bakımdan hangi tip düşman hedeflerinin öncelikli olduğunun, grup içi iletişimin güvenlikli tarzda nasıl sürdürüleceğinin, bir eylem planı hazırlarken nelerin dikkate alınacağının, amaca uygun bir zulanın nasıl yapılacağının grup üyelerince kavranmasını sağlayacak basit eğitimleri de içerir.
Kurulacak milis gruplarının sürekli hareket halinde tutulmasına dayalı bir çalışma ve mücadele tarzı hayati önemdedir. Milis, bekleyiş ruh haline kapılmamalı ve durmaksızın önüne iş çekmeli, küçük ama süreğen vuruşlar gerçekleştirmeye odaklanmalıdır. Milis grubunun hareket halinde olması, faşist bir düşman hedefine yönelik devrimci şiddet eylemi planlayıp yapmak kadar, basit eğitimleri, istihbarat işlerini, malzeme teminini, özgür ajitasyon çalışmalarını, ev ve araç gibi olanakların hazırlığını veya zula yerleri ayarlanışını da kapsayan bir bütünsellikte anlamlandırılmalıdır.
Komünist öncünün devrimci iradesi, politik islamcı faşist diktatör Erdoğan karşısında halklarımızın direniş mevzilerini çoğaltma ve güçlendirme görevinin başarıyla yerine getirilmesinde cisimleşmelidir. Burada halk milisi, gelişip yaygınlaştığı oranda, hem işçi sınıfı ve ezilenlerin birleşik antifaşist direnişinin buzkıran gücü, hem de komünist öncünün politik-askeri cephesi ve gerilla birlikleri için büyük bir savaşçı kaynağı olacaktır.