Açıklama / KBDH / 27 Aralık 2018
Leyla Güven şahsında direnişi büyüten, tecride karşı mücadalede yer alan başta zindandaki tüm politik tutsaklar olmak üzere, Türkiye- Bakur Kürdistan, Rojava'dan Avrupa'ya kadar direnişte ki tüm halkımızı, kadınları selamlıyoruz. Sayın Leyla Güven'in başlattığı bu direnişle amaçlanan sadece Sayın Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridi kaldırmak değildir. Aynı zamanda bir halkın susturulmaya çalışılan sesini yükseltmektir. Şovenist erkek egemenlikçi, cinsiyetçi politikalar dayatılan Kürt kadının direngenliğine soluk katmaktır. Leyla Güven, tarihin tozlu sayfalarında unutturulmaya çalışılan, zulme, sömürüye ve baskılara karşı direnişiyle destanlar yaratan Kürt halkının, kadınların direniş mirasını devralmıştır. Zilanların, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'lerin, Sewê' lerin yoldaşı olarak dayandiğı tarihten güç aldı Leyla Güven. Erkek egemen, faşizmin temsilciliğini yapan Erdoğan yenilmeye mahkumdur. Bu yenilgiyi AKP rejimi ve Erdoğan'a ezilen cinsler, halklar, işçi sınıfı tattıracaktır. Kürt halkının, kadınların özgürlük, eşitlik taleplerine en kanlı savaş dayatılmış, yaşam hakları ellerinden alınmış, topraklarından sürülmüş, direngen sesleri bastırılmaya çalışılmıştır. Bu kanlı politikaya 20 yıldır ada tipi tecrit koşullarda direnen Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan, tüm halka dayatılan inkarcı, asimilasyoncu saldırılara karşı barışın ve direnişin çağrısı olmuştur. Leyla Güven eylemiyle, direnişiyle Sayın Öcalan'ın sesine ses, soluğuna soluk olma çabasıdır. Leyla Güven'le dayanışma eylemleri dünyanın dört bir yanında yayılarak sürüyor. Bakur'dan Başur'a, Rojhilat'tan Rojava'ya, Türkiye'den Avrupa'ya yayılan açlık grevleri, basın açıklamalarıyla, sokakta büyüyen militan eylemlerle direnişler rüzgarın yönünü değiştiriyor. Leyla Güven'in eylemine büyüyerek artan destek eylemleri, faşist, kadın düşmanı AKP rejimine korku vermektedir. Erdoğan azgınca etrafa saldırıyor, tehdit ediyor büyüyen direnişi kırmaya çalışıyor. Gözaltı, tutuklama saldırılarıyla HDP milletvekilleri onlarca yıllık hapis cezalarıyla, tehditleriyle ve halka yönelik katliamlarla savaşı tırmandırarak kazanacağını sanıyor. Fakat AKP rejimi de erkek egemenlikçi devranının sonunun geldiğinin farkında. AKP hükümeti biliyor ki bu eylem sürecin içerisinde bir ateşleyici işlev taşıyor. Fransa'da başlayan, yayılarak büyüyen Sarı yelekliler hareketinden, bastırılmak istenen Rojava Kadın Devrimine kadar kadınların özgürlük çığlığı büyüyor. Kadınlar her yerde kapitalizme, faşizminzulmüne, erkek egemen zihniyete, zorbalığa karşı direnişten vazgeçmiyor. Sömürgeci savaşın keskinleştiği, yoksulluğun, açlığın büyüdüğü, erkek egemenlikçi saldırıların baskıların arttığı, emekçi halklara, işçilere, direnen tüm kesimlere savaşın, baskının, zulmün dayatıldığı koşullarda direnişi büyütmek, 5 bin yıllık ezilmişliğimize bir darbe indirmektir aynı zamanda. Kadının yıllarca evde, işte sömürüldüğü, sokaklardan korkar hale getirildiği siyasetin dışında görüldüğü, toplumsal erkek egemenlikçi şiddetle kuşatılan cinsiyetçiliğin, ırkçılıkla paralel yükseltildiği bir yaşama karşı direnişin adıdır. Şimdi biz kadınlar evde ve işte emeğimizi savunmaktan, sokakta sesimizi yükseltmekten, siyasetin merkezine yürüme kararlılığımızı büyütmekten, özsavunmamızı geliştirip kendimizi, cinsimizi, koruyacağımız bir araca dönüştürmekten başka çaremiz yok. Büyüyen bu direniş bizim direnişimizdir, Leyla Güven bizim irademizdir. İrademizi teslim almalarına izin vermeyeceğiz. Karanlığın en koyu olduğu an, şafağa en yakın andır. Özgürlük, eşitlik, barış arayışları, devrim mücadelesi de faşizmin, zorbalığın en karanlık olduğu anda sökecektir.
|