Faşist rejim Türkiye ve Kürdistan halklarına karşı tarihin en acımasız savaşını yürütüyor. İşçi, emekçi, kadın ve genç bütün halkımız faşist rejimin saldırılarının hedefidir. Artık saflar gittikçe netleşiyor; demokrasiden, özgürlükten ve eşitlikten yana olan herkes faşist rejim tarafından teslim alınmaya çalışılıyor. Bu koşullar altında faşist iktidar İmralı cezaevinde Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecriti sürdürüyor. Erdoğan rejimi dört parça Kürdistan'da Kürt halkının her türlü kazanımını yıkmayı hedeflemektedir. Bu saldırılarının en önemli ayaklarından biri de Kürt halk önderi üzerindeki tecrittir.
DTK eş sözcüsü, Hakkari milletvekili Leyla Güven'in Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecriti kaldırmak için başlattığı açlık grevi bugün 81. gününe girmiş bulunuyor. Leyla Güven'in özgürlük çığlığı bugün başka direnişçiler tarafından sahiplenildi. Cezaevlerindeki başka tutsaklar başta olmak üzere dört parça Kürdistan'da tecrite karşı Leyla Güven'in talebini sahiplenen ve destekleyen yeni direnişler başladı.
Faşist rejim bugün kapsamlı bir savaş politikası uyguluyor. İşçi sınıfına ve bütün ezilenlere savaş ilan etmiş bulunuyor. Kuzey Kürdistan'da yürüttüğü askeri operasyonlar ve baskılar sürüyor. Kuzey halkına tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar baskı ve zulüm uygulanıyor. Leyla Güven ile dayanışma eylemleri engellenerek eylemciler işkence ile gözaltına alınıyor.
Rojava devrimi faşist Erdoğan rejimi tarafından tehdit ediliyor. Devrimi boğmak, tam anlamıyla boğamadığı noktada kazanımlarını zayıflatmak faşist rejimin temel politikası haline gelmiş bulunuyor. Rojava devrimini boğma konusunda Erdoğan rejimi emperyalist güçlere her türlü tavizi vererek sonuç almaya çalışıyor.
Güney Kürdistan'da yürütülen askeri operasyonlar ve hava saldırılarıyla Medya Savunma Alanları hedef alınıyor. Sürekli olarak devam ettirilen keşif faaliyetleriyle sadece askeri güçler değil güney halkı da faşist T.C.'nin askeri saldırılarına hedef olmaktadır. Her gün çocuk ve kadın demeden Güney Kürdistan halkı faşist terörün hedefi olmuş bulunuyor. Son olarak Güney Kürdistan halkının T.C.'nin hava saldırılarına karşı başlattığı direniş önemli bir tutum alıştır. Faşist rejim kendisinden olmayan herkese düşman bir rejimdir. Bu koşullar altında işçi, emekçi ve ezilen bütün halkımıza düşen görev faşizme karşı bulunduğu bütün alanlarda direnişi büyütmektir. Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak Leyla Güven'in direnişini sahipleniyoruz. Onun ve diğer direnişçi yoldaşların taleplerinin başarıya ulaşması ancak mücadele ederek gerçekleşecektir.
Ülkemizde ve Ortadoğu coğrafyasında mücadele etmeden,savaşmadan ve bedel ödemeden demokrasi, özgürlük ve eşitliğe ulaşmak mükün olmayacaktır. Bu temelde bütün mücadele alanlarında direnişte ısrar etmek ve mücadeleyi yükseltmek tarihsel sorumluluğumuzdur.
Bugün Leyla Güven'in talebi yeni direnişçilerle daha da büyürken milyonlar tarafından da sahiplenilmektedir. Bu temelde faşizmin topyekün saldırıları karşısında topyekün direnişi yükselterek 2019 yılını faşizmin yenildiği ve Birleşik Devrim mücadelesinin zafere ulaştığı bir yıla çevirmek hedefimizdir.
Bu temelde Leyla Güven'in çığlığı bugün bir çığa dönüşmüştür. Şimdi bu mücadeleyi sahiplenmek bütün özgürlük, demokrasi ve eşitlikten yana güçlere düşmektedir.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak tarihsel sorumluluğun bilinciyle Leyla Güven ve bütün direnişçilerin direnişini selamlıyoruz. Direnişçilerin talepleri bir an önce kabul edilmelidir.
Faşist rejimin bütün baskılarına ve saldırılarına rağmen sonunun yakın olduğunun bilincindeyiz. Bu temelde Türkiye ve Kürdistan'da Birleşik Devrim mücadelesini yükseltme görevinin bilincindeyiz.
Leyla Güven'in talebi kabul edilsin, Kürt halk önderi üzerindeki tecrit kaldırılsın! Kahrolsun Faşizm! Yaşasın Birleşik Devrim Mücadelemiz!
Halkların Birleşik Devrim Hareketi Yürütme Komitesi 27 Ocak 2019
|