Tarihe ve geleceğe iz düşen günlerden biridir Newroz. Orta-Doğu halklarının yeniden doğuş ve ayağa kalkış günüdür. Newroz Kürt halkının zalimlere karşı direniş günüdür. Dün olduğu gibi bugün de zalim Dehaklar ve ona karşı direnen çağdaş Kawalar vardır. Bugünün zalim Dehakı AKP-MHP faşist iktidarıdır. Çağdaş Kawa ise Leyla Güven ve özgürlük savaşçılarıdır.

Tarihte ve anda değişmeden devam edip günümüze dek süren tek şey zalimlerin zulmü ve ona karşı direnenlerin onurlu mücadelesedir. TC devleti tarihi boyunca varlık ve gelecek sorununu Kürt ve mazlum halklara düşmanlık üzerine kurmuştur. Bu yolda bir an olsun bile duraklama ve gerileme göstermeden Kürt halkını imha ve yok etme politikasını sürdürmüş ve bugün de etki gücünden bir şey kaybetmeden soykırım politikasını sürdürmeye devam etmektedir. Ne geçen sayısız yıllar, ne de geride bırakılan bir asırlık zaman TC devletinin karakterinin değişimi yönünde bir etkide bulunmamıştır. Kan ve emek üzerine kurulu düzenini talan ve yağmayla devam ettirmekte ısrarlı olan TC devleti kuruluşundan itibaren halklara zulüm ve acı vermekten başka bir şey yapmamıştır. Nasıl ki katliam ve soykırım topraklarımızda eksik olmamış ise halkların direniş ve ayaklanmaları da asla eksik olmamıştır. Dağları ve şehirleri kadar zindanları da özgürlük savaşçılarının direniş ve mücadelelerine tanıklık etmiştir. Tarih ve an tanıktır ki halklarımız zulmün önünde diz çökmemiştir. Ve çökmeyecektir. Faşist AKP-MHP iktidarı zulmünü ne kadar arttırıp çoğaltsa da karşısında direnen ve mücadele eden özgürlük savaşçıları mutlaka olacaktır.

LEYLA GÜVEN DİRENİŞİN ONURUDUR

Tecriti kırmak ve faşizmi yıkmak uğruna bedenini özgürlüğe yatıran Leyla Güven büyük bir direnişin öncülüğünü üstlenmiştir. O onurlu duruşuyla yalnızca PKK lideri Abdulah Öcalan üzerinde yıllardır haksız ve hukuksuz bir şekilde uygulanan tecrite karşı durmamaktadır. Aynı zamanda ezilen sömürülen özgürlük arayan her kesimden emekçinin özgürlüğü için de ayağa kalkıp direnmektedir ve bir özgürlük savaşçısı olarak devrimci kadın kimliğiyle kadınların özgürleşme mücadelesine de öncülük etmektedir.

Leyla Güven zalim Dehaka başkaldıran demirci Kawadan ve Amed zindanlarında direnişin öncüsü olan Mazlum Doğandan aldığı özgürlük ateşini büyütme mücadelesini veriyor. Yüzü aşkın gündür tecrite, açlığa ve her türlü haksızlığa karşı direniyor. Büyük bir irade ve onur savaşı veriyor.

Halkımızı açlık ve zulümle terbiye etmek isteyen diktatörler bilmelidir ki acılarla özgürlük savaşçıları sınanamaz. Tarih, acılara ve işkencelere karşı direnenlerin soylu direnişleriyle doludur.

Leyla Güven Amed zindanlarında acılara ve işkencelere karşı direnen İbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doğan, Kemal Pir, Hayri Durmuş ve Sakinelerin onurlu takipçisidir. Leyla Güven direniş geleneğinin erdemli, cesur devrimci kadın duruşudur.

GENÇ KADIN ERKEK EMEKÇİLER, DEVRİMCİLER

Tecrit sadece zindanlar sorunu değildir. Özgürlük-adalet ve emekten yana olan herkesin sorunudur.

Tecrit demek özgürlüklerin zorla gasp edilmesidir. Acı ve ölüm demektir. Yokluk ve yoksulluk demektir. Leyla Güven tecrit kapılarını direnişiyle kırarak özgürlük yolunu açıyor.

Şimdi her zamandan daha fazla ayağa kalkmanın sokak ve meydanları işgal edip temel hak ve özgürlükler için mücadele etme zamanıdır. Şimdi her zamandan daha fazla ellerimiz ve irademizle savaşma, özgürleşme zamanıdır. Şimdi her zamandan daha fazla birlikte direnme ve ortak mücadele yürütme zamanıdır. Bu bilinç ve perspektifle özgürlüğe uzanıp sömürü ve zulüm devletini tarihin çöplüğüne gömme zamanıdır.

Tecrite karşı kadın bedenini barikat yapan Leyla Güven onurumuzdur.

Özgürlüğümüze ve onurumuza sahip çıkalım.

Newroz direniştir. Direniş bizim işimizdir.

FAŞİZM TECRİTTİR. DİRENİŞ ÖZGÜRLÜKTÜR.

BIJİ NEWROZ!

HBDH YÜRÜTME KOMİTESİ

18 MART 2019