21. Yüzyılda Ekim Devrimi'nin yolunda DÜNYAYI SOSYALİZM KURTARACAK
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

1917 Ekim Devrimi, Rusya'da ücretli kölelik düzenine son verildiği, işçi sınıfı ve emeğin iktidarının kurulduğu bir tarihtir. Tarihsel bir zorunluluk olarak sosyalizmin, SB'de iktidar organı "Sovyetler"le gerçekleşmeye başladığı gündür.

Aradan 89 sene geçmiş olmasına rağmen hala Ekim Devrimi üzerine tartışmaların, yeniden değerlendirmelerin yapılması, Ekim devrimi olgusunun salt Rusya ile sınırlı olmadığını, aksine uluslararası bir karakter taşıdığını göstermektedir. Ekim Devrimi, bugün de dünya proletaryası ve ezilen halklara yol gösteriyor, ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Ekim Devrimi, o güne kadar teori olan sosyalizmin uygulanmasının yolunu açan, teorinin maddi güce dönüşmesini sağlayan atılımdır. Ekim Devrimi, burjuvazinin, 'kapitalizm ebediyen var olacaktır, sosyalizm bir ütopyadır, uygulanamaz' anlayışının bir demagoji olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Ekim Devrimi, başta proletarya olmak üzere sömürülen sınıfların mücadele yöntemlerinde, örgütlenme biçimlerinde, düşünce ve yaşam tarzlarında bir sıçramanın; insanlığın kapitalist dünyadan sosyalist bir dünyaya yönelmesinin ifadesidir. Bu anlamda Ekim Devrimi, tarihsel gelişmede bir nitelik sıçramasıdır; sömürüye dayanan dünyadan sömürüyü tanımayan dünyaya geçişin ilk aşamasıdır. Proleter devrimleri çağını açmıştır.

Dünya proletaryası ve insanlık, SB ve diğer sosyalist ülkeler nezdinde sosyalizm pratiğinin insan yaşamında yaratmış olduğu değişikliği ve dönüşümü yaşadı ve gördü.

Ekim devriminin ürünü sosyalist iktidarla sömürüye ve işçi sınıfı üzerindeki sınıfsal baskıya; sosyalizmin inşasıyla işsizlik, açlık ve yoksulluğa son verildi. Eğitim, sağlık ve konut sorunu kapitalist ülkelerde rastlanmayan bir biçimde çözüldü. Kadınlar üzerindeki baskının maddi toplumsal temellerine, özel mülkiyete karşı mücadele yürütüldü.

Ulusal, etnik ve dinsel önyargı ve çelişkilere dayalı boğazlaşma ve katilamlara son verildi. Uluslar mozaiği SSCB koşullarında, uluslar ve halklar eşit, özgür, onurlu ve kardeşçe yaşadılar.

İşçi sınıfı ve emekçiler, siyasal, toplumsal, iktisadi ve kültürel yaşama etkin katılım yoluna girdiler.

Ekim Devrimi dünya ekonomisi sistemini, "dünya emperyalizmi cephesi"ni parçaladı. SB'de, sosyalist ekonomi, merkezi planlı yönetim ve sosyalizmin ekonomik temel yasasına bağlı olarak, büyük ve çekici bir başarı kazandı. Ekonomik alandaki bu büyük başarı, kapitalist sisteme dahil ülkeleri etkiledi. Bazı ülkeler biçimsel de olsa planlı ekonomik gelişime, devlet kapitalizmine yöneldi. Sosyalizmin iktisadi ve siyasi başarılarının basıncıyla burjuvazi "sosyal devlet" uygulamalarına geçmek zorunda kaldı.

2. Dünya Savaşında Kızılordu ve SB halklarının belirleyici mücadelesiyle faşizmin ezilmesi ve sosyalist sistemin dünyada güçlenmesinin etkileyici sonuçları, emperyalist kapitalist ülkelere çeşitli biçimlerde yansıdı. İşçi sınıfı ve emekçilerin sosyalizme sevgisi ve sempatisi büyüdü. Burjuva düzen partileri, sosyalizm kavramı ve sembollerini sahiplendi; faşist partiler bile sosyalizmin prestiji ve çekiciliğini "nasyonal sosyalizm" isimiyle istismar ettiler. Emperyalist burjuvazi ve ideologlarının "sosyalizm öldü" dedikleri günümüzde, tekelci burjuvazinin bazı partileri ve bazı hükümetlerinin hala "sosyalizm" ismini taşımaları, sosyalizmin silinmez tarihsel izleri ve yaşanmış çekici pratiğinin sonuçlarıdır.

Dünya proleteryası ve halklarının yüzü sosyalizme doğru

Ekim devrimi ve SB'de sosyalizm, sömürgeci esaret ve bağımlılık altında inleyen ulus ve halkların en büyük destekçisi oldu. Bugün de Asya kıtası ve Nepal'de yürütülen halk savaşları, Latin Amerika ülkeleri devrimci savaşımları ve antiemperyalist hükümetleri; Ortadoğu'da Irak, Lübnan ve Filistin direnişleri, sosyalist sistemin boşluğu ve eksikliğini hissediyor ve yaşıyorlar. Sosyalizm koşullarındaki halkların kardeşliği ve özgürlüğünün yerini Balkanlar, Ortadoğu, Asya ve Afrika'da nasıl bir ulusal, etnik ve dinsel boğazlaşma ve çatışmaya bıraktığını görüyoruz. Bir kez daha kanıtlanıyor ki, ezilen ulus ve dillerin tam hak eşitliği, halkların kardeşliği ve özgürlüğü ancak sosyalizmle mümkündür.

Emperyalist küreselleşme saldırılarının yaratmış olduğu toplumsal yıkım ve tahribatın ürünü olarak enternasyonal kitle hareketleri; Almanya, Fransa, Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerinde, gençliğin, işçi sınıfı ve emekçilerin "bir başka dünya" arayışı ve girişimleri, tastamam 21. yüzyılda sosyalizme yönelimi ifade etmektedir.

Bugün, devrimci ve komünist güçler parçalı, dağınık, kendiliğindenci ve etkisiz olsalar da, sosyalizmin maddi toplumsal temelleri tek tek ülkelerde, bölgelerde ve uluslararası alanda çok daha fazla olgunlaşmıştır. Dünya proletaryası, sosyalizm mücadelesi ve sosyalizm pratiğinin zengin ve ilerletici deneyimlerine sahiptir. Sosyalizm savaşımının olanakları, dinamikleri ve koşulları büyümüştür. Uluslararası alanda iktisadi, toplumsal, ulusal çelişki ve çatışmalar, kitle uyanışı ve ayaklanmaları, arayış ve yönelimleri, devrimci örgüt ve partilerin kurulması, eylemleri ve mücadele düzeylerindeki gelişmeler bunu göstermektedir.

Emperyalist burjuvazi ve yerel işbirlikçileri, dünyada aşağıdan yığınların bu hareket dalgası, uyanışı, yönelimi ve eylemini gördükleri için yeni faşist-gerici kurumlar oluşturuyor, uluslararası anlaşmalar ve yasalar yapıyor, uluslararası işbirliğiyle devrimci ve komünist örgütlere saldırıyorlar. Partimiz MLKP'nin Eylül 2006'da yüz yüze kaldığı faşist saldırı, bu uluslararası saldırının bir parçasıdır.

21. yüzyılın başlarında dünya işçi sınıfı ve halkları yüzlerini yeniden sosyalizme çevirmişlerdir. Devrim ve sosyalizm günceldir. Zira "bir başka dünya" arayışı, sosyalizmdir.

Emperyalist burjuvazinin ve ideologlarının Marksizm-Leninizm'e saldırıları, Ekim Devriminin kazanımlarını unutturmaya ve çarpıtmaya çalışmaları sonuç vermeyecektir. Günümüzde komünist partiler, Ekim Devrimi'nden dersler çıkartarak, SSCB'de sosyalizmin inşasından ve 1956'da yıkılmasından dersler çıkartarak kapitalist sistemi yıkmak göreviyle karşı karşıyadırlar. Komünist partiler, antiemperyalist mücadeleyi, ezilen halkların ve bağımlı ulusların ulusal kurtuluş mücadelesini sosyal kurtuluş perspektifiyle ele almak ve bizzat bu mücadeleye önderlik etmek göreviyle karşı karşıyadırlar.

21. yüzyılın ilk yılları gösteriyor ki, sosyalizmin dünya çapında zaferi mümkündür. Yaşanan sosyalizm pratiği deneyimleri ve daha da olgunlaşan sosyalizmin maddi temelleri, kendi öznel güçleriyle buluştuğunda kapitalizmin temelleri yıkılacak, proletarya ve insanlık sınırsız, sömürüsüz, devletsiz ve sınıfsız bir dünyaya ulaşacaktır.

Ekim Devrimi bir çığır açmıştır. MLKP, Ekim Devrimi'nin bu yolunda yürüyecektir.

MLKP
Merkez Komitesi
Ekim 2006