Emperyalizmin uluslararası komplolarına karşı uluslararası dayanışmaya!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Emperyalistler arasında keskinleşen çelişkiler, tüm dünyada siyasi gericilik ve saldırganlığın tırmanışına neden olmaktadır. Bunun bir ucu, Afganistan ve Irak'ın ABD ve yedeğindeki emperyalist güçlerce işgali, Lübnan'a emperyalist-Siyonist saldırı; bir ucu Kafkasya'da, Balkanlar'da, Ortadoğu'da tezgahlanan ve kışkırtılan halklar arası boğazlaşmalar; bir ucu emperyalist metropoller dahil burjuva devletlerde gelişen siyasi baskılar ve yeni anti-terör yasaları; bir ucu, emperyalistlerin uluslararası güçlerinin dünya işçi sınıfı, emekçi yığınlar ve ezilen halklara ve onun devrimci öncülerine açtıkları savaştır. Emperyalist güçler ve işbirlikçileri, stratejik planlarında önlerine çıkan veya çıkma potansiyeli taşıyan devrimci-ilerici kuvvetlere karşı uluslararası komplo ve operasyonlara da aktif olarak başvurmaktalar. 1999 yılında PKK lideri A. Öcalan'ın uluslararası komployla tutsak edilmesi, 2000 yılında PCE(r)'ye dönük operasyon, 2004'te DHKPC'ye, 2005'te MKP'ye yönelik saldırılar ve son olarak da Eylül 2006'da partimiz MLKP'nin hedefi olduğu uluslararası saldırılar, aynı zincirin parçaları olarak gündeme gelmiştir. Partimize yönelik bu vahşi saldırı, CIA, MOSSAD ve MİT'in işbirliği ve MİT-Genelkurmay-polisin koordinasyonu ile gerçekleşmiştir.
Bu saldırı aynı zamanda, partimizin uluslararası düzeydeki yönelim ve çabalarını kırmayı hedeflemiştir. Partimiz, ilerici, devrimci, komünist partiler arasındaki enternasyonal ilişkilerin somut, eylemli ve gerçek ilişkiler temelinde ilerlemesi gerekliliği düşüncesine sahiptir. Enternasyonal dayanışma ve antiemperyalist ve komünist hareketin bölgesel ve uluslararası örgütlenmesinde bu somut zeminde küçümsenmeyecek başarılar elde etmiştir. Partimiz, Türkiye ve K. Kürdistan'da olduğu gibi uluslararası alanda da, tam da bu saldırılarla tasfiye edilmek istenen çizgide ilerlemeye kararlıdır.
Bu saldırı, somutta Uluslararası Komünist Hareketin Türkiye ve Kuzey Kürdistan kolu MLKP'ye yönelmiş olsa da, tüm ilerici, devrimci ve komünist güçler tarafından uluslararası niteliğiyle algılanmalıdır; saldırıyı kırmanın ve püskürtmenin uluslararası hareket adına bir zafer ve emperyalist güçler adına bir yenilgi olacağı kavranmalıdır. Yıkmaya, yok etmeye, dağıtmaya çalıştıkları, işçi sınıfı ve emekçi yığınların, ezilen halkların toplumsal kurtuluş umudu ve mücadelesidir. Burjuvazinin bu uluslararası saldırısını, uluslararası dayanışma ve mücadeleyle büyüterek yanıtlamak, yalnızca MLKP'nin değil, tüm dünyadaki ilerici, devrimci ve komünist kuvvetlerin de görevidir.
Saldırıların gerçekleştiği Eylül ayından bu yana, uluslararası dayanışmanın son derece olumlu örnekleri de gelişmiştir. Dost örgütlerin sayısız dayanışma mesajları ve eylemleri, Partija Rada'nın Türk konsolosluğu yakınında yaptığı "Yaşasın MLKP" yazılaması örneğindeki gibi ideolojik anlamı büyük eylemlilikler, Arjantinli demokratik mücadele platformlarının kitlesel tarzda protesto faksı gönderme çağrıları yapması, eylemli, aktif dayanışmanın olumlu örnekleridir. Saldırıların gerek tek tek ülkelerde, gerek uluslararası alanda duyurulması için yapılan açıklama ve yayınlar değerlidir. Yine aynı çerçevede, dayanışma amaçlı röportaj, deneyim aktarımı ve tek tek ülkelerden haberlerin akması, devrimci parti ve örgütler arasında doğallığında yürümesi gereken ilişki biçiminin, deneyim alışverişinin olumlu örnekleridir.
Saldırılara karşı partimizle ve saldırıya uğrayan devrimci, sosyalist kurum ve örgütlerle dayanışma eylemleri, saldırıların içte ve uluslararası alanda duyurulması çabaları, Türk devletine protesto faksları gönderilmesi ve bunun çoğaltılması, ziyaret ve delegasyonların örgütlenmesi, tutsaklara dayanışma kartları gönderilmesi, aktif dayanışmanın bazı somut örnekleri olabilir. Yine, tutsakların mahkemelerine uluslararası delegasyonlar gönderme ve mahkeme günlerinde Türk konsoloslukları önünde eylemler düzenlemek, mahkemeleri Türk faşist sömürgeciliğinin yargılandığı uluslararası kürsülere dönüştürmek bakımından da etkili bir araç ve enternasyonal dayanışma deneyimleri hazinesine yeni bir kazanım olabilir.
İlerici, devrimci, komünist güçlerin, yalnızca partimize yönelik saldırıyı değil, bu türden saldırılara uğrayan tüm kuvvetleri, örneğin İspanya'da ve Bask ülkesindeki tutsakları, Meksika'da Oaxaca direnişini ve tutsaklarını benzer biçimde yanıtlamaya devam etmesi hem partimizin hem de içinden geçtiğimiz tarihsel sürecin bizlerden beklentisidir.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Emperyalizmin uluslararası komplolarına karşı uluslararası dayanışmaya!
fc Share on Twitter
 

Emperyalistler arasında keskinleşen çelişkiler, tüm dünyada siyasi gericilik ve saldırganlığın tırmanışına neden olmaktadır. Bunun bir ucu, Afganistan ve Irak'ın ABD ve yedeğindeki emperyalist güçlerce işgali, Lübnan'a emperyalist-Siyonist saldırı; bir ucu Kafkasya'da, Balkanlar'da, Ortadoğu'da tezgahlanan ve kışkırtılan halklar arası boğazlaşmalar; bir ucu emperyalist metropoller dahil burjuva devletlerde gelişen siyasi baskılar ve yeni anti-terör yasaları; bir ucu, emperyalistlerin uluslararası güçlerinin dünya işçi sınıfı, emekçi yığınlar ve ezilen halklara ve onun devrimci öncülerine açtıkları savaştır. Emperyalist güçler ve işbirlikçileri, stratejik planlarında önlerine çıkan veya çıkma potansiyeli taşıyan devrimci-ilerici kuvvetlere karşı uluslararası komplo ve operasyonlara da aktif olarak başvurmaktalar. 1999 yılında PKK lideri A. Öcalan'ın uluslararası komployla tutsak edilmesi, 2000 yılında PCE(r)'ye dönük operasyon, 2004'te DHKPC'ye, 2005'te MKP'ye yönelik saldırılar ve son olarak da Eylül 2006'da partimiz MLKP'nin hedefi olduğu uluslararası saldırılar, aynı zincirin parçaları olarak gündeme gelmiştir. Partimize yönelik bu vahşi saldırı, CIA, MOSSAD ve MİT'in işbirliği ve MİT-Genelkurmay-polisin koordinasyonu ile gerçekleşmiştir.
Bu saldırı aynı zamanda, partimizin uluslararası düzeydeki yönelim ve çabalarını kırmayı hedeflemiştir. Partimiz, ilerici, devrimci, komünist partiler arasındaki enternasyonal ilişkilerin somut, eylemli ve gerçek ilişkiler temelinde ilerlemesi gerekliliği düşüncesine sahiptir. Enternasyonal dayanışma ve antiemperyalist ve komünist hareketin bölgesel ve uluslararası örgütlenmesinde bu somut zeminde küçümsenmeyecek başarılar elde etmiştir. Partimiz, Türkiye ve K. Kürdistan'da olduğu gibi uluslararası alanda da, tam da bu saldırılarla tasfiye edilmek istenen çizgide ilerlemeye kararlıdır.
Bu saldırı, somutta Uluslararası Komünist Hareketin Türkiye ve Kuzey Kürdistan kolu MLKP'ye yönelmiş olsa da, tüm ilerici, devrimci ve komünist güçler tarafından uluslararası niteliğiyle algılanmalıdır; saldırıyı kırmanın ve püskürtmenin uluslararası hareket adına bir zafer ve emperyalist güçler adına bir yenilgi olacağı kavranmalıdır. Yıkmaya, yok etmeye, dağıtmaya çalıştıkları, işçi sınıfı ve emekçi yığınların, ezilen halkların toplumsal kurtuluş umudu ve mücadelesidir. Burjuvazinin bu uluslararası saldırısını, uluslararası dayanışma ve mücadeleyle büyüterek yanıtlamak, yalnızca MLKP'nin değil, tüm dünyadaki ilerici, devrimci ve komünist kuvvetlerin de görevidir.
Saldırıların gerçekleştiği Eylül ayından bu yana, uluslararası dayanışmanın son derece olumlu örnekleri de gelişmiştir. Dost örgütlerin sayısız dayanışma mesajları ve eylemleri, Partija Rada'nın Türk konsolosluğu yakınında yaptığı "Yaşasın MLKP" yazılaması örneğindeki gibi ideolojik anlamı büyük eylemlilikler, Arjantinli demokratik mücadele platformlarının kitlesel tarzda protesto faksı gönderme çağrıları yapması, eylemli, aktif dayanışmanın olumlu örnekleridir. Saldırıların gerek tek tek ülkelerde, gerek uluslararası alanda duyurulması için yapılan açıklama ve yayınlar değerlidir. Yine aynı çerçevede, dayanışma amaçlı röportaj, deneyim aktarımı ve tek tek ülkelerden haberlerin akması, devrimci parti ve örgütler arasında doğallığında yürümesi gereken ilişki biçiminin, deneyim alışverişinin olumlu örnekleridir.
Saldırılara karşı partimizle ve saldırıya uğrayan devrimci, sosyalist kurum ve örgütlerle dayanışma eylemleri, saldırıların içte ve uluslararası alanda duyurulması çabaları, Türk devletine protesto faksları gönderilmesi ve bunun çoğaltılması, ziyaret ve delegasyonların örgütlenmesi, tutsaklara dayanışma kartları gönderilmesi, aktif dayanışmanın bazı somut örnekleri olabilir. Yine, tutsakların mahkemelerine uluslararası delegasyonlar gönderme ve mahkeme günlerinde Türk konsoloslukları önünde eylemler düzenlemek, mahkemeleri Türk faşist sömürgeciliğinin yargılandığı uluslararası kürsülere dönüştürmek bakımından da etkili bir araç ve enternasyonal dayanışma deneyimleri hazinesine yeni bir kazanım olabilir.
İlerici, devrimci, komünist güçlerin, yalnızca partimize yönelik saldırıyı değil, bu türden saldırılara uğrayan tüm kuvvetleri, örneğin İspanya'da ve Bask ülkesindeki tutsakları, Meksika'da Oaxaca direnişini ve tutsaklarını benzer biçimde yanıtlamaya devam etmesi hem partimizin hem de içinden geçtiğimiz tarihsel sürecin bizlerden beklentisidir.