Parlamentonun ve hükümetin fiilen devre dışı bırakıldığı, Genelkurmay'ın yönetimde ağırlığını koyduğu ve rejim krizinin daha da ağırlaştığı, darbe ve savaş hali koşullarının olgunlaştığı bir süreçten geçiyoruz.
27 Nisan muhtırasıyla AKP'ye Cumhurbaşkanlığı seçtirtmeyen Genelkurmay, PKK'ye ve Güney Kürdistan'daki Kürt ulusal devletleşmesine karşı sınırda 200 bin kişilik orduyla her an Güney Kürdistan'a saldırıya ve işgale hazırlanmaktadır. Sömürgeci faşist diktatörlüğün komuta kademesi olarak Genelkurmay, Kuzey Kürdistan'da kirli savaşı yeniden tırmandırmakta, "Güvenlikli Bölge" diyerek tekrar OHAL'i getirmekte ve bunu da bütün Kürdistan'a yaymayı ve Güney Kürdistan'ı işgal ederek sömürgeci kirli savaşı boyutlandırmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda bu yolla içinde bulunduğumuz seçim sürecine de doğrudan müdahale etmekte ve yönlendirmektedir.
Generallerin 27 Nisan muhtırasında yapılan "Ne Mutlu Türküm demeyen düşmandır" vurgusu, bütün bir Kürt halkına karşı açık bir savaş ilanı olduğu gibi, aynı zamanda, Kürt halkına yönelik savaşı itirazsız ve generallerin istediği yönde ve biçimde sürdürecek bir hükümet talebinin de hazırlığıdır. Ve bunu, Genelkurmayın halka "kitlesel karşı koyuş refleksinizi gösterin" çağrısı tamamladı. Bu çağrı, Kürt halkına, Kürt yurtsever kişi ve kurumlarına karşı bir iç savaş planıdır. Faşist generaller, bir Türk-Kürt saflaştırmasını, Kürt halkına karşı iç savaş ilanını, kirli savaşın bir yöntemi olarak gündemleştirmekte ve bunu da "bütün bir ulus" adına yapmaktadırlar.
Türk Halkı,
Faşist genelkurmay, Kürt-Türk saflaştırması ve düşmanlaştırmasını yaratarak ve yine Güney Kürdistan'daki ulusal Kürt devletleşmesini düşman göstererek, seni yedeklemek ve kirli emellerine alet etmek istiyor. Bunu reddetmelisin! Kürt halkı, senin düşmanın değil, kardeşindir. Kendi yazgısını özgürce belirleme hakkı, her ulus gibi Kürt ulusunun da hakkıdır. Faşist generallerin, kirli savaş sürdürücülerinin, kontrgerillacı katillerin, ülkücü faşistlerin ve faşist linç güruhlarının saldırı ve kışkırtmalarına alet olma! Faşist sömürgeci MGK diktatörlüğünün, savaşçı, yayılmacı ve işgalci planlarına alet olma! Senin çıkarın ve kurtuluşun, Kürt halkıyla kardeşleşmeyi, ortak düşmana karşı birlikte savaşmayı gerektirir! Kardeş kanı dökmek onursuzluk ve köleliği kabullenmek değilse nedir? Sana dayatılan onursuzluğu reddetmelisin! Unutma ki kardeş Kürt halkı, senin özgürlüğün için de savaş veriyor!
Kardeşler,
Faşist generaller çetesinin direktifleriyle örgütlenen "Cumhuriyet Mitingleri", şimdi de Kürt halkına karşı kirli savaş için, kitlesel linç ve katliamlar için, işgalci planlara destek için yeni biçimlerle sürdürülüyor. Dün, "Cumhuriyet Mitingleri" düzenleyenler, şimdi de "Vatan Mitingleri" düzenliyorlar. Bu mitingler, kardeş Kürt halkına, bütün ilerici devrimci güç ve kurumlara, ilerici aydınlara karşı kanlı bir iç savaş hazırlığının ürünüdür. Bu kanlı ve kalleş yoldan yürümeyi reddetmelisin! Generallerin örgütlediği kirli iç savaş mitinglerine katılmayın! Irkçı faşist katilleri kendi kaderleriyle baş başa bırakın!
Türk ve Kürt halkımız, işçi ve emekçiler, bütün ezilenler, sömürgeci faşist diktatörlüğün ırkçı, faşist ve yayılmacı cepheleştirmelerine karşı kendi özgürlük cephemizden, topyekûn direnişle yanıt verelim! Antifaşist, antimilitarist, antişöven güçlerin cephesinde saf tutarak, kapsamlaştırılarak boyutlandırılan kirli savaşa, gerillanın imhasına, Güney Kürdistan'ın işgaline dur diyelim!
İlerici aydınlar, devrimciler, yoldaşlar, mücadelenin her cephesinde, Halkların Kardeşliği Platformlarını oluşturarak, faşist sömürgeci saldırganlığı ortak direnişlerimizle püskürtelim! Dayatılan kirli iç savaş saldırılarına ve yaygınlaştırılacak linççi katliamlara karşı savunma ve saldırı birliklerinde örgütlenerek halklarımızın iradesini ortaklaştıralım!