13. kuruluş yıldönümünde şan olsun partimiz MLKP’ye
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 


 

8 Eylül 2007 / MLKP Merkez Komitesi

10 Eylül, coğrafyamızda enternasyonal proletaryanın öncüsü MLKP'mizin kuruluş yıldönümüdür. MLKP, işçi sınıfı ve ezilenlerin devrim ve sosyalizm kavgasını, kendi tarihsel mirası, birikimi ve deneyimlerine dayalı olarak zafere taşınması iradesi ve kararlığıdır. Marksist-Leninist teorinin, devrimci program ve eylemle somutlanması; "kendiliğinden sürece" etkin ve devrimci bir müdahalenin gerçekleşmesidir. Devrimci teori ile devrimci eylemin tutarlı bir uyumu; bunun devrimci ve değiştirici sonuçlarının görülmesidir.

MLKP, ateş altında, sert sınıf mücadelesi koşullarında, devrimci eylemiyle kendi tarihini yapmaya devam ediyor. Şüphesiz ki, bu tarihin yapılışında ve bu yapının kuruluşunda, en büyük pay ve onur, şehit ve tutsak yoldaşlarımızındır. Partimiz, tarihsel ve siyasal görevleri karşısında, onların omuzlarımızdaki ağırlığını hissederek ilerliyor.


İşçiler, emekçiler, gençler, kadınlar


MLKP, işçi sınıfı ve ezilenlerin özgürlük ve sosyalizm mücadelesinin hem bir ihtiyacı, hem de bir ürünü olarak doğdu. Tarihsel yürüyüşü, kendi özgün siyasal ve örgütsel gelişim çizgisi doğrultusunda gerçekleşti. O, gerçek kurtuluşu getirecek devrimin güncelliğinden hareket etti. O nedenle sömürülen, aşağılanan, lanetlenen ve ezilen milyonların umududur.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan coğrafyasında, devrimci savaş örgütü çizgisinde ilerleyen partimiz MLKP, 12. kuruluş yıldönümünde sömürgeci faşist rejimin fiziki bir tasfiye saldırısıyla yüz yüze kaldı. Bu saldırı işçi sınıfımız ve ezilenlerin sesi, sözcüsü, örgütlülüğü ve eylemine karşı bir saldırıydı. Ve partimiz somutunda büyüyen devrimci irade ve savaşıma yönelik karşıdevrimin bir etkisiz kılma hamlesiydi. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu irade çarpışması sürecinde partimiz güçlenerek çıktı. Bunun haklı gurur ve sevincini yaşıyoruz. Partimizin siyasal mücadele tarzı ve geleneğinin mayası tutmuştur. Bugün kendi siyasal ve örgütsel gelişiminin ana çizgilerinin izleri daha da belirginleşmiştir. Ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz.


İşçiler, emekçiler


Nerede, işçi sınıfı ve emekçiler üzerinde iktisadi, siyasi ve ideolojik bir baskı, saldırı ve kuşatma olduysa, MLKP çağrısı ve eylemiyle orada oldu. Nerede ulusal, etnik, cinsel ve mezhepsel inkar, imha ve baskı olduysa MLKP orada oldu.
Nerede emperyalist ve işbirlikçi sermayenin Tuzla tersanelerinde olduğu gibi, azami kar hırsıyla işlediği cinayetler olduysa, ücretli köleliğe karşı işçi sınıfı ve emekçilerin direniş ve grevleri yaşadıysa MLKP orada oldu.
Türk ve Kürt halkımız,
Emperyalist kapitalizmin neoliberal politikaları, emperyalist tehdit, savaş ve saldırganlıkların, küresel ısınma ve çevre sorunlarının insanlığı nasıl büyük bir felaketle yüz yüze bıraktığı her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Artık yoksulluk, açlık ve işsizliğe susuzluk, kuraklık, doğa ve çevre kirlenmesi, hava kirliliği, nükleer enerji sızıntıları da eklenmektedir.
Neoliberal politikaların yürütücüsü AKP ve hükümeti yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk, çetelerle mücadele edemez; çünkü bu kötülükleri üreten kapitalist sistem ve faşist rejimdir. Emperyalist küreselleşme saldırılarına bağlı bütün dünyada gerici-faşist yasalar ve kurumlar yapılırken bu hükümet demokratikleşmeyi gerçekleştiremez. Kürt ulusuna karşı imha ve inkar politikaları yürütülürken, Ortadoğu'da bölgesel savaş tehlikesi sürerken "sivil anayasa"ya bağlı demokratikleşme söylemleri tam bir aldatmacadır. Liberal parlamenter hesaplar ve AB sürecine bağlı beklentiler sadece halklarımızın kendi özgücüne dayalı gerçek özgürlük mücadelesini bloke etmek anlamına gelir.
Irkçı -şovenist Kızılelmacı parti ve cephenin, antiemperyalizm demagojisi, Kürt düşmanlığı ve laik -antilaik çelişkiyi kışkırtma temelinde yarattığı gerici cepheleşmenin emekçileri kendi sınıf çıkarlarına yabancılaştırdığı, örgütsüzleştirdiği, böldüğü ve etkisiz kıldığı bir diğer gerçeğimizdir. Halkların kardeşliği, işçi ve emekçi sınıf çıkarları temelinde, emekçi yurtseverliği görüş açısı olmadan halklar köle olmaya devam edecekler, kendi sömürücü cellâtlarına yedekleneceklerdir.


Yoldaşlar,


Sermaye ve faşizmin partimize saldırısı şüphesiz ki, tarihsel ve siyasal sorumluluklarımızı daha da büyüttü. Ama 9 Eylül günü, aktif savunma çizgisinde bilinçle, kasıtla ve ısrarla mevzilerimizi koruduk ve genişletme hattında ilerledik. Devrimci bir kararlılık, süreklilik ve inatla gösterilen yolda, gidilecek yolda yürüdük. Bu, geleceğe başarıyla yürümemizin önemli teminatıdır.
İçinden geçtiğimiz dönem, siyasal sürecin çelişkileri, gelişme yönü ve gündemleri, devrimci hareketin merkezinde olarak partimizi yakıcı güncel sorumluluklar ve tarihsel görevlerle yüz yüze getirmiştir. Bu görevlerimizi başarıyla yerine getireceğiz.
ABD'nin stratejik çıkarları ve bölgesel yayılmacı emellerle sömürgeci faşist rejimin ülke içinde Kürt halkı ve Kürt ulusal hareketine, Güney Kürdistan ve Irak'a, İran'a yönelik saldırı planlarına dahil olacağı, ve halklarımızı savaş bataklığına çekeceği unutulamaz. Kürt ulusuna yönelik imha ve inkar politikalarına, Ortadoğu'da emperyalist savaş ve işgal işbirlikçiliğine karşı savaşmaya devam edeceğiz.
Süreç, örgütlülük ve nitelik düzeyini yükseltmeyi; her yoldaşın ve her parti örgütünün kendi alanında, kendi görevleri üzerinde siyasal ve pratik yoğunlaşmasını, siyasal ve örgütsel çizgide derinleşmesini öngörüyor. Umut dimdik ayakta!


Devrimin zaferi için yaşasın MLKP!