Sevgili Yoldaşlar,
Ezen ve ezilenler arasındaki amansız mücadele, güçler dengesine bağlı olarak bedeller ödemeyi gerektiriyor. İşçi sınıfının örgütlülük düzeyinin düşük olması ve kendi partisiyle bağlarının zayıf olması, bugün burjuvaziyi sınıfa saldırılarında daha da pervasızlaştırıyor. Hemen her ülkede burjuvazinin işçi sınıfının haklarına saldırıları, genelde sendikal bürokrasinin desteğini de arkasına alarak devam etmekte. Bu durum, sınıfın öncüleri olan partilerimizin sorumluluğunu ve görevlerinin büyüklüğünü ortaya koymakta.
Şüphesiz işçi sınıfı ve onun öncü güçleri bu saldırılara karşı sessiz kalmamakta. Birçok ülkede geniş çaplı grevler, direnişler, protestolar gerçekleştirilmekte. Partilerimiz, bu dipten gelen dalgayı büyütmek, örgütlemek ve daha ileri mücadelelere hazırlamak görevinin bilinciyle hareket etmekte ve edecektir.
Emperyalist-kapitalist sistemin, devrim ve sosyalizm kavgasını boğmak için komünist ve devrimci parti, örgüt ve kurumlara saldırıları, komploları geçmişte olduğu gibi bugün de devam etmektedir. İşte bunun en açık örneği Fransa'da yargılanan komünist tutsaklar. İspanya'da, İspanya işçi sınıfı ve ezilenlerin baskı ve sömürü sistemine karşı mücadelesini örgütlemeye çalışan PCE(r)'nin uğradığı saldırılar, sadece İspanya devletinin saldırılarıyla sınırlı kalmamakta, bu saldırılara Fransız devleti de katılmakta. Kasım 2000'de tutsak ettiği PCE(r)'li komünist tutsakları, her türlü uluslararası insan haklarını ve hukukunu çiğneyerek 2 yıl boyunca mahkemeye çıkarmadan hücrelerde tutan Fransız devleti, komünist tutsakları açlık grevi direnişi sonrası mahkemeye çıkarmaya başladı. Fransız devletinin iki yıl boyunca mahkemeye çıkarmadan tutsakları hücrede tutması, tutsaklara karşı ellerinde birşey olmadığını, davanın komplo olduğunu ispatladığı gibi, bugün yürütülen mahkeme de o kadar göstermelik ve antidemokratiktir. Tutsakların haklı ve meşru mücadelesini kriminalize etmeye çalışarak, İspanya devletine dostluk görevini yerine getiren Fransız devleti ve onun burjuva mahkemeleri, bu tutumlarıyla İspanya işçi sınıfı ve onun öncü komünist güçlerine saldırmaktadırlar.
Fransız devletinin İspanyol komünist tutsaklara karşı bu saldırıları, 2,5 yılı aşkın süredir zindanlarda tutması ve bugünkü göstermelik mahkemeleri, Fransız devletinin antidemokratik yüzünü ortaya koymaktadır. Bu uygulamalar, PCE(r)'nin mücadelesinin haklılığını, meşruluğunu ve büyüklüğünü bir kez daha gösterdiği gibi, İspanyol ve Fransız devletlerinin de saldırganlaştıkça acizleştiklerini göstermektedir.
Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında devrim ve sosyalizm bayrağını yükselten partimiz MLKP'de, benzer saldırı ve komplolardan sürekli nasibini almaktadır. Ancak hiçbir saldırı devrim ve sosyalizm kavgasını engelleyemeyecektir. Zindanlara atılan yoldaşlarımız da, sınıf mücadelesini bulundukları alanlardan yükseltmekte, devrimci görevlerini oradan da yerine getirmektedirler. Faşizmin fiziki olarak güçlülüğü, komünist tutsakların çelikten iradesi karşısında paramparça olmaktadır. Komünistler gücünü davalarının haklılığından ve örgütlü savaşmaktan almaktadırlar.
Partimiz MLKP, 12 Haziran 2003'de Fransa'da mahkemeye çıkarılacak olan PCE(r)'li komünist yoldaşlarla dayanışma içinde olduğunu belirtmekte, sizleri ve tutsaklarınızı enternasyonal komünist duygularla birkez daha selamlamaktadır. Geçmiş aylarda Türkiye'nin değişik şehirlerinde yapılan eylemlerle yükseltilen "PCE(r)'li Tutsaklara Özgürlük" şiarları ve enternasyonal dayanışma, gelecekte de enternasyonal görevlerimiz arasındadır.
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın Devrim, Yaşasın Sosyalizm!
MLKP Enternasyonal İlişkiler Bürosu
|