ABD'nin, S. Hüseyin'in ele geçirilmesini, Irak'ta işgale ve himayeci sömürgeciliğe karşı büyüyen direnişin geriletilmesi ya da çökertilmesi biçiminde yansıtması, CIA'nın başvurduğu tipik bir psikolojik harp yöntemidir. Dünyada ABD'nin tek "mutlak irade" ve "yenilmez güç" olduğunu göstermek amacını taşıyor. Bunu yapmak zorundaydı, çünkü, dünyada gerçek güç ilişkileri, dengeleri ve halkların ortaya çıkan haklı savaş iradeleri, ABD'nin tek "mutlak ve yenilmez" bir güç olmadığını her defasında gösterdi. Bunun en son örneğini Vietnam ve emperyalist tahakküme boyun eğmeyen halkların direnişi oluşturmaktadır
Irak'ta halkın büyüyen direnişi S. Hüseyin'le özdeşleştirilemez. Saddam Hüseyin diktatörünü Irak halkının başına bela eden ABD emperyalizmidir. S. Hüseyin, bütün suçlarını ABD'nin gözetiminde işledi. Saddam rejimini güçlendiren, destekleyen, kimyasal ve konvansiyonal silahlarla donatan ABD ve diğer emperyalist güçlerdir. Halepçe katliamına onay veren, Irak'ı İran'a saldırtan ABD'dir. Eğer, Saddam bir "diktatör" ya da "savaş suçlusu" olarak yargılanacaksa, en başta onun teşvikçisi dünyanın en büyük teröristi ve savaş suçlusu ABD'nin yargılanması gerekir. Çok doğal ki, bu gerçek yargılamayı, ancak halkların devrimci iradesi ve savaşımı gerçekleştirecektir. Zaten bu büyük yargılamayı Irak ve Ortadoğu halkları ve dünyada enternasyonal kitle eylemleri bir yandan yapmaya başlamıştır.
Irak'ta direnişin kaynaklandığı temel, ABD ve İngiliz işgalidir. Emperyalist savaş ve işgal sayesinde kurulmak istenen himayeci sömürgeci rejimdir. Irak petrolü ve doğal kaynaklarının; ulusal, tarihsel kültür ve değerlerinin yağmalanmasıdır. Emperyalist katliam, işkence ve sömürgeci baskıdır. Arap ve Müslüman halkların aşağılanması ve suçlu gösterilmesidir. Dolayısıyla bu emperyalist saldırganlık ve işgal temeli üzerinde sadece Irak'ta değil, bütün Ortadoğu'da halkların bölgesel, ortak ve birleşik savaşımı gelişecektir.
Irak direnişi bir gelişme trendi içindedir. İşgal karşıtı saldırılarla 1 Mayıs 2003 ile 30 Ağustos 2003 arasında (4 ayda) 65 ABD askeri öldürülür, 574 askeri yaralanır. 1 Eylül ile 26 Aralık arasında (yine 4 ayda) ise, 145 askeri öldürülür, 1209 askeri yaralanır. Saddamın yakalanmasından sonra Aralık ayı itibarıyla 15 asker öldürülür, 100'ü aşkın asker yaralanır. Görüleceği gibi, direnişin boyutları giderek yaygınlaşıyor, derinleşiyor.
Irak'ta dağınık ve parçalı direniş güçlerinin birleşik ve güçlü eylemini hazırla-yacak ve örgütleyecek, "Ulusal Direniş Ve Kurtuluş Cephesi" biçimindeki arayış ve çalışmalar son aşamasına gelmiş durumda. Bu antiemperyalist ve işgal karşıtı cephe çalışmaları, Irak Yurtsever İttifakı, bazı milliyetçi ve islami gruplar, ilerici örgütler ve Yurtsever Komünist hareket gibi grupları kapsamaktadır. Emperyalist saldırganlık ve işgale karşı savaşımın mantığı, sorumlulukları ve ihtiyaçları, bu türden mücadele araçları, cepheleri ve ittifakları gündeme getirecektir.
MLKP, Irak'taki direnişin bu türden arayış ve çalışmalarını destekliyor ve selamlıyor. Zira bu direniş sadece Irak'ta emperyalist işgalcileri kovmayı hedef-lemiyor, aynı zamanda Ortadoğu ve dünyanın bütün halkları ve mazlumları adına emperyalist savaş iradesi ve saldırganlığına karşı büyük bir moral ve güç kaynağı da oluyor.
Irak halkları antiemperyalist ve demokratik savaşım içerisinde kendi gerçek devrimci ve halkçı öncülerini bulacak, Irak halklarının iradeleri doğrultusunda halkın demokratik iktidarını kuracaktır.
MLKP, bu savaşımda o coğrafyanın devrimci öncü partilerinden biri olarak, Irak halkının direnişiyle enternasyonalist dayanışmayı, demokratik bir Ortadoğu Federasyonu hedefine bağlı mücadeleyi ve bu amaçla bölgesel düzeyde birleşik savaşımı geliştirmeyi, kendi ihmal edilemez tarihsel ve siyasal görevi olarak görmektedir.
YAŞASIN HALKLARIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMASI VE KARDEŞLİĞİ!
|