ANKARA: ESP'lilere Kitlesel Gözaltı*
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Ezilenlerin Sosyalist Platformu tarafından organize edilen tecrit karşıtı gösteride gözaltına alınan 46 kişi "terörizm" suçlaması ile tutuklandı.

AKP hükümeti, cezaevlerinde varolan tecridi daha da ağırlaştıran ve devrimci tutsakları teslim almayı amaçlayan yeni ceza ve infaz yasasını yasallaştırmaya çalışıyor.

Bugüne kadar bu yeni ceza ve infaz yasasına karşı birçok eylemlilikler, etkinlikler ve gösteriler örgütlenmiş durumda. AKP hükümetinin yasa taslağını meclise getirmesiyle birlikte yasa karşıtları eylemliliklerini yoğunlaştırdı.

Bu hareketin bir parçası olarak Ezilenlerin Sosyalist Platformu başkentte bir gösteri düzenledi. 200'den fazla ESP'li meclis binasına doğru yeni ceza ve infaz yasasının geri çekilmesini talep etmek için yürüyüşe geçti.

Yürüyüş esnasında göstericiler; "İçerde Dışarıda Hücreleri Parçala", "Yeni Ceza ve İnfaz Yasası Geri Çekilsin", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" ve "Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz" gibi sloganlar attı.

Göstericilere Meclise doğru yürümemelerini dayatan polisle ESP üyeleri arasında Ankara'nın merkezi, Kızılay'da çatışma çıktı.

Polis saldırısını ESP, molotof kokteyli, taş ve barikatlar kurarak yanıtladı. Belli bir süreliğine felce uğrayan polis, daha sonra göstericilere gaz bombaları ile saldırdı.

Bir saatten fazla süren çatışma sonrası 47 kişi gözaltına alındı.

Bugün ülkemizde ezilenlerin şiddeti devrimci, komünist, antiemperyalist güçler tarafından önderlik edilen kitle gösterilerinde sıkça uygulanan bir doğal hadise haline gelmiştir. 13 Mart'ta düzenlenen öğrenci gösterisi, Haziran ayında düzenlenen antiNATO gösterileri, yıkıma karşı konut haklarını savunan Aydos mahallesi emekçilerinin direnişi ve yine 6 Kasım 2004'de yapılan öğrenci gösterileri, ezenlere karşı kitlelerin militan sektörlerinin meşru şiddetine tanıklık etti. Molotoflar, kayalar, taşlar ve barikatlar kitle şiddetinin önemli araçları oldu. Bu şiddet meşrudur; çünkü bu geniş kitlelerin taleplerinden yükseliyor (cezaevlerinde tecridin kaldırılması, özgür, demokratik ve özerk üniversite, evrensel hak olan parasız eğitim ve sağlık, konut hakkı vs. gibi). Ve çoğunluklada faşist rejim tarafından halklarımızın gösteri yapma özgürlüğü üzerinde uygulanan dayatmaların sonucudur.

Faşist rejim, sosyalistlere karşı uyguladığı kitlesel gözaltı ve tutuklama ile kitle şiddetinin bu eğilimini bastırmak istedi. Faşizmin mahkemeleri gösteride gözaltına alınan 47 kişiden 46'sını tutukladı.

10 Aralık sabahı mahkemeye çıkartılan gözaltındakiler "ESP susmadı susmayacak", "Gözaltılar, Tutuklamalar bizleri yıldıramaz", "Yeni Ceza ve İnfaz Yasası Geri Çekilmeli" gibi sloganlar attılar.

Eski DGM'lerin değiştirilmiş biçimi olan Ağır Ceza Mahkemesi, gösteri esnasında tutuklanan insanları yargılayacağı normal gösteri kanunu yerine, 46 ESP'li, Türk devleti tarafından "terörist" olarak görülen illegal Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi olarak tutukladı. Mahkeme, meşru sosyalist bir kurum olan ESP'yi, gerçekte "MLKP'nin legal dalı" ve dolayısıyla yasal gösteri yapma hakkini kullanan göstericilerinde gerçekte "terörist" olduğunu iddia etti.

Tutuklananlar arasında ESP Ankara Temsilcisi Deniz Bakır, İstanbul Sosyalist Gençlik Derneği Başkanı Başak Şahin, Gazetemiz Atılım çalışanlarından 5 kişi, Selver Orman (Ankara Temsilcimiz), Burcu Gümüş (Bursa Temsilcimiz), Nuray Kesik (Eskişehir Temsilcimiz), Ufuk Han ve Seda Aktepe'de bulunuyor.

Dünyanın tüm antiemperyalist ve antifaşistlerini keyfi ve meşru olmayan bir tarzda tutuklanan yoldaşlarımızla dayanışmalarını yükseltmeye çağırıyoruz.

Dayanışmanın bir biçimi olarak, sizleri ülkenizdeki Türk elçilikleri önünde gösteriler yapmaya, ve tutuklanan yoldaşlara kart göndermeye çağırıyoruz. Tutuklamalara karşı düzenlenecek her bir protesto ve sizlerden gelecek her bir kart Türk faşist devletinin tecrit duvarlarına karşı bir taş olacaktır.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

ANKARA: ESP'lilere Kitlesel Gözaltı*
fc Share on Twitter
 

Ezilenlerin Sosyalist Platformu tarafından organize edilen tecrit karşıtı gösteride gözaltına alınan 46 kişi "terörizm" suçlaması ile tutuklandı.

AKP hükümeti, cezaevlerinde varolan tecridi daha da ağırlaştıran ve devrimci tutsakları teslim almayı amaçlayan yeni ceza ve infaz yasasını yasallaştırmaya çalışıyor.

Bugüne kadar bu yeni ceza ve infaz yasasına karşı birçok eylemlilikler, etkinlikler ve gösteriler örgütlenmiş durumda. AKP hükümetinin yasa taslağını meclise getirmesiyle birlikte yasa karşıtları eylemliliklerini yoğunlaştırdı.

Bu hareketin bir parçası olarak Ezilenlerin Sosyalist Platformu başkentte bir gösteri düzenledi. 200'den fazla ESP'li meclis binasına doğru yeni ceza ve infaz yasasının geri çekilmesini talep etmek için yürüyüşe geçti.

Yürüyüş esnasında göstericiler; "İçerde Dışarıda Hücreleri Parçala", "Yeni Ceza ve İnfaz Yasası Geri Çekilsin", "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur" ve "Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz" gibi sloganlar attı.

Göstericilere Meclise doğru yürümemelerini dayatan polisle ESP üyeleri arasında Ankara'nın merkezi, Kızılay'da çatışma çıktı.

Polis saldırısını ESP, molotof kokteyli, taş ve barikatlar kurarak yanıtladı. Belli bir süreliğine felce uğrayan polis, daha sonra göstericilere gaz bombaları ile saldırdı.

Bir saatten fazla süren çatışma sonrası 47 kişi gözaltına alındı.

Bugün ülkemizde ezilenlerin şiddeti devrimci, komünist, antiemperyalist güçler tarafından önderlik edilen kitle gösterilerinde sıkça uygulanan bir doğal hadise haline gelmiştir. 13 Mart'ta düzenlenen öğrenci gösterisi, Haziran ayında düzenlenen antiNATO gösterileri, yıkıma karşı konut haklarını savunan Aydos mahallesi emekçilerinin direnişi ve yine 6 Kasım 2004'de yapılan öğrenci gösterileri, ezenlere karşı kitlelerin militan sektörlerinin meşru şiddetine tanıklık etti. Molotoflar, kayalar, taşlar ve barikatlar kitle şiddetinin önemli araçları oldu. Bu şiddet meşrudur; çünkü bu geniş kitlelerin taleplerinden yükseliyor (cezaevlerinde tecridin kaldırılması, özgür, demokratik ve özerk üniversite, evrensel hak olan parasız eğitim ve sağlık, konut hakkı vs. gibi). Ve çoğunluklada faşist rejim tarafından halklarımızın gösteri yapma özgürlüğü üzerinde uygulanan dayatmaların sonucudur.

Faşist rejim, sosyalistlere karşı uyguladığı kitlesel gözaltı ve tutuklama ile kitle şiddetinin bu eğilimini bastırmak istedi. Faşizmin mahkemeleri gösteride gözaltına alınan 47 kişiden 46'sını tutukladı.

10 Aralık sabahı mahkemeye çıkartılan gözaltındakiler "ESP susmadı susmayacak", "Gözaltılar, Tutuklamalar bizleri yıldıramaz", "Yeni Ceza ve İnfaz Yasası Geri Çekilmeli" gibi sloganlar attılar.

Eski DGM'lerin değiştirilmiş biçimi olan Ağır Ceza Mahkemesi, gösteri esnasında tutuklanan insanları yargılayacağı normal gösteri kanunu yerine, 46 ESP'li, Türk devleti tarafından "terörist" olarak görülen illegal Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi olarak tutukladı. Mahkeme, meşru sosyalist bir kurum olan ESP'yi, gerçekte "MLKP'nin legal dalı" ve dolayısıyla yasal gösteri yapma hakkini kullanan göstericilerinde gerçekte "terörist" olduğunu iddia etti.

Tutuklananlar arasında ESP Ankara Temsilcisi Deniz Bakır, İstanbul Sosyalist Gençlik Derneği Başkanı Başak Şahin, Gazetemiz Atılım çalışanlarından 5 kişi, Selver Orman (Ankara Temsilcimiz), Burcu Gümüş (Bursa Temsilcimiz), Nuray Kesik (Eskişehir Temsilcimiz), Ufuk Han ve Seda Aktepe'de bulunuyor.

Dünyanın tüm antiemperyalist ve antifaşistlerini keyfi ve meşru olmayan bir tarzda tutuklanan yoldaşlarımızla dayanışmalarını yükseltmeye çağırıyoruz.

Dayanışmanın bir biçimi olarak, sizleri ülkenizdeki Türk elçilikleri önünde gösteriler yapmaya, ve tutuklanan yoldaşlara kart göndermeye çağırıyoruz. Tutuklamalara karşı düzenlenecek her bir protesto ve sizlerden gelecek her bir kart Türk faşist devletinin tecrit duvarlarına karşı bir taş olacaktır.