Uluslararası Komünist Hareketin Türkiye ve Kuzey Kürdistan kolu MLKP, 10 Eylül 1994 yılında kuruldu. Komünistlerin ‘89'dan itibaren yürüttükleri birlik mücadelesinin ürünü olan MLKP, TDKİH, TKİH, TKP-ML Hareketi ve TKP-ML (YİÖ)'nün birleşmesiyle oluşmuştur.
Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da devrimci hareketin ağır bir yenilgi aldığı 1980 askeri faşist darbesinin ardından 1980-1987 arasında Türkiye'de devrimci çalışma çok zayıf bir düzeye geriledi ve ancak 87'den itibaren bir toparlanma sürecine girebildi. Aynı dönemde Kuzey Kürdistan'da PKK önderliğinde başlayan silahlı Kürt ulusal mücadelesi ise hızlı bir yükseliş göstererek 90'li yılların başında bir ulusal devrim düzeyine erişti. Bu durum, Türkiye'de "devrimci bir işçi hareketinin yaratılması" yoluyla birleşik devrimin ilerletilmesi görevini gündeme getiriyordu. Öte yandan Türkiye'de ise işçi sınıfı mücadelesi, 1987 Netaş grevi ve 1989 baharındaki eylem ve grevlerle gelişiyordu. Ancak işçi sınıfı hareketi ile komünist hareket iki ayrı kanaldan akmaktaydı. Bu koşullar, komünistlerin birliği ilkesini, komünistlerin bu önemli süreçteki parçalı ve etkisiz durumuna son verme güncel siyasal göreviyle birleştiriyordu. MLKP'nin doğuş sürecindeki bu koşullara, uluslararası alanda ise 1989-1991'de SB ve Doğu Avrupa ülkelerinde modern revizyonizmin yerini klasik kapitalizme bırakışıyla birlikte emperyalist burjuvazinin estirdiği sosyalizm ve sınıflar mücadelesi öldü propagandası ve yoğun bir tavsiyecilik rüzgârı eşlik ediyordu. Birlik Devrimiyle komünistler, Türkiye'de, Kürdistan'da ve uluslararası cephede anlamlı bir görevi yerine getirdiler. Birlik Devrimini ortaya çıkaran özgün yöntem ve çabalar ise uluslararası komünist hareketin hanesine kazanılan bir deneyim olmuştur. MLKP, ücretli kölelik düzeni kapitalizmi yıkmak ve sosyalizmi kurmak için, proletaryanın kurtuluşu mücadelesine önderlik eder. Nihai amacı olan komünizme varmak için proletarya diktatörlüğü için savaşır. MLKP'nin antiemperyalist demokratik devrim programı, Türkiye ve K. Kürdistan halklarının gönüllü, özgür ve eşit birliği temelinde İşçi-Emekçi Sovyet Cumhuriyetler Birliği'nin kurulmasını kapsar. MLKP, kuruluşundan kısa bir süre sonra, Mart 1995'te İstanbul-Gazi ayaklanması, gözaltında kaybedilen Hasan Ocak yoldaş şahsında gelişen kayıplar mücadelesi,'96 Martında İstanbul - Sultanbeyli baskını, 1996'da öğrenci gençliğin üniversite harçlarına karşı mücadelesi gibi süreçlerle, kapsayıcılığı, birleştiriciliği, güçlü politik refleksi ve öngörüsüyle hızla öne çıkar. Özellikle 2002 yılındaki III. Kongresi'nden itibaren toplumsal mücadelenin her alanında güçlü müdahaleler sergilemiş; 2004'te İstanbul'daki NATO zirvesini engelleme çalışmaları, 2003 yılında işçi sınıfını hedef alan kölelik yasalarına karşı kampanya, Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikasına karşı izlediği çizgi, onu faşist düşmanın hedef tahtasına oturtmuştur. Partimiz MLKP, 13 yıllık mücadelesini düşmanın kesintisiz ateşi altında sürdürmüştür. Yüzlerce militanı gözaltında işkencelerden geçirilen, yüzlercesi zindanlarda tutsak düşen MLKP, çok sayıda militanını da şehit vermiştir. Faşist diktatörlük, geçtiğimiz yıl, partimizin kuruluş yıldönümü olan 10 Eylül döneminde gerçekleştirdiği operasyonlarla bir kez daha onlarca devrimci ve komünisti tutsak almıştır. Bu operasyonu "MLKP'ye yönelik Gaye Operasyonu" olarak lanse eden devlet güçleri, partimizin çökertildiğini açıklamışlardır. Bugün, operasyonun ardından ateş altında bir mücadele yılı daha geride bırakıldı. Geçen bir yıl gösterdi ki, faşist diktatörlüğün umut kırma saldırıları sökmemiş, politik mücadelenin her alanında kesintisiz biçimde parti çalışması yükselmiştir. Bu coşkulu yürüyüşün ifadesi olarak, 13. kuruluş yılı, işçi ve emekçilerle birlikte Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında sokaklarda kutlanmıştır. Kitlesel tutuklamalardan bir sene sonra da çok sayıda devrimci ve sosyalist hala tutukludur. 26 Ekimde "10 Eylül Tutsakları" İstanbul'da mahkemeye çıkartılacaklar. 8-12 Eylül arasında tutuklanan ve bir karar olmaksızın o zamandan beri tutuklu bulunan bu 23 devrimci için savcılık toplam 3000 yıl hapis talep ediyor. Bu mahkemede faşist diktatörlük işçi sınıfının bazı önderleriyle sadece hesaplaşmak istemiyor, aynı zamanda sosyalizme, devrime ve komünist partiye karşı topyekûn bir saldırının startını vermek istiyor. Bu mahkemede iki irade karşı karşıya gelecek ve bütün dünya faşizmin, işkencenin ve tecridin de gerçeği karartamayacağını, sosyalizmin dünyayı kurtaracağını ve sosyalizmin savaşçılarının yenilmez olduklarını görecek. Bütün devrimci ve komünist örgütleri 10-Eylül tutuklularıyla dayanışmaya ve komünizmin savunmasının bu mücadelesinde faşizmin kürsüsünde yanımızda olmaya çağırıyoruz. Ülkenizdeki Türk elçilikleri ve konsoloslukları önünde protesto gösterileri örgütleyiniz, Türk Cumhurbaşkanına, Adalet Bakanına ve Beşiktas'taki mahkemeye protesto faksı ve e-mail'leri gönderin, mahkemeyi gözlemlemek üzere olarak İstanbul'a gelecek olan uluslararası delegasyonlarda yer alın.
|