Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya, '71 Devrimci Hareketi'nin önderleri olarak tarihte yerlerini aldılar. '60'lı yıllarda devrimci düşüncelerin ülkemizde gelişmesi, 68 Gençlik Hareketi'nin estirdiği rüzgarla birleşince, ülkemizde militan devrimci çizgide mücadele de gelişmeye başladı. Reformist ve parlamenterist mücadele anlayışına başkaldıran ve gençlik içinde öne çıkan devrimci önderler, '70'li yılların başında farklı devrimci örgütlenmelere gittiler. Mahir Çayan ve yoldaşları THKP/C'yi, Deniz Gezmiş ve yoldaşları THKO'nu ve İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşları da TKP/ML'yi kurdular.
Onlar farklı örgütlerde örgütlenmiş devrimciler olmalarına rağmen, Türkiye Devrimci Hareketi'nde yeni bir çığır açtılar. Devrimci mücadelede kararlılıklarıyla, militanlıklarıyla, düzene doğrudan savaş açmalarıyla, kısa ama onurluca yaşamlarında başkaca birçok özelliklerinin yanı sıra, gösterdikleri siper yoldaşlığı ruhuyla da kendilerinden sonra gelenlere örnek oldular.
Onlar ortak düşman olan faşist diktatörlüğe karşı savaşırken, birbirlerini sahiplenmenin en güzel örneklerini sergilediler.
Faşist diktatörlüğün eline tutsak düşen THKO önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam edilmelerini engellemek için iki THKO militanıyla birlikte THKP/C önderi Mahir Çayan ve yoldaşları, ortak bir eylem gerçekleştirdiler. Onlar bu ortak eylemde 30 Mart 1972'de çatışarak şehit düştüklerinde, tarihe devrimci kahramanlığın yanı sıra, devrimci hareketin mayasına da "siper yoldaşlığı" bilincini kazıdılar.
TKP/ML önderi İbrahim Kaypakkaya ise, THKO militanlarını ihbar eden ve katledilmelerine yol açan bir muhtarı cezalandırarak siper yoldaşlığının bir başka örneğini sergiledi. Mahir Çayan, 9 devrimciyle birlikte 30 Mart 1972'de çatışarak kahramanca şehit düşerken, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 6 Mayıs 1972'de idam edilirken ölümü korkusuzca devrim ve sosyalizm sloganlarıyla karşıladılar. İbrahim Kaypakkaya ise 18 Mayıs 1973'de işkencede katledilirken "ser verip, sır vermeyen" bir devrimci olarak bilinçlere kazındı.
'71 devrimci hareketinden süzülerek gelen ve ideolojik sıçramalarla birbirlerine yakınlaşan öncellerimizin yarattığı MLKP, kurulduğundan hemen sonra '71 devrimci hareketinin bu olumlu devrimci kültürünü devraldığını göstermiş ve geliştirmeye çalışmıştır. Devrimci mücadeleyi birlikte geliştirmek, devrimci dayanışma ve düşmana karşı omuz omuza savaşmanın örnekleri olan Gazi direnişi, zindan direnişleri, partimizin kurucu üyelerinden Hasan Ocak, DHKC savaşçılarından Sibel Yalçın ve Kürt yurtseverlerinden Rıdvan Karakoç'un cenaze törenleri siper yoldaşlığının '90'lı yılların ikinci yarısındaki kimi örnekleri oldu. MLKP, onların miras bıraktığı siper yoldaşlığı kültürünü geliştirmektedir. Bu kültür kendisini, saldırıya uğrayan halkların sahiplenilmesinde "Hepimiz Kürdüz", "Hepimiz Filistinliyiz" tavrında, Ekmek ve Adalet Dergisi saldırıya uğradığında, topluca Ekmek ve Adalet Dergisi satışında, Atılım Gazetesi satışına yönelik saldırıları topluca Atılım Gazetesi satışıyla cevap vermekte veya ESP şahsında devrimci parti ve örgütlere yönelik genel bir saldırı olan 46 ESP'linin sahiplenilmesinde, TAYAD'lılara yönelik şovenist saldırı ve linç girişimlerine karşı "Hepimiz TAYAD'lıyız" eylemlerinde göstermektedir.
Bu kültür kendisini, faşist diktatörlüğe karşı tüm gözaltında kaybedilenlerin sahiplenmesinde ve kayıplar kampanyasında, İngiliz komünistlerinden Bill Bland'ın, Filistin şehitlerinin anılmasında, İspanyol PCE(r) tutsaklarının sahiplenmesinde, tutsak gazetecilerin sahiplenmesinde ve tüm tutsaklar için sahiplenme kam-panyalarının örgütlenmesinde kendisini göstermektedir.
MLKP, '71 devrimci hareketinin yarattığı devrimci fedakarlık, dayanışma ve siper yoldaşlığı ruhunu devralıp geliştirerek, '71 devrimci önderleri Deniz, Mahir ve İbo'u anmaktadır.
|