Ekim Devrimi, ulusal özgürlük, halkların eşitliği ve kardeşliği
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Ekim Devrimi bugün de dünya proletaryası ve ezilen halklara kurtuluş yolunu gösterme, ilham kaynağı olma özelliğini taşımaktadır. Her şeyden önce Ekim Devrimi, o güne kadar teori olan sosyalizmin uygulanmasının yolunu açan, teorinin maddi güce dönüşmesini sağlayan büyük bir tarihsel atılımdır. Bu anlamda Ekim Devrimi, burjuvazinin, kapitalizm ebediyen var olacaktır, sosyalizm bir ütopyadır, uygulanamaz anlayışının bir demagoji olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Bu anlamda Ekim Devrimi, başta proletarya olmak üzere sömürülen sınıfların mücadele yöntemlerinde, örgütlenme biçimlerinde, düşünce ve yaşam tarzlarında geriye dönüşümü olmayan bir sıçramanın; insanlığın kapitalist dünyadan sosyalist bir dünyaya yönelmesinin ifadesidir. Bu anlamda Ekim Devrimi, tarihsel gelişmede bir nitelik sıçramasıdır; sömürüye dayanan dünyadan sömürüyü tanımayan dünyaya geçişin ilk adımıdır.

Ekim Devrimi, sadece emperyalist ülkelerde; kapitalizmin gelişmiş, sosyalist devrimin gündemde olduğu ülkelerde değil, sömürgelerde de emperyalizme darbeler vurmuştur. Dünyanın uyuyan sömürge halklarını; emperyalist bağımlılık ve ulusal baskı altında inleyen ulusları uyandırmış ve onlara ulusal kurtuluş ve halkların kardeşliği yolunu göstermiştir. Bu anlamda, sömürgelerde ulusal ve sosyal kurtuluş devrimleri çağını da açmıştır.

Bugün de dünya hegemonyası için birbirleriyle rekabet eden emperyalist güçler başka ülkeleri işgal ediyor, çıkarları önünde direnen ülkeleri tehdit ediyor ve onlara savaş ilan ediyor. Emperyalist rekabetlerini sürdürmek ve kendi stratejik çıkarları açısından önemli gördükleri alanları işgal etmek, kendi güdümlerine almak için halkları, ulusal ve etnik toplulukları birbirlerine karşı kışkırtıyor, başta Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar olmak üzere dünyayı kan gölüne çeviriyorlar. Emperyalizm, kendine karşı birlikte hareket edebilecek güçleri bölüyor, parçalıyor ve böylece etkisiz hale getiriyor.

Emperyalistler ve ideologları dünya toplumunu iki kategoriye ayırıyorlar; medeniyetin beşiği, demokrasiyi özümseyen ve gelişme yeteneği olan Batı toplumları. Buna karşın medeniyeti reddeden, demokrasiyi tanımayan ve gelişme yeteneği olmayan toplumlar. Bu ayrım emperyalizmin siyasal gerici ve ırkçı özünün bir yansımasıdır. O, bu ayrımı Ekim Devriminden önce de yapmıştı. Ve Ekim Devrimi ulusal baskı ve ırkçılığa en iyi cevabı oluşturmuştu.

Sovyetler Birliğinde kapitalizmin yeniden inşa edilmesi; bir zamanların sosyalist ülkesinin revizyonist, bürokratik kapitalist ve sosyal emperyalist ülke olarak dağılması, bununla birlikte Revizyonist Bloğun da çökmesi ve emperyalist burjuvazinin yoğunlaştırılmış antikomünist saldırıları Ekim Devriminin anlamını hiçbir zaman önemsizleştirememiştir. Tam tersine dünyamızda emperyalist hegemonyanın kızıştırdığı emperyalist saldırganlık, işgal ve savaş koşullarında dünyanın her bölgesinde ulusal, etnik ve dinsel boğazlaşmaların ortaya çıkardığı insanlık dramları, emperyalist katliam ve vahşetler, soykırımlar insanlığın gözünde Ekim Devrimi ve sosyalist SB'de ezilen ulus ve halkların yaşadığı ulusal özgürlük, halkların eşitliği ve kardeşliği özlemi ve istemini yeniden büyütmektedir.

Stalin'in dediği gibi Ekim Devrimi ve sonrasında Sovyet Devleti, Çarlık Rusya'sı döneminde sömürgeleştirilmiş, yok olmaya mahkum edilmiş uluslara, halklara ve etnik topluluklara o zamana kadar "dünyada hiçbir hükümetin vermediği ulusal özgürlükler" vermişti. Birbirine düşman edilen, bir arada yaşamaları imkansızlaştırılan halkların barış ve güvenlik içinde bir arada yaşamaları, ulusal özelliklerini geliştirerek sosyalist toplumun bir parçası olmaları, Ekim Devrimi'nin doğrudan bir ürünüdür.

Daha 25 Ekim1917'de Sovyet hükümeti ulusal sorunla ilgili olarak yayımladığı kararnamede a) "Rusya'nın bütün halklarını eşit ve hükümran" gördüğünü; b) Ayrılma ve bağımsız devlet kurma hakkı da dahil bütün Rusya halklarının kendi kaderini tayin etme hakkını tanıdığını"; c) Bütün ve her türlü ulusal ve ulusaldini imtiyazları ve kısıtlamaları kaldırdığını" ve d) "Rusya topraklarında yaşayan ulusal azınlıkların ve etnik grupların özgür gelişmesini" teşvik edeceğini açıklıyordu. UKKTH pratiği ve uygulaması, Çarlık hapishanesinden kurtulan Ulusların barış içinde ve kardeşçe yaşamasını getirmiştir.

Ekim Devrimi, ulusların ve azınlıkların barış içinde bir arada yaşamalarının mümkün olduğunu; burjuvazinin, emperyalistlerin ırkçı teorilerine göre "değersiz" olanların "mucizeler" yarattığını, sosyalizm koşullarında, sömürünün ve ulusal baskının olmadığı koşullarda dünyanın faklı uluslardan oluşan bir cennete dönüşebileceğini göstermiştir.

Emperyalist burjuvazinin ve ideologlarının Marksizm-Leninizm'e saldırıları, Ekim Devriminin kazanımlarını unutturmaya ve çarpıtmaya çalışmaları sonuç vermeyecektir. Günümüzde komünist partiler Ekim Devriminden dersler çıkartarak, ondan ve SSCB'de sosyalizmin inşasından ve 1956'da yıkılmasından dersler çıkartarak kapitalist sistemi yıkmak için tek tek ülkelerde devrimin yanı sıra bölgesel devrimler için de mücadele etmek göreviyle karşı karşıyadırlar. Günümüzde komünist partiler, antiemperyalist mücadeleyi, ezilen halkların ve bağımlı ulusların ulusal kurtuluş mücadelesini sosyal kurtuluş perspektifiyle ele almaları ve bizzat bu mücadeleye önderlik etmek göreviyle de karşı karşıyadırlar.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Ekim Devrimi, ulusal özgürlük, halkların eşitliği ve kardeşliği
fc Share on Twitter
 

Ekim Devrimi bugün de dünya proletaryası ve ezilen halklara kurtuluş yolunu gösterme, ilham kaynağı olma özelliğini taşımaktadır. Her şeyden önce Ekim Devrimi, o güne kadar teori olan sosyalizmin uygulanmasının yolunu açan, teorinin maddi güce dönüşmesini sağlayan büyük bir tarihsel atılımdır. Bu anlamda Ekim Devrimi, burjuvazinin, kapitalizm ebediyen var olacaktır, sosyalizm bir ütopyadır, uygulanamaz anlayışının bir demagoji olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. Bu anlamda Ekim Devrimi, başta proletarya olmak üzere sömürülen sınıfların mücadele yöntemlerinde, örgütlenme biçimlerinde, düşünce ve yaşam tarzlarında geriye dönüşümü olmayan bir sıçramanın; insanlığın kapitalist dünyadan sosyalist bir dünyaya yönelmesinin ifadesidir. Bu anlamda Ekim Devrimi, tarihsel gelişmede bir nitelik sıçramasıdır; sömürüye dayanan dünyadan sömürüyü tanımayan dünyaya geçişin ilk adımıdır.

Ekim Devrimi, sadece emperyalist ülkelerde; kapitalizmin gelişmiş, sosyalist devrimin gündemde olduğu ülkelerde değil, sömürgelerde de emperyalizme darbeler vurmuştur. Dünyanın uyuyan sömürge halklarını; emperyalist bağımlılık ve ulusal baskı altında inleyen ulusları uyandırmış ve onlara ulusal kurtuluş ve halkların kardeşliği yolunu göstermiştir. Bu anlamda, sömürgelerde ulusal ve sosyal kurtuluş devrimleri çağını da açmıştır.

Bugün de dünya hegemonyası için birbirleriyle rekabet eden emperyalist güçler başka ülkeleri işgal ediyor, çıkarları önünde direnen ülkeleri tehdit ediyor ve onlara savaş ilan ediyor. Emperyalist rekabetlerini sürdürmek ve kendi stratejik çıkarları açısından önemli gördükleri alanları işgal etmek, kendi güdümlerine almak için halkları, ulusal ve etnik toplulukları birbirlerine karşı kışkırtıyor, başta Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar olmak üzere dünyayı kan gölüne çeviriyorlar. Emperyalizm, kendine karşı birlikte hareket edebilecek güçleri bölüyor, parçalıyor ve böylece etkisiz hale getiriyor.

Emperyalistler ve ideologları dünya toplumunu iki kategoriye ayırıyorlar; medeniyetin beşiği, demokrasiyi özümseyen ve gelişme yeteneği olan Batı toplumları. Buna karşın medeniyeti reddeden, demokrasiyi tanımayan ve gelişme yeteneği olmayan toplumlar. Bu ayrım emperyalizmin siyasal gerici ve ırkçı özünün bir yansımasıdır. O, bu ayrımı Ekim Devriminden önce de yapmıştı. Ve Ekim Devrimi ulusal baskı ve ırkçılığa en iyi cevabı oluşturmuştu.

Sovyetler Birliğinde kapitalizmin yeniden inşa edilmesi; bir zamanların sosyalist ülkesinin revizyonist, bürokratik kapitalist ve sosyal emperyalist ülke olarak dağılması, bununla birlikte Revizyonist Bloğun da çökmesi ve emperyalist burjuvazinin yoğunlaştırılmış antikomünist saldırıları Ekim Devriminin anlamını hiçbir zaman önemsizleştirememiştir. Tam tersine dünyamızda emperyalist hegemonyanın kızıştırdığı emperyalist saldırganlık, işgal ve savaş koşullarında dünyanın her bölgesinde ulusal, etnik ve dinsel boğazlaşmaların ortaya çıkardığı insanlık dramları, emperyalist katliam ve vahşetler, soykırımlar insanlığın gözünde Ekim Devrimi ve sosyalist SB'de ezilen ulus ve halkların yaşadığı ulusal özgürlük, halkların eşitliği ve kardeşliği özlemi ve istemini yeniden büyütmektedir.

Stalin'in dediği gibi Ekim Devrimi ve sonrasında Sovyet Devleti, Çarlık Rusya'sı döneminde sömürgeleştirilmiş, yok olmaya mahkum edilmiş uluslara, halklara ve etnik topluluklara o zamana kadar "dünyada hiçbir hükümetin vermediği ulusal özgürlükler" vermişti. Birbirine düşman edilen, bir arada yaşamaları imkansızlaştırılan halkların barış ve güvenlik içinde bir arada yaşamaları, ulusal özelliklerini geliştirerek sosyalist toplumun bir parçası olmaları, Ekim Devrimi'nin doğrudan bir ürünüdür.

Daha 25 Ekim1917'de Sovyet hükümeti ulusal sorunla ilgili olarak yayımladığı kararnamede a) "Rusya'nın bütün halklarını eşit ve hükümran" gördüğünü; b) Ayrılma ve bağımsız devlet kurma hakkı da dahil bütün Rusya halklarının kendi kaderini tayin etme hakkını tanıdığını"; c) Bütün ve her türlü ulusal ve ulusaldini imtiyazları ve kısıtlamaları kaldırdığını" ve d) "Rusya topraklarında yaşayan ulusal azınlıkların ve etnik grupların özgür gelişmesini" teşvik edeceğini açıklıyordu. UKKTH pratiği ve uygulaması, Çarlık hapishanesinden kurtulan Ulusların barış içinde ve kardeşçe yaşamasını getirmiştir.

Ekim Devrimi, ulusların ve azınlıkların barış içinde bir arada yaşamalarının mümkün olduğunu; burjuvazinin, emperyalistlerin ırkçı teorilerine göre "değersiz" olanların "mucizeler" yarattığını, sosyalizm koşullarında, sömürünün ve ulusal baskının olmadığı koşullarda dünyanın faklı uluslardan oluşan bir cennete dönüşebileceğini göstermiştir.

Emperyalist burjuvazinin ve ideologlarının Marksizm-Leninizm'e saldırıları, Ekim Devriminin kazanımlarını unutturmaya ve çarpıtmaya çalışmaları sonuç vermeyecektir. Günümüzde komünist partiler Ekim Devriminden dersler çıkartarak, ondan ve SSCB'de sosyalizmin inşasından ve 1956'da yıkılmasından dersler çıkartarak kapitalist sistemi yıkmak için tek tek ülkelerde devrimin yanı sıra bölgesel devrimler için de mücadele etmek göreviyle karşı karşıyadırlar. Günümüzde komünist partiler, antiemperyalist mücadeleyi, ezilen halkların ve bağımlı ulusların ulusal kurtuluş mücadelesini sosyal kurtuluş perspektifiyle ele almaları ve bizzat bu mücadeleye önderlik etmek göreviyle de karşı karşıyadırlar.