Direniş yasaklanamaz!
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Emperyalizmin, Irak'taki yenilgisini gizlemek için bütün çabalarına rağmen gerçeklik onun yenilgisinin yüzünü her gün daha net göstermektedir: İşgalcilerin iş oldukça zor. Ne seçimlerle, ne de anayasa üzerine tartışmalarla emperyalizm, demokrasi görünümünü uyandıramadı ve işgale karşı meşru direnişi durduramadı. Irak'ta bütün halk, ülkesinin işgal edilmesine karşı, her gün Abu Garip, keyfiyet, tecavüz, ulusal çatışmaların provokasyonu, bağımlılık ve yoksulluk anlamına gelen işgale karşı direniyor.

Bütün dünyada halklar bu savaşa ve onu takip eden işgale karşı ayağa kalktılar; milyonlar sokağa döküldü ve bütün dillerde "Irak'a karşı savaşa hayır" diye haykırdı. Kendi ülkelerinde emekçilere yönelik neoliberal saldırılara karşı protestolarla ilişki içinde Irak halkına yönelik saldırganlığa karşı protestolarını yüksek sesle haykırdılar. Irak halkıyla ve direnişiyle dayanışmayı güçlendirmek ve "Irak'ta savaşın sonu"nun açıklanmasından sonra bu konunun gündemden düşmesini engellemek için bu yılın Mayıs ayında geniş bir ittifak, Berlin'de bu meşru direnişi desteklemek için bir konferans örgütledi. Bu dayanışmanın nasıl önemli bir rol oynadığı, bu konferansı engellemek için yürütülen yoğun çabalarından da görülmektedir.

Direnişin desteklenmesi için 1-2 Ekimde Chianciano'da uluslar arası bir konferans hazırlandı. Bu konferansın hakim güçlerin gözüne nasıl battığı daha hazırlık dönemindeki saldırılardan da anlaşılmaktadır; ev aramaları, örgütleyicilerin tutuklanması ve materyallere el konması. Düzenleyicilere geri adım attırılamayınca başka araçlara başvuruldu; 44 Amerikan senatörü İtalyan hükümetine baskı yaptı, böylelikle, "kin vaaz ettikleri" ve "ulusal güvenlik için tehdit oluşturdukları" gerekçesiyle Iraklı konferans katılımcıl-arına vize verilmedi. Düzenleyiciler buna açlık greviyle cevap verdiler. Konferans, planlandığı gibi 1-2 Ekimde gerçekleşemediği için, bu tarihte uluslararası protesto eylemleri planlandı.

Sözde demokrasinin hakim olduğu bir ülkede insanların düşüncelerini özgürce ifade etmeleri ve tartışmaları imkansız hale getiriliyor. Bu hareketleriyle Berlusconi hükümeti ve Bush yönetimi, demokrasilerinden ne anlamamız gerektiği konusunda bize bir kere daha ders verdiler; keyfiyet, hukuksuzluk ve baskı.

Ama dünyada sadece Berlusconi'ler, Bush'lar ve Blair'ler yok; dünyada barış ve özgür dünya isteyen milyonlarca ezilenler var. Emperyalistler, günlerinin sayılı olduğunu gayet iyi biliyorlar. Çünkü tarihin seyrini hiçbir şey durduramaz. Halklar birleştiğinde ve emperyalist savaşlara, işgale, neoliberal saldırılara karşı ortaklaşa ayaklandığında, onları durdurabilecek hiçbir güç olamaz.

Irak ve Filistin halkları bize yol gösteriyorlar, onları takip edelim!

Meşru direniş ile aktif dayanışma!

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

Direniş yasaklanamaz!
fc Share on Twitter
 

Emperyalizmin, Irak'taki yenilgisini gizlemek için bütün çabalarına rağmen gerçeklik onun yenilgisinin yüzünü her gün daha net göstermektedir: İşgalcilerin iş oldukça zor. Ne seçimlerle, ne de anayasa üzerine tartışmalarla emperyalizm, demokrasi görünümünü uyandıramadı ve işgale karşı meşru direnişi durduramadı. Irak'ta bütün halk, ülkesinin işgal edilmesine karşı, her gün Abu Garip, keyfiyet, tecavüz, ulusal çatışmaların provokasyonu, bağımlılık ve yoksulluk anlamına gelen işgale karşı direniyor.

Bütün dünyada halklar bu savaşa ve onu takip eden işgale karşı ayağa kalktılar; milyonlar sokağa döküldü ve bütün dillerde "Irak'a karşı savaşa hayır" diye haykırdı. Kendi ülkelerinde emekçilere yönelik neoliberal saldırılara karşı protestolarla ilişki içinde Irak halkına yönelik saldırganlığa karşı protestolarını yüksek sesle haykırdılar. Irak halkıyla ve direnişiyle dayanışmayı güçlendirmek ve "Irak'ta savaşın sonu"nun açıklanmasından sonra bu konunun gündemden düşmesini engellemek için bu yılın Mayıs ayında geniş bir ittifak, Berlin'de bu meşru direnişi desteklemek için bir konferans örgütledi. Bu dayanışmanın nasıl önemli bir rol oynadığı, bu konferansı engellemek için yürütülen yoğun çabalarından da görülmektedir.

Direnişin desteklenmesi için 1-2 Ekimde Chianciano'da uluslar arası bir konferans hazırlandı. Bu konferansın hakim güçlerin gözüne nasıl battığı daha hazırlık dönemindeki saldırılardan da anlaşılmaktadır; ev aramaları, örgütleyicilerin tutuklanması ve materyallere el konması. Düzenleyicilere geri adım attırılamayınca başka araçlara başvuruldu; 44 Amerikan senatörü İtalyan hükümetine baskı yaptı, böylelikle, "kin vaaz ettikleri" ve "ulusal güvenlik için tehdit oluşturdukları" gerekçesiyle Iraklı konferans katılımcıl-arına vize verilmedi. Düzenleyiciler buna açlık greviyle cevap verdiler. Konferans, planlandığı gibi 1-2 Ekimde gerçekleşemediği için, bu tarihte uluslararası protesto eylemleri planlandı.

Sözde demokrasinin hakim olduğu bir ülkede insanların düşüncelerini özgürce ifade etmeleri ve tartışmaları imkansız hale getiriliyor. Bu hareketleriyle Berlusconi hükümeti ve Bush yönetimi, demokrasilerinden ne anlamamız gerektiği konusunda bize bir kere daha ders verdiler; keyfiyet, hukuksuzluk ve baskı.

Ama dünyada sadece Berlusconi'ler, Bush'lar ve Blair'ler yok; dünyada barış ve özgür dünya isteyen milyonlarca ezilenler var. Emperyalistler, günlerinin sayılı olduğunu gayet iyi biliyorlar. Çünkü tarihin seyrini hiçbir şey durduramaz. Halklar birleştiğinde ve emperyalist savaşlara, işgale, neoliberal saldırılara karşı ortaklaşa ayaklandığında, onları durdurabilecek hiçbir güç olamaz.

Irak ve Filistin halkları bize yol gösteriyorlar, onları takip edelim!

Meşru direniş ile aktif dayanışma!