Ve ABD'nin başını çektiği emperyalist saldırganlık, emperyalist savaş bugün sabahın erken saatlerinde başladı.

Bu savaş, ABD'nin Ortadoğu ve Kürdistan'ın yer altı ve yer üstü enerji kaynaklarını, zenginliklerini tam olarak kontrol etme savaşıdır.

Bu savaş, Ortadoğu ve Kürdistan'ın yer altı ve yer üstü enerji kaynaklarını, zenginliklerini yeniden paylaşma savaşıdır.

Bu savaş, Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye üzerinde ABD'nin hegemonya savaşıdır.

Bu savaş, Saddam bahane edilerek Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye'deki emperyalizme karşı direnecek devrimci, komünist güçleri imha etme, etkisizleştirme savaşıdır.

Bu savaş, bütün gerçekliğiyle emperyalist bir savaştır.

Bu savaş, bir kere daha göstermiştir ve gösterecektir ki; başını ABD'nin çektiği Yeni Dünya Düzeni denilen ve sosyalizme karşı tek alternatif olarak gösterilen kapitalist-emperyalist sistem, insanlığa, yoksulluk, işsizlik, sömürü ve savaştan başka bir şey verememektedir, veremez.

Birleşmiş Milletler adlı emperyalist kuruluşta yer alan 150'nin üzerinde devletin sadece 35'inin desteğinin alarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarını tümüyle hiçe sayarak yürütülen bu savaşta, ABD'nin uluslararası hukuk, uluslararası anlaşmalar diye bir sorunu yoktur. O, bugün tüm dünyada tek efendi olarak istediği yeri bombalama, istediği yeri yağmalama, istediği yerde katliamlar yapma, insanlık düşmanı biyolojik, kimyasal ve nükleer kitle imha silahların üretme ve başka yerlerde kullanılsın diye pazarlama ve bizzat kullanma hakkını kendinde görmektedir. Artık en sıradan insanın dahi gördüğü Orman Kanunlarını uygulamakta hiçbir sakınca görmemektedir. Ve bunları yaparken kendisine karşı çıkabilecek olanları açıktan tehdit etme, sindirme hatta onlara saldırma hakkını kendinde bulmaktadır. İşte ABD'nin insanlığa sosyalizmin karşısında vaadettiği "insanca" yaşam budur.

Bugün bu savaşa karşı çıkar görünen Fransa, Almanya, Rusya, Çin, Japonya gibi emperyalist devletlerin ise karşı çıkış nedeni Ortadoğu ve Kürdistan'da onların hegemonya kurma isteklerinin boşa düşmesi ve hegemonyalarının tehlikeye girmesidir. Emperyalist güçler arasında çıkan bu bölünme;ve Ortadoğu merkezli bu emperyalist savaş; Küresel Uyum yalanını açığa çıkarmış, emperyalizmin uyumun değil sömürünün ve savaşların sistemi olduğunu bir kere daha göstermektedir: Küresel Uyum ancak dünya çapında sosyalizmin gerçekleşmesiyle olanaklıdır.

Türkiye ve Kürdistan kökenli göçmen işçiler, emekçiler

Hiç birimiz ABD saldırganının dayattığı bu emperyalist savaşı kabul edemeyiz. Emperyalist savaşa ve emperyalizme karşı mücadele henüz bitmedi. Sadece yeni bir aşamaya girdi.

Bu emperyalist savaş durdurulamaz mı?

Elbette ki durdurulabilir. Elbette Irak'ın ve Kürdistan'ın yerle bir edilmesi, halkların katledilmesi durdurabilir. Bunu durdurabilecek yegane güç yerlisi ve göçmeniyle dünya işçi sınıfının gücü, bu emperyalist savaşa karşı olan savaş karşıtı güçlerin mücadelesi olacaktır. ABD'nin bu saldırganlığına karşı, savaş karşıtı güçleri birleştirmek ve büyütmek görevi hepimizin önünde durmaktadır.

Yeter ki isteyelim. Yeter ki mücadeleye katılalım. Yeter ki mücadeleyi büyütelim.

Önümüzde 5-10 yılları alacak emperyalist savaş ve ağır sonuçlarına karşı, yeni koşullar altında mücadeleyi örmek ve büyütmek, savaş karşıtı tüm eylemliliklerin içinde yer almak ve daha fazla insanı bunlara katmak hepimizin görevidir.

Bu sürecin bütününde "Bu Savaş Duracak ", "Kahrolsun Emperyalist Savaş", "Kahrolsun Emperyalizm" şiarları bize yol gösterici olmalıdır.

KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ!

KAHROSUN EMPERYALİST SAVAŞ!

KAHROSUN EMPERYALİZM!

YAŞASIN HALKLARIN BİRLİĞİ VE KARDEŞLİĞİ!

YAŞASIN SOSYALİZM!

MLKP Almanya Yönetimi