Dünya işçileri, emekçileri ve ezilen halkları, emperyalist haydutlara karşı kavga alanları
nda her gecen gün biraz daha çoğalarak, büyük kurtuluş günlerini müjdeliyorlar.
Irak'ta, Filistin'de, Bolivya'da, Arjantin'de ve daha bir çok ülkede özgürlük, eşitlik ve
ekmek isteyen halkların çığlıkları kulakları çınlatıyor. Tüm işçileri, emekçileri, ezilen ulusları ve
emekçi kadınları kavgaya davet ediyorlar. Her gün cinsel tacize ve tecavüze uğrayan, babaları,
kardeşleri, eşleri ve körpecik çocukları katledilen, sefaletten kırılan ve zulüm gören Irak'taki,
Filistin'deki direnişçi kadınlarımız sizleri mücadeleye çağırıyorlar.
İşçi kadın, emekçi kadın, öğrenci kadın!
Ortadoğu'da inanç, irade ve canfeda yürütülen kavga, ABD emperyalizmi ve işbirlikçilerinin, zulüm
ve sömürü kalelerini sarsıyor. Şaşkınlık ve korku içindeler. Çaresizlik içinde kıvranıyorlar. Ufuklarda
yükselen kurtuluş ışığını, zulüm ve yalanlarla örtmeye çabalıyorlar. Ama boşuna!
Emekçi kadınlarımız!
İş, ekmek ve özgürlük arayışlarının Adana'da buluşturduğu Arap, Kürt ve Türk halklarından emekçi
kadınlarımız. Çukurova'mızın bereketli toprakları, ABD emperyalistlerinin sonuna kadar hizmetinde
olan Incirlik üssüyle, 'kadın bedeni pazarlayan, uyuşturucu' çeteleriyle, ucuz işgücüyle sermayedarları
n cenneti haline getirilmeye çalışılıyor. Emperyalist efendilerin emriyle hazırlanan 'ekonomik,
siyasal yeniden yapılandırma' yasalarını daha fazla işsizlik, yoksulluk, açlık olduğunu en iyi biz
kadınlar gördük. 1475 sayılı yasanın sendikasızlaştırmanın, özelleştirmenin ne olduğunu
Çukobirlik'te, tekel de, Eksa ve Bossa'da çalışan biz işçi kadınlar gördük. Hiçbir sosyal hakka sahip
olmadan, sabahın ilk ışıklarından gece yarılarına kadar karın tokluğuna tarlalarda, ev işlerinde
çalıştırmanın ne demek olduğunu en iyi biz kadınlar biliriz. Bugün tencerede ne kaynatırım
kaygısının ne olduğunu, kadını ikinci sınıf olarak gören faşist devlet yasalarının ne olduğunu,
gözaltında cinsel taciz ve tecavüz işkencesinin ne olduğunu en iyi biz kadınlar görürüz ve yaşarız.
Tüm yaşadığımız acılar bir kader değildir.
Gelecek bizim ellerimizdedir. Bilmeliyiz ki, mücadele etmeden komünistlerin saşarında örgütlenmeden
özgürleşemeyiz. Gün geleceğimizi çalanlardan, bizi karanlığa mahkum edenlerden hesap
sorma günüdür. Gün Kürt kadınıyla kol kola girmenin 'halklar kardeştir' şiarını yükseltmenin günüdür.
Gün faşizmin F, D tipi zindan saldırılarına boyun eğmeyen, teslim olmayan erkek yoldaşlarıyla elele
direnen komünist, devrimci, yurtsever kadınlarla dayanışmanın, dışarıda kavgayı büyütmenin
günüdür. Gün nasırlı ellerimizle kızıl bayrağı yükseltmenin zamanıdır. Her yeni gün bizi devrime ve
sosyalizme daha fazla yaklaştırsın diyorsan Rosa Luksemburgların, Şengül Boranların, Sabahat
Karataşların, Zilanların, İdillerin ve Lale Çolakların inancıyla kavgaya atılmalısın.
Kadınların kurtuluşu mücadelesinde, Şikkago'lu dokuma işçisi kadınların yolundan yürüyerek 8
Mart'ta alanlara akalım. 'Ya hep beraber ya hiç birimiz', 'Tek Yol Devrim' şiarlarıyla sesini sesimize
katmak için Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP)'nin saşarında alanlarda buluşalım. Bilmeliyiz ki
kavga olmadan, komünistlerin saşarında örgütlenmeden özgürleşemeyiz.
Kurtuluş Devrim de, Kurtuluş Sosyalizm de! Komünist saşarda birleşelim, örgütlenelim, kavgaya
atılalım.
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!
KADIN ERKEK ELELE ÖZGÜR GÜNLERE!
YAŞASIN ÖZGÜRLÜK YAŞASIN SOSYALİZM!
MLKP ADANA İL KOMİTESİ
20 Şubat 2004
|