Mücadele İçin Gerekli ve İlkeli Birlik Düşüncesi MLKP, kendini var eden komünist örgütlerin tarihleri boyunca yarattıkları teorik, politik ve örgütsel birikimin, birlik mücadelesinden başlayarak sentezlenip yeni bir forma kavuşmasıyla tarihin gündemine girer. Komünistlerin birliği düşüncesi ve mücadelesi onun mayasıdır. Komünist hareketin saflarında birlik düşüncesi, nüve halinde, daha "Mao Zedong Düşüncesi"nin ret ve mahkum edilerek, halkçılıkla ideolojik kopuşmanın başarısıyla birlikte açığa çıkar. "MZD"nin ret ve mahkum edilmesi, şöyle veya böyle benzer bir süreç yaşayan örgütlerin kendilerine ve birbirlerine bakışlarının az çok tartışılmasını ve sorgulanmasını getirir. "MZD"nin parti konusunda yarattığı eklektik, muğlak ve halkçı yaklaşımlardan kopuşmanın yarattığı bilinç sıçraması, yeni yaklaşımları beslemiştir. Diğer yandan 12 Eylül darbesinin yarattığı ağır siyasal koşullar ise soruna çözüm arayışlarının olgunlaştırılmasını önler. Komünist hareketin saflarında "MZD"nin etkilerinin aşılması sorunları, darbeyi takip eden ağır gericilik koşulları ve yenilginin yarattığı yeni sorunlarla iç içe geçer. Komünist örgütlerde kendilerine, devrimci ve komünist harekete yönelik daha genel bir muhasebe ihtiyacı doğar. Yenilgi ve tasfiyeciliğin sürüklediği bunalım koşullarında komünist örgütlerin her biri, örgütlü ya da kendiliğinden bu muhasebeye yönelir. ‘80'lerin ortalarına doğru komünist örgütler içerisinde gelişimi hızlanan birlik düşüncesi, kendi içinde ayrışmaya uğrayarak birisi tasfiyeci diğeri devrimci iki eğilim belirir. Yenilgiden kaynaklanan tasfiyeci birlik eğilimi hızla olgunlaşarak kendi mecrasında ilerler. (***) Devrimci birlik eğilimi ise '89'da olgunlaşır. "TKİH, TKP/ML Hareketi ve TDKİH'in Komünistlerin Birliği" sorunuyla ilgili "Ortak Açıklaması", komünistlerin birliği düşüncesinin gelişiminin bir aşamasını yansıtır. Komünist parti, "bilimsel sosyalizmle proletarya hareketinin birliği" olarak tanımlanır, komünistlerin birliğine "komünist partinin oluşturulması açısından" bakıldığı vurgulanır, "Komünist partinin oluşturulması" "temel görev" olarak ilan edilir. Komünistlerin birliği hem bir ilke sorunudur, hem de çözümü gündemde siyasal bir sorun. Komünist hareket birden fazla örgütten oluşmaktadır. Komünistlerin birliği, "TKP/ML Hareketi, TDKİH, TKİH, TİKB ve TDKP'nin birleşmesi" sorunudur. Komünist gruplar arasında ayrılıkların "önemli", ama "ikincil" olduğuna dikkat çekilir, "devrimin temel sorunları üzerinde esasta hemfikir" oldukları, taktik sorunlarda birlik ve ayrılık yanlarının açığa çıkartılması, ayrılıkların "grup ruhundan, sekterlikten ve her çeşit ön yargıdan arınmış bir şekilde, komünist basında, ama yoldaşça tartışılması" görev ve ihtiyacına dikkat çekilir. Komünistlerin örgütsel birliğine giden yol, devrimci işbirliğinin geliştirilmesi ve ayrılıklar üzerine yoldaşça tartışma şeklinde belirlenir. "Her grup öncelikle kendi içinde, yıllardır süregelen, sekter, grupçu, öznel yaklaşımlarla hesaplaşmak zorundadır. Grupçuluğun, keyfiliğin, dar kafalılığın en bariz örneklerinden biri komünist hareketin yalnızca bir gruptan oluştuğu düşüncesidir." (3) Sekterizm ve ilkesiz ayrılıkçılıkla mücadelenin önem ve önceliğine dikkat çekilir. Komünistlerin birliği "mücadele için gerekli"dir. İlkesel yaklaşımın ötesinde, komünist hareketin somut durumunun analizine dayanan komünistlerin birliği düşüncesi, bu örgütlerin Marksizm kavrayışlarında kendi içinde bir sıçramayı, temel önemde bir değişimi yansıtır. Bu, hem bir sonuçtur hem de yenilenmeyi, değişimi, dönüşümü derinleştiren, genişleten bir başlangıç. Bu, eski kavrayışın çok güçlü etkilerini ve izlerini taşısa da Marksizm’in kavranışında yeni bir yönelimdir. ‘90 öncesi döneme egemen olduğu rahatlıkla söylenebilecek Marksizm’in mezhepçi kavranışından kopuş yönelimi, geride kalan tarihsel döneme çok anlamlı bir itiraz olduğu kadar, geleceğin komünist hareketinin kuruluş ve yapılandırılışına giriştir. Uluslararası komünist hareketin iç bölüntülerine mezhepçi yaklaşımdan kopuş eğilimi, Marksizm’in kavranışında yeni bir düzeye sıçrayışa giden yolu döşemektedir. Diğer yandan TDKP ve kısmen TİKB içinde beliren birlik eğilimi, bu örgütlerde egemen grupçu mezhepçi yaklaşımlar tarafından yenilgiye uğratılır. Komünist hareketi kendilerinden ibaret gören bu örgütlerin, idealist ve ben merkezci yaklaşımları yeni koşullarda uç noktalara doğru ilerler. 1990 başında birlik mücadelesine karşı ilkesiz ayrılıkçılığın, mezhepçiliğin kara bayrağı altında cepheden gerici bir savaş başlatırlar. TDKP, aynı zamanda bu gerici mücadele içinde, yasalcı, reformist tasfiyeci bir yola girer. Bu aynı mücadele TİKB'de zaten var olan doktrinerizmi kemikleştirir, kastlaşmayı ve çizgisini güçlendirir. Aşırı İyimserlikten Güven Bunalımına Birlik anlayışı ve komünist harekete ilişkin somut analizler, birlik mücadelesinin planını da şekillendirir. TKP/ML Hareketi, TKİH ve TDKİH'den birer temsilcinin görevlendirilmesiyle, Komünist Birlik Eşgüdüm Komitesi (KBEK) kurulur. "TİKB ve TDKP'nin de bu oluşuma çağrılı" olduğu ilan edilir. Birlik çalışması planı, KBEK'i oluşturan örgütler ile TİKB ve TDKP arasındaki ayrılıkların tartışılmasına öncelik verir. Diğer üç örgütün aralarındaki ayrılıkların tartışılması ikinci aşamayı oluşturacaktır. Planın ikinci bölümünün ayrılıklar konusunu ele alışı da doğru değildir. Çünkü, ayrılıkların teori, program ve strateji sorunları bütününden kopuk, tecrit halde tartışılması öngörülür. Plan, "yüksek bir iyimserlik ve beklenti içinde olan" KBEK'i oluşturan örgütlerin "ihtiyacını karşılamaktan uzaktır": Çünkü, "birlik mücadelesini, çok somut ilerleme ve kazanımların üzerine basarak yürütmeyi sağlama yeteneğinden yoksundu" (4). Ve çünkü, ayrı ayrı her biri, komünist hareketi kendinden ibaret gören mezhepçiliği aşma, istek ve yöneliminden yoksun TİKB ve TDKP ile diğer komünist örgütlerin durumu, aralarındaki ilişkiler, birlik mücadelesi içindeki yerleri farklı ele alınamaz. Plan, zaman kaybı ve oyalanmayı koşullar. Plan, ayrılık sorunlarının nasıl sonuçlandırılacağını açık bırakması (birliğin yönteminin belirsizliği) bir yana, tartışmaların resmi örgüt görüşleri üzerinden yapılması gibi, grupçuluğu yaşatan ve kışkırtabilecek bir yan taşımasıyla da zaaflıdır. Diğer yandan; birlik mücadelesinin planlanması, örgütlerin kendi çalışma planlarıyla açıklıkla ve ortak bir iradeyle bağlayıcı tarzda ilişkilendirilmiş değildir. KBEK'in oluşturulması, "ileri ve olumlu bir adımdır". Fakat KBEK'e birlik çalışması ve mücadelesinde özel olarak tanımlanmış bir inisiyatif verilmemiş oluşu, KBEK'in doğal inisiyatif gösterememesiyle de birleşmiş ve onu işlevsiz bırakmıştır. (5) TİKB ve TDKP, birlik çalışmasına karşı bütünüyle grupçu ve bozguncu bir tavır alır, cepheden gerici bir mücadeleye girişirler. Yollar kesinkes ayrılmıştır. Beklenmedik bir durum değildir bu. Ama bu gelişmeye karşın birlik planını gözden geçirme, yeniden ele alma inisiyatifi gösterilemez. 1990 baharında birlik çalışmaları tıkanır. İyimserliğin yerini güven bunalımı alır. Güven bunalımı, tarafların saflarında grupçuluğun bir dalga halinde kabarmasından başka bir şey değildir. Eski, henüz mevzilerini sağlamlaştıramamış ve naif yeniye geçici olarak üstün gelir. Güven bunalımının eskinin en güçlü ve reflekslerinin en diri olduğu geçmiş değerlendirmesine ilişkin ayrılık üzerinde patlak vermesi de bu bakımdan anlamlıdır. Güven bunalımını ve tıkanıklığı aşmak için tarafların çabaları sonuçsuz kalır. 1990 yazı sonunda gerçekleştirilen "heyetler toplantısı, en genelde olumlu ve başarılı olmuşsa da aldığı kararlar birlik çalışmasının önünü açmayı başaramamıştır". Komünist Birlik'te ‘72-'79 dönemine ilişkin üç örgütün resmi değerlendirmeleri ve sonra da bu bağlamdaki ayrılıkların birlik önünde engel oluşturup oluşturmadığı tartışılır. Birlik iradesinin zaafa uğradığı bu dönemde tartışmalar ağır aksak yürütülmüş, güven bunalımı bir ölçüde zayıflamıştır. ‘91 baharında önderliklerin tıkanıklığı aşmaya dönük çaba ve önerileri yeniden yoğunlaşmış, sorunları aşmak bir yana güven bunalımı depreşmiştir. 1991 yılı içinde toplanan TKP/ML Hareketi 4. Konferansı ve TKİH I. Kongresi, güven bunalımı ve tıkanıklığın aşılamamasına karşın yine de, "birliğin güncel politik önemini ısrarla" vurgulamışlardır. Aynı süreçte TKİH, I. Kongresi'nde TDKİH ile birleşmiştir. "TDKİH'in kendini feshederek TKİH tarafından hazırlanan Kongre'ye katılması, Kongre'den başlayarak, bu Kongre'de onaylanacak program ve tüzük etrafında TDKİH ve TKİH'li komünistlerin birliğinin sağlanması, bugün ülkemiz komünistlerinin birliğinin somut biçimlerinden biridir. Birliğin bu biçimi, ülkemiz komünist hareketinin somut koşullarının, hareketi oluşturan değişik grupların evriminin ve daha da önemlisi, üç komünist örgüt tarafından ele alınan birlik sorununun bugün geldiği yerin bir ifadesi ve sonucudur. İki örgüt arasında bu biçimde gerçekleşen birlik, tüm komünistlerin birliği sorununun çözümü anlamına gelmediği gibi, daha geniş ve daha uzun olan birlik sürecinin bir parçası, uğrağı ve yönüdür. Bu birlik ve birleşme biçimi komünistlerin birliği sürecini daha da güçlendirip geliştirecek bir rol oynayacaktır." (6) Sonuç olarak birlik mücadelesinin ilk dönemi, elde edilen deneyimlere ve bazı kazanımlara karşın amacına ulaşamayarak başarısızlıkla noktalanır. 1992 başında gerçekleştirilen heyetler toplantısı, fiilen ortadan kalkmış olan KBEK'in feshini kararlaştırarak, aynı zamanda bir dönemi resmen de kapatır. Birlik mücadelesi ‘93 baharına kadar sürecek bir nekahet dönemine girer. Birlik Olanaklarını Değerlendirme Toplantısı (BODT) Nisan 1993 BODT (Nisan Toplantısı), MLKP'ye uzanan yolun çok kesin bir dönemeci ve eşiğidir. 9-11 Nisan 1993'de gerçekleştirilir BODT. Önemi, onun yetkisinden gelmez. Zaten etkileme/inandırma gücünün ötesinde hukuken bağlayıcı hiçbir yetkisi de yoktur. Ama bu toplantı, birlik mücadelesinde çok belirleyici bir rol oynamıştır. Bu toplantı, "TKP/ML Hareketi 4. GK'sında, TKİH'in ise özel bir biçimde seçip görevlendirdiği komünistlerin katıldığı, tıkanmış bulunan birlik çalışmasının önünün açılması ve birlik olanaklarının değerlendirilmesi amacıyla düzenlenmiştir". (7) Ve tam olarak amacına ulaşmıştır. BODT; yalnızca iki komünist örgütün birliğinin tamamen olanaklı olduğunu açığa çıkartmak ve yoldaşça güvenin temelini inşa etmekle kalmamış, aynı zamanda hem birlik anlayışını geliştirmiş hem de birliğin yöntemini açıklığa kavuşturmuştur. Keza, genel kabul gören ve ana çizgileriyle uygulanan, birlik sürecinin belli başlı bütün yönlerini ve sürecin tamamını kapsayan bir plan geliştirmiştir. MLKP'ye götüren ‘birlik iradesi'nin temelleri BODT'da atılmıştır. BODT, "ilkeli birlik için gerekli temelin", "yani teorik, siyasal ve örgütsel anlayışlar açısından, birliği gerçekleştirmek için gerekli ortak birikimin" (8) varlığını vurgulayarak, bunu hareket noktası kabul eder. BODT, birlik planının merkezine, "her iki taraf açısından da kabul edilebilir bir biçime ve içeriğe sahip olacak bir kongre" düşüncesini koyar. "Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın böyle bir kongre toplamak komünist bilincin ve komünist sorumluluğun bir gereği ve hatta dayatmasıdır. Kaldı ki, kongre ayrılık noktalarını çözebilecek en elverişli araçlardan biridir". Esasen BODT, iki örgüt arasındaki ayrılıkların örgütsel birliğin önünde engel teşkil etmediği anlayışındadır. Bu "engeli" aşılabilir gördüğü içindir ki, "sorunun kongreye katılacak delegelerin ortaya koyacakları irade temelinde ve birliği mümkün kılacak tarzda kongrede" çözülmesini öngörmektedir. "Açık ki, plan, dün birliğin önüne aşılmaz bir engel olarak dikilen, geçmiş sorununun BK'de aşılabileceğine ve aşılması gerektiğine, geçmiş sorunundaki ayrılıklar, ideolojik mücadele, eleştiri, tartışma ve ikna yoluyla giderilemese bile, bu sorunun şu ya da bu şekilde bir çözümü bulunarak, birliğin gerçekleştirilebileceğine ve gerçekleştirilmesi gerektiğine dayanıyordu." (9) BODT'ye ve onun çağrı metnine ruhunu veren birlik iradesidir. Örgütler ve özellikle önderlikler "açık, yalpalamalara dayanıklı ve sonuç alıcı" güçlü bir birlik iradesi geliştirmeye çağrılırlar. "Esneklik", birlik iradesinin bir yansıma biçiminden başka bir şey değildir. Dayatmaların reddidir, birliğin yönteminin belirginleşmesidir. BODT, "örgütlerin birliği" ve "her iki örgütteki komünistlerin birliği" diye özetlenebilecek "ikili bir yaklaşımla, birlik anlayışını geliştirip zenginleştirmiştir. Bu temelde, "düşünce ayrılıkları üzerinde yürütülecek" mücadelenin, "resmi yorumlar ve önderlikler arasında tartışmalar biçiminde değil, bu iki örgütteki üye ve aday üyelerin katılımıyla geliştirilmesi" (10) sonucuna ulaşmıştır. Bu grupçuluğu, grup rekabetini en muhkem mevzilerinden sökme yönelimidir. BODT, kendi tarzıyla ve geliştirdiği birlik planının merkezine birlik kongresini koyarak, sorunların birlikte, ortak iradeler inşa ederek çözümü tavrıyla kolektivizmi, birliğin yöntemi olarak açığa kavuşturmuştur. "Biz, devrim davasına olan sorumluluğumuzla bu düşüncelerin takipçisi ve savunucusu olacağız." Oy birliği içinde birlik planını kararlaştıran, BODT'nin son sözüdür bu. Komünist hareketin özgün tarihinin ürünü olan sekter, dar ve mezhepçi yaklaşımlarla kopuşmada derinleşmenin, grupçulukla mücadelenin yeni düzeyidir. Yeni, eski karşısında hamle yapmakta ve bu defa kesin taarruza geçmektedir. Toplantının ulaştığı sonuçlar, örgütlerin saflarında "az çok şaşkınlığa" neden olur, beklenmeyen bir gelişme olarak sürpriz etkisi yaratır. Ancak, BODT'nin inşa ettiği birlik planı, geliştirdiği birlik anlayış ve yöntemi, örgütler ve önderlikler tarafından yürütülen tartışmalarda genel kabul görür. Kongre Hazırlıkları Önderlikler, BODT planını yürürlüğe koyar. "Program taslağı, tüzük taslağı, siyasi çalışmaya veya günlük pratik mücadele hattına dair temel ve taktik sorunlar, ülkedeki ve dünyadaki siyasal duruma dair değerlendirmeler vb. konularda örgüt üye ve aday üyeleri arasında tartışılacak ortak metinleri hazırlamak" üzere kurulan komisyon, Haziran 1993'te çalışmalarına başlar. Görev ve sorumluluklarını başarıyla tamamladığını, 13 Ağustos 1993 tarihli raporunda duyuran Komisyon, Birlik Kongresi'ne ilişkin şu değerlendirmelere yer verir. "Durumun özgünlüğü, Birlik Kongresi'nin herhangi bir komünist parti ya da örgütün kendi en üst ve en yetkili organı olan kongresinden farklı olarak, örgütlerimizin ya da aynı anlamda olmak üzere iki örgütte birleşmiş komünistlerin ideolojik birliğini, irade ve eylem birliğini kalıba döküp, yeni örgütün yükseleceği örgütsel temeli atacak belirleyici karar organı olmasında somutlaşıyor. Yeni bir örgütün kuruluşu kapsamındaki başlıca teorik, siyasi ve örgütsel sorunlar çeşitli kolektif platformlarda tartışılarak, bu özgür tartışma ortamında şekillenen iradeyi yansıtacak seçilmiş delegeler, Birlik Kongresi'nde bu sorunları bir kez daha ve üst bir düzeyde görüşerek karara bağlamak amaç, görev ve sorumluluğu ile yetkili olarak bir araya geliyorlar... her iki örgütten gelen yetkili delegelerin teşkil edeceği Birlik Kongresi'nin tam yetkili kurucu bir kongre olduğu apaçıktır." (11) 1993 yazı sonunda toplanan TKP/ML Hareketi I. Kongresi ve TKİH I. Kongresi, "Nisan Toplantısı'nın ortaya koyduğu planı ve yürütüle gelen çalışmaları" (12) onaylayarak, komünistlerin en yüksek birlik iradesi haline getirir. Kongrelerin sonuçlarını değerlendiren Merkez Komiteleri Heyetleri Toplantısı'nın akabinde Birlik Kongresi Örgütleme Komitesi (BKÖK) kurulur. BKÖK, Eylül 1993'te önce komisyon tarafından hazırlanmış bulunan "tartışma belgeleri"ni (13) Birlik İradesi'nin 4. sayısında yayımlar ve tartışma planını açıklar. Tartışmaların kurucu niteliğine dikkat çeker. "Tartışmaların kurucu niteliği", birlikte inşa edeceğimiz yeni öncü örgütün, taktik ve örgütlenme sorunları dahil olmak üzere, "ideolojik, siyasi çizginin" inşa edilip geliştirilmesi ve kalıba dökülmesi çabasında somutlaşıyor. "Kuşkusuz ki bu, örgütlerimizde birleşmiş komünistler için, başka hiçbir örgütün sahip olmadığı çok önemli bir fırsattır. Bizlere, kolektif olarak, devrimin teori, program, taktik ve örgütlenme sorunları üzerine düşünme, bilgilerimizi yenileme, gözden geçirme, denetleme ve derinleştirme olanağı yaratmaktadır." "Tartışmaların kurucu niteliğini vurgularken, söz konusu olan esas olarak BK'nin ortaya çıkaracağı karar metinleri değildir. Daha önemli olan insan unsurudur. İnşa etmekte olduğumuz ‘ideolojik siyasi çizgi'nin uygulayıcıları olarak, bir tüm olarak kadroların hazırlanmasıdır. Öyle ki, BK'nin ardından, BK'nin kalıba dökeceği çizginin uygulayıcıları olarak tüm yoldaşlar, her kademede kadrolar hazırlanmış olmalıdır." (14) Ayrıca BKÖK şunu da vurgular: "Bu tartışmaların kurucu niteliği, komünist parti ve örgütlerde iç demokrasinin özü olarak, eleştiri ve tartışma özgürlüğünün uygulama tarzını da kapsıyor." (15) Birlik Kongresi hazırlık tartışmaları, Birlik İradesi'nde ve çok değişik bileşimdeki kadro toplantıları biçiminde 1994 yazına değin sürdürülür. Bir yandan Birlik Kongresi'nin ideolojik hazırlıkları yürütülürken, diğer yandan birlik çalışmasının bir boyutu olarak eylem birlikleri ve ortak çalışmaların geliştirilmesine yönelinir. BKÖK, 1994 Nisan'ında her iki boyutuyla birlik çalışmalarını değerlendirir. Nisan Toplantısı'ndan başlayarak komünistlerin birliği konusunda "elle tutulur gelişmeler" ve kazanımlar sağlanmıştır. "Plandan hiçbir ciddi sapma"ya izin verilmemiştir. BKÖK, öngörüldüğü şekilde kurulmuş ve işlevli bir organ olarak görev ve sorumluluklarını yerine getirmiştir. Bunların yanı sıra BKÖK, üye ve aday üyelerde "yazma sorumluluğu konusunda" ortaya çıkan "belirgin zaafı" eleştirir. Sorumlu ve enerjik davranmaya, tutukluklarıyla mücadele etmeye çağırır. Tartışma toplantılarının ilk deneyimlerden sonra, verimli ve dönüştürücü geçtiğine dikkat çeker. "Fakat eylem birliği ve ortak çalışmaların geliştirilmesinde ancak 1994 Şubatı'ndan sonra bir yoğunlaşma sağlanabilmiştir." "Merkezi ve şehirler düzeyindeki çabaların yanı sıra, bazı şehirlerdeki tek tek birimler de bu alanda gerekli adımları attılar ya da atmaya yöneldiler. Ortak yazılı ajitasyon-propaganda araçlarının kullanımında (broşür, bildiri, kuş vb.) bir gelişme sağlandı. İşçi ve memurların sendikal alanda yoğunlaştırdıkları ortak çalışmaları, öğrenci gençlik içinde geliştirilen çalışmalar izledi. Açık ve gizli çalışmanın tüm parçalarında bir gelişme gözlemlenebiliyor. Şehit yoldaşların anılmasıyla ilgili toplantılar, Newroz kutlamaları vb." "Seçim çalışmaları ortak çalışmalar açısından iyi bir fırsattı. Bu şekilde birleşik gücün düzeyi de yansıtılabilirdi. Sonuç olarak, genelde seçim çalışmasında bir dizi ortak kazanım elde edildiği doğrudur. Ve bunların karartılmasına hiçbir bakımdan izin verilmemelidir." (16) BKÖK, ortak çalışmalar ve eylem birliklerini geliştirmedeki "yetersizliklerin esasının inisiyatif eksikliğinden kaynaklandığına" dikkat çeker. Kongre hazırlıkları ilerletilirken, siyasi mücadelenin görevleri, ortak çalışmalar ve eylem birliklerini geliştirme perspektifi ile omuzlanmaya çalışılır. Diğer yandan faşist rejim de boş durmamakta, siyasi polis komünistlere darbeler indirme çabalarını sürdürürken, birlik sorununu önemsediğinin ve dikkatini buraya yoğunlaştırdığının işaretlerini vermektedir. BKÖK şu değerlendirmeyi yapar: "1920'de farklı gruplara mensup komünistlerin bir araya gelerek komünist partisini kurmalarını dışta tutarsak, bir parçalanmalar ve bölünmeler ülkesinde giriştiğimiz mücadele, salt bizim, salt dışımızdaki komünistlerin ve devrimcilerin değil, faşist devlet kuvvetlerinin de ilgi odağı durumundadır. İstanbul'da, Bursa'da, Adana'da ve Ankara'da bunun değişik yoğunluktaki kanıtlarıyla karşılaşıldı. Gelişmelerle yakından ilgileniyor, ciddi bir merak ve endişe duyuyorlar. Anlaşılıyor ki, birlik rotası doğru bir rotadır." (17) İlk birlik girişimi sürecinin derslerinden öğrenildiği, kendiliğindenliğe izin verilmediği için "son bir yıl iç uyum, tempo ve gelişme yönü bakımından istikrarlı ve verimli" olmuştur. Artık, "ciddi bir içe kapanma pahasına da olsa" her şey "tümüyle birlik çalışmasının ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır". Bundan sonra her şey Birlik Kongresi hedefine kilitlenmiştir. Kongrenin örgütsel ve teknik hazırlıklarını özel olarak bu iş için kurulan komite yürütür. Birlik Karşıtı Eğilimin Yenilgiye Uğratılması Birlik Kongresi'ne uzanıp tutulacak kadar yaklaşıldığı, Birlik Kongresi delegelerinin seçiminin gündeme girdiği en son aşamada, Nisan Toplantısı'ndan sonra pusuya yatmış grupçu cereyan, bu defa birlik Kongresi'ni önlemek için harekete geçer. Esasen birlik düşüncesinin gelişip olgunlaşması ve birlik çalışmaları boyunca grupçulukla mücadele kimi zaman alevlenmiş, kimi zaman küllerin altında için yanmış, ama kesintisiz biçimde sürmüştür. Hatta grupçuluk birçok durumda, üstelik "sağlıklı bir birlik", "ilkeli birlik", "devrimci bir birlik" vb. gibi argümanlara sığınarak gerici bir direnç göstermiş, egemen olmayı başarabilmiştir. İlk dönem birlik çalışmalarının amacına ulaşamaması, örgütlerin aştığı, ama kesin ve nihai olarak yenilgiye uğratamadığı, derin köklerini söküp atamadığı grupçuluğun depreşen gericiliğinin devrimci eğilime karşı geçici egemenliğinin sonucudur. BODT, "her önemli problemin örgütlerimizin saflarında ciddi grupsal tepkilere yol açtığı" gerçeğini vurgulamıştır. Örgütlerden birinin saflarında başını uzatan grupçuluk, diğer tarafta kendi karşıtını kışkırtmış ve harekete geçirmiştir. Nisan Toplantısı, tıkanıklığı grupçulukla ilişkilendirerek, "henüz tümüyle aşılamamış olan grupçu eğilim ve tutumların güçlenmesine, kısmen de olsa gevşetilmiş olan böylesi bağların yeniden örgütlenmesine yol açtığını" (18) deşifre etmiştir. BKÖK, Birlik Kongresi'ne sunduğu raporda grupçuluğun temelini şöyle açıklamaktadır. "Birlik çalışmasının muhatabı olan örgütlerin her birinin kendi özgül tarihleri ve birlik çalışmasını kendi tarihlerinin baskısı altında yürütüyor olmaları nesnel gerçeğinin süreç üzerindeki etkileri daima hesaba katılmalıdır. En önemli karar anları başta olmak üzere diyebiliriz ki, sürecin belli başlı her anında, örgütler kendi tarihlerinin baskısı altında sorunların çözümü ve birlik çalışmasının ilerletilmesine kendi durumlarından gelenekler, düşünüş tarzı, iç zorluklar vb.) bakma eğilimi göstermişlerdir. Bu durum daima sorunların çözümü ve birlik çalışmasının ilerletilmesini zorlaştırmıştır." (19) Bu, "her birinin kendi tarihsel şekillenişlerinin koşullandırdığı doğal, kendiliğinden bir eğilim"dir, ama hep böyle kalmaz. Birçok durumda kendiliğindenciliğin ötesine geçer, öznel, bilinçli bir hal alır. Birlik Kongresi'nin öngününde TKP/ML Hareketi saflarında açığa çıkan "Olağanüstü Kongre Çağrısı" böyle bir durumdur. Komplo teorileriyle yapıntı gerekçeler üretilerek, önderlik (ler) suçlanarak, bölünme tehdidiyle vb. Birlik Kongresi'nin toplanmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Sözde "sağlıklı", "ilkeli", "sağlam" birlik istediklerine yemin ederler; ama gerçekte komünistlerin birliğine karşıdırlar. Dalgalandırdıkları kara grupçuluk bayrağıdır. Aşırı provokatif ve bozguncudur. Ancak, grupçuluğun açık ve umutsuz bir direnişi olmaktan öteye gidemez. Girişim, TKP/ML Hareketi saflarında deşifre edilerek yenilgiye uğratılır. Olağanüstü kongre çağrısı ezici çoğunlukla reddedilir. Çürüme eğilimi içindeki bozguncu unsur ve kafadarları, sonuca boyun eğmek zorunda kalarak, Birlik Kongresi için yapılacak delege seçimlerine katılmayı kabullenerek, geçici olarak geri çekilirler.
|