Her Komünist Kadın Kolektif Etkin Birey Haline Gelmelidir
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Partinin Sesi / Sayı: 41 / Temmuz - Ağustos 2003

 

"Eksikliklere karşı uzlaşmazlık, yöneticilerin çalışmada iddialı olmaları gerektiği anlamına gelir" - Lenin.

Yazıya bir alıntıyla girmek istedim. Her dönem parolamız olacak bir söz olmasına rağmen bu dönem bizler bakımından daha güncel olduğunu düşünüyorum. Yazmak eylemi kolektif bireylerin, -bizlerin- en pasif kaldığımız eylemlerden biridir. Tıpkı okumak eyleminde yaşadığımız gibi. Uzunca bir dönemdir kimi konularda yazı yazma fikrim olsa da bu fikirden öte eyleme dönüşmedi. Neden mi? Hepinizin bileceği malum nedenler! Siyasal sürecin yoğunluğu, buna bağlı örgütsel ve politik işler, görevler, görevler.... Bu sorunlar daha çok detaylandırılabilir elbet. Ama sonuçta gerekçeler o kadar çoktur ki .Ve nihayetinde bu geri yanıma karşı müdahalede bulunarak durumu değiştirmek için bir adım attım. Partinin Sesi'ndeki çağrı tetikleyici oldu. Bunu bulunduğumuz (.....) kolektifinde değerlendirip düzenli yazı yazmayı karar haline getirdik.
Son bir yıllık süreç kendimizi ideolojik siyasal, örgütsel planda yenilediğimiz, var olan devrimci kendiliğindencilik, idare-i maslahatçılık olarak ifade ettiğimiz zaaflarımıza karşı savaştığımız bir yıl oldu. Öncü partiden önder partiye sıçrama bilincindeki zayıflama partimizin devrimci özeleştirisinin merkezinde duran yanlarımız oldu. Ve kolektifimizin kendi hata ve zaaflarına karşı iç mücadeledeki başarısının biz partili bireylerin de yaşamına direk yansıyan yanları oldu.
Ve bireyin iç mücadeledeki başarısı doğrudan ve gecikmeden parti yaşamı ve çalışmasına da yansır. Çok laf değil eylemdi belirleyici olan.
Bu sürecin açığa çıkarttığı pozitif enerji değiştirici ve dönüştürücü oldu. Kolektifteki değişim ve köklü yenilenme kadın çalışmasında kendini gösterdi. Bu sürecin bir parçası olarak teorik-politik eğitimle hazırlandık sıçrayışa. Bu hazırlık toplantılarında açığa çıkan pozitif enerjiyle koştuk görevlerimize. ‹şsizliğe, yoksulluğa, zulme karşı yürüttüğümüz çalışmalar ve arkasından seçim çalışmaları yoğunlaşan kitle faaliyetleri oldu bizim bakımımızdan. Bu süreçlerin toplamı öğreten ve üreten bir dönem oldu bizler/benim bakımımdan. Genel kitle çalışmasının dışında, özelde kadınlarla birebir temasla ilk adımlarını attık. Demokratik kadın hareketinin uzunca bir dönemdir yürüttüğü değişim ve yeniden yapılanmaya dönük tartışmaların sonucunda demokratik kadın hareketini örgütleme rotasına girdik. Kimimiz belki bu süreci basından sadece izledi, kimimiz bu sürecin hazırlığı ve örgütlenmesinde yer aldı. Kimimiz ise düşünsel planlamasında. Bu çalışmaların neresinde yer alınırsa alınsın her bakımdan öğretici bir süreç olduğuna inanıyorum. Yeter ki bütünsel olarak değerlendirebilelim ve sonuçlar çıkartabilelim. Bu nedenle çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sürecin her bakımdan bana kazandırdığı şeyler oldu.
Her bakımdan zorlu bir çalışma olacaktı kuşkusuz. Engellerimiz vardı. Evlerinin dört duvarının dışına çıkmamış, yaşamı sadece ev ve mutfak arasında geçen emekçi kadına "başka bir dünya mümkün" diyorduk. Bugüne kadar sürdürdüğü yaşamı değiştirmesini istiyorduk. Elbetteki bir karşı koyuş olacak, engeller çıkacaktı. Ama çalışmalarda esas engelin kendi anlayış ve duruşumuz olduğunu bugün çok daha net olarak görebiliyorum. Çalışmalara başlarken bu kadar az kuvvetle bu çalışmayı yürütemeyeceğimizi düşünenler, çalışmayı kendi dışında gören komünist kadınlar da oldu. Ya da çalışmalara dair aldığımız kararlar yerel örgütlerin gündemine geldiğinde "başkaca işlerin gazabına" uğradı ve kadınlar arasındaki komünist ve demokratik çalışma savsaklandı. Yürüttüğümüz çalışmalar içinde şunu çok daha net anladım ki hedefli ve bu hedeşi çalışmaya bağlı olarak yoğun emek süreciyle geniş kadın kesimlerini sürecin içinde örgütleyebiliriz. Geniş kadın kesimlerini örgütleyebilmenin bir yolu da ileri çıkan kadınlara daha özel bir politikayla yakınlaşmak ve emek harcamak gerekiyor. Bu sürecin, aynı zamanda komünist kadına kendine güven konusunda da kazandırdığı şeyler olduğuna inanıyorum. Eksiklikleriyle, hatalarıyla bağımsız iş yapma yetimizi geliştirmek bakımından bir adım attık.
Elbette bununla yetinemeyiz. Her komünist kadın daha büyük gelişmeler için kendini gözden geçirmeli ve kolektif etkin birey olarak konumlandırmalıdır.
Çünkü hiçbir şey dünkü gibi kalmıyor, yaşam hızla akıyor. Kolektifimiz gelecek düşümüzü örme konusunda "önderleşmeye" şiarını kuşanmışken, biz kolektif içindeki bireyler olarak bu şiarı önce yaşamımızda uygulayabilmeli, kendi iddiamızı kolektifin iddialarıyla, ufkumuzu kolektifin ufkuyla birleştirmeyi başarmalıyız.