|
Partinin Sesi / Sayı: 45 / Eylül – Ekim 2004 Tüm dünya halkları gibi biz de NATO'dan nefret ediyorduk. NATO'nıın işçi ve emekçileri için ne anlama geldiğini biliyorduk. Ve bu toplantıyı yaptırmamak için yola çıktık. Kadıköy Mitingi'nden sonra asıl mücadeleyi başlatacağımız Okmeydanı Fatma Girik Parkı'ndayız. Hep ıssız, soğuk ve gözüme sıradan görünen park, şimdi savaşçıların coşkusuyla sarmalanmış. Kolektif olarak hazır olduğumuzu parkta ki örgütlenmeden de görüyorum. Sürece en hazır, en kararlı ve en coşkulu kitleyiz. Geri sayım başladı. Mangalar hazırlıklarını tamamlıyor. Ve saat sabahın altı buçuğu. Herkes kalktı, hazırlanıyor. Belki de birazdan bir tarih yaratacağız. Dünyanın, özellikle NATO'dan paylarına düşeni alan halkların gözünün üzerimizde olduğunu biliyorum. Coğrafyamızı kirletenlere inat burada onlara karşı hiçte azımsanmayacak bir gücün olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz. Kortejleri oluşturduk. Sırt çantalarımız omuzlarımızda. 'Bu Pazar'ı söylüyoruz. Adeta yerimizde durmakta zorluk çekiyoruz. Ve hedefe yürüyüş başladı. Sayımız gittikçe artıyor. Çok geçmeden NATO'cuların köpekleriyle karşılaşıyoruz. Saldırıya hazırlanıyorlar. Baretlerimiz gözlüklerimiz, gaz maskeleri ve eldivenler ve hemen ardından molotof, boya ve sapanlarımızla biz de hazırız. Muharebenin ilk çarpışmasını onlar kazandı. Hemen ardından mangalar ayrılsa da işlevine devam ediyor. Gruplar halinde barikatlardayız. Ve işte orda kadın kimliğime çarptım. Bir yandan pasif de olsa söylenenleri uyguluyor, barikat kurmaya yardım ediyorum, ama beynim "ne oldu bana" sorusunda! Ne oldu? Savaşa hazırdım. Yoğun gazdan ve plastik mermiden neredeyse kımıldayamıyorum. Biraz azaldı saldırı, en azından bir ara kımıldayabiliyoruz. Ama ben yine kımıldayamıyorum. Elimde eldiven, yerlerde benden uzak olsa da gazlar var. Mangamı özlediğimi hissediyorum. Neden diye sordum. Neden, şimdi bunun sırası mı? En teçhizatlılardan biri olsam da, karşı saldırıya geçmekte zorlanıyordum. Bir türlü bu saldırıya geçemedim. Çünkü kadınım. Kendi alanımda çoğu kez kadın olduğumu unutsam da, mangamda asla hatırlatılmasa da işte burada kadınım. Niye. neden? Çünkü sabah kortejler oluşurken mangaların bazılarında hiç kadın yoktu. Olanlarda da bir mangada en fazla iki kişi. Peki diğer kadın yoldaşlar neden mangalarda değildi. Bizim mangada da sadece ben vardım. Ama öyle olsa da mangam bana kadın olduğumu hissettirmemişti. Komünist olarak görüyorlardı. Bende onları öyle görüyordum. Yine de demek ki kadınlar savaşçı olarak görülmüyor. Yani biz savaşamayız! Arkamda kadın yoldaşlar var. Bana baktıklarını hissediyorum. Çünkü ısrarla, hatta eldiveni biri alsa, bu sorumluluktan kurtulsam diye düşünsem de, yine de barikatın önündeyim. Astında eldivenimi de bırakmam. Sevdim onu. Barikatın önünde olmayı, düşmanla savaşmayı ve saldırılara rağmen savaşçıların toparlanması için zaman kazanma görevini sevdim. Peki o yoldaşlar niye öyle duruyorlar? Neden? Onlarda yıllardır kadın çalışması yürütüyor, konuşmalar ve tartışmalarda aktif ve savaşçı özellikleri var. Belki benimkisi gibi onlara güveni/), onları seçen komutanları, onlara güven veren, savaşçı gören mangaları yoktu. Arada gelen yanımdaki gazları geri atıyorum. Artık toparlanmalıyım. Barikatlarımız eski kimliklerinden sıyrılan kadınların da elbirliğiyle güçlendi. Düşman yine azgınca saldırıya geçti. Yanıma düşenleri hızlıca geri atıyorum. Yoldaş ya da siper yoldaşı burada ayırt etmek çok güç. Herkes yoldaş olmuş birkaç saatte. İki veya üç yoldaşı daha fark ediyorum. Aralarındaki erkek yoldaşın biri çıplak eliyle atmaya çalışıyor. Hemen müdahale edip, gazı uzaklaştırıyorum. Daha da hızlı, aralıksız gazları atmaya başlıyoruz. Düşman sanırım şaşkınlıktan birkaç saniye saldırıyı kesiyor. Arkama ancak baktığımda görevi başardığımızı görüyorum. Savaşçılar arkamızda. İşte partimiz düşmanı kendi silahıyla vurdu. Hemen arkadan birileri sevinçle eldivenlileri öne çağırıyor. "Eldivenli yoldaşlar öne". Gururlanıyorum. Şimdi daha da hızlı bir öne, bir arkaya diğer yoldaşlarla gazları düşmana geri gönderiyoruz ve direnişimizle tarihe geçiyoruz. Kadın yoldaşlar, kolektifimizdeki hatalar ya da eksiklikler bizi yıldırmayıp ateşlemelidir. Etkin kadın komünist bireyler yaratmak için kadınlar öne! Kadınlar savaş siperlerinin en önüne!
|
|
|
|
|
|
|