Filistin’e Özgürlük! Filistin Halkıyla Dayanışmaya! A. Şaron’un 28 Eylülde Haremi el Şerifi "ziyareti”, Filistin halkının yeni bir ayaklanması için kıvılcım oldu. Filistin otonomi bölgesinde ve israil’de Filistinliler, ayaklandılar. intifada, yeniden ve daha güçlü boyutlarda başladı. Filistin halkının başkaldırısını selamlıyoruz! Filistin halkı emperyalist “Ortadoğu Barışı”na geçit vermiyor! Barışı, salt isteğini kabul ettirmek olarak kavrayan siyonistler, çocukların, gençlerin, kadınların, bir bütün olarak Filistin halkının üzerine kurşun yağdırdılar. israil polis ve ordusu, acımasız saldırılarını sürdürdü. Birbirinden kopuk otonomi bölgelerini abluka altına aldı, bölgeleri birbirine bağlayan ulaşımı kesti. Bütün dünyanın gözü önünde 12 yaşındaki çocuğu ve babasını kurşun yağmuruna tutan bir rejimin barışçıl olması imkansız. 100’den fazla Filistinliyi katleden, 2000’den fazlasını yaralayan, son olarak da Gazze Şeridi’nde ve Batı Şeria’da önemli merkezleri füze yağmuruna tutan bir rejim, barışçıl olamaz. Başka bir halkın toprağını işgal eden, başkalarının ulusal çıkarlarına saygı duymayan bir rejim barışçıl olamaz. Filistin halkının, Mısır’ın, Lübnan’ın, Suriye’nin, Ürdün’ün ulusal haklarını çiğneyerek kurulmuş bir devlet, demokratik ve barışçıl olamaz. israil, siyonizmin merkezi, kuruluşundan bu yana barışçıl olmadığını ve emperyalizmin, başta da Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini defalarca göstermiştir. Emperyalizm olmaksızın israil de olmaz. Siyonizm, ABD’nin vurucu gücü olarak rolünü oynamaya devam ediyor! Barış adına siyonizme ve emperyalizme teslimiyeti savunan FKÖ önderliği, başta da Y. Arafat, hem israil’den ve hem de Filistin halkından gerekli dersi almış olması gerekir. Emperyalist ve siyonist "muhatapları” tarafından baskı ve füze yağmuruna tutulan Arafat’ı artık Filistin halkı pek dinlemiyor. Filistin halkı, eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde, ulusal kurtuluşun ve demokrasinin belirlediği bir barış istiyor. Böyle bir barış için savaşmaya, yeniden şehitler vermeye hazır olduğunu bir kez daha kanıtladı. Filistin halkı savaşmayı unutmadığını, savaşacak gücünün olduğunu bir daha gösterdi. Haremi el Şerif provokasyonu, bağımsızlık, gerçek barış için mücadeleye, israil’e, işgale tepkiye, işsizliğe, yolsuzluğa, Otonomi idaresinin yetersizliğine ve nihayet Arafat’ın teslimiyetçi politikasına karşı tepkiye dönüşerek gelişti ve kitleselleşti. Filistin halkı yalnız değil. Bütün dünyada Filistin halkının haklı davasını destekleyen sesler yükseliyor. Filistin halkının yanındayız, haklı mücadelelerini destekliyoruz ve sonuna kadar da destekleyeceğiz. işçiler, emekçiler, gençler; çilekeş Filistin halkıyla dayanışmayı eylemlerle güçlendirelim! KAHROLSUN SiYONiZM! KAHROLSUN EMPERYALiZM! YAŞASIN FiLiSTiN HALKININ KURTULUŞ MÜCADELESi! 12 Ekim 2000 MLKP Merkez Komitesi
|