"Birleşelim, sorunlarımızı tartışalım, çözelim" şiarıyla düzenlenen kurultay, işçilerin sosyal, ekonomik ve demokratik haklarını kazanmak ve tekstil işçilerini daha fazla örgütlemek hedefiyle gerçekleştirildi. 01 Kasım 2008 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 75 Tekstil-Sen sendikası, yürüttüğü kampanyanın ardından İstanbul'da 26 Ekim'de Tekstil İşçileri Kurultayı' düzenledi. Kurultaya Adana, Çorlu ve İstanbul'un çok sayıda semtinden Konfeksiyon, Örme, Dokuma, Nakış, Çorap, Kot, Boyama, Trikotaj işçileri katıldı. "Birleşelim, sorunlarımızı tartışalım, çözelim" şiarıyla düzenlenen kurultay, işçilerin sosyal, ekonomik ve demokratik haklarını kazanmak ve tekstil işçilerini daha fazla örgütlemek hedefiyle gerçekleştirildi. Kurultayda İşçi sağlığı İş güvenliği, İşsizlik, Şovenizm, kadın, örgütlenme araç ve biçimleri konulu tebliğ ve çözüm önerileri sunuldu. İstanbul'da haftalardır kurultaya hazırlanan Tekstil-Sen'liler çalışmalarına 13 Eylül'de Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları basın açıklamasıyla start vermişti. Eylemde, kurultayın amacı "Emperyalist, kapitalist neoliberal politikalara, darbelere, kirli savaşlara, AKP Hükümetine karşı mücadeleyi büyütmek için yan yana geleceğiz" olarak açıklanmıştı. Eylemin ardından komisyonlar kurarak kurultay çalışmalarına devam eden Tekstil-Sen'liler, başta İstanbul, İzmir ve Adana'da bildiri ve davetiyelerle çeşitli semtlerde havzalara, işçilere gidip, işçi toplantıları yaparak kurultaya davet etmişti. Kampanya boyunca işçilerle yaptıkları anket çalışması sonucu, Tekstil-Sen nerelerde işçilerin sigortasız ve kayıt dışı çalıştırıldığını öğrenmiş, işçileri sigortasız ve kayıt dışı çalıştıran iş yerleri hakkında şikayetçi olmuştu. Anket çalışması sonucu ve kampanyanın finali olarak Tekstil-Sen, kurultay örgütleme ihtiyacını tespit ederek harekete geçmişti. İstanbul'daki kurultaya, Limter-İş, ESP ve ESP'li Emekçi Memurlar'ın yanı sıra İşçilerin Birliği ve Mücadele Derneği, Çapa temizlik işçileri ve direnişteki Çorlu deri işçileri de katılarak destek verdi. Kurultayda, Tekstil-Sen'in mücadele tarihini anlatan bir sinevizyon gösterildi. Genel Sekreteri Beycan Taşkıran konuşmasında tekstil işçilerini sendikada örgütlenmeye çağırdı. Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter ise, dünyada şu an gelişen mali krize ve Türkiye'deki siyasi krize de değinerek, işçi sınıfın zor bir dönemden geçtiğini ve krizin faturasını işçi ve emekçilere çıkarılmaya çalışıldığını belirtti. ‘Tekstil işçileri ve kadın sorunu' başlıklı konuşmada, kadın işçilerin iş yerlerinde taciz gibi sorunların yanı sıra, daha düşük bir ücrete çalıştırıldığı söylendi ve bu soruna karşı kadın ve erkek işçilerin ortak mücadele etmeleri gerektiği vurgusu yapıldı. 8 Mart'ın ücretli izin günü olması, kreş ve kadın komisyonların kurulması ve krizden dolayı işsiz kalan sayıları 200 bini bulan işçiler için dayanışma derneklerinin kurulması talepleri, konuşmalar içinde sendikanın gelecek çalışmaları için yapılan öneriler arasındaydı. Kurultay, işçilerin söz alıp sorunlarını ve önerileri dillendirmeleri ile son buldu. Tekstil-Sen, yakın sürede mecliste de milletvekilleriyle bir basın toplantısı düzenleyeceklerini açıkladı. Kurultayın ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde, kurultayın, sorunlara çözüm iradesi açığa çıkarmak için verimli tartışmalara sahne olduğu belirtildi, İşçilerin sigortasız ve iş güvencesiz küçük ve orta ölçekli fason ve kayıt dışı atölyelerde, 14-15 saat çalıştıkları, zorunlu mesai ve sabahlamaya kaldıkları, sağlıksız ortamlarda kimyasal maddelerle iç içe, kot taşlama gibi işlemler nedeniyle meslek hastalıklarına yakalandıkları, düşük ücret, iş yerlerinde kamera sistemiyle gözetlendikleri, psikolojik olarak baskılandıkları, tuvaletlere kart sistemiyle girdikleri ve birkaç dakika geciktiklerinde ücretlerinde kesintiye gidildiği, patron, ustabaşı ve müdürlerin küfür ve hakaretlerine maruz kaldıkları belirtildi. Patronların krizleri bahane ederek üç-dört ay ücret vermedikleri, işçilerin alacaklarını istediklerinde ise şiddetle karşılaştıkları, sektörde kayıt dışılığın ve denetimsizliğin yaygın olduğu, patronların yoğunlaştırdıkları üretimde az işçiyle çok iş çıkarma yöntemi uyguladıkları ve bunun işçilerin sağlıklarını ve psikolojilerini bozduğu belirtildi. Tekstil patronlarının karlarına kar katmak için, yabancı uyruklu, emekli, kadın ve çocuk işçileri asgari ücret altında, sigortasız çalıştırmayı yeğledikleri, kadına dönük cins ayrımcılığı ve düşük ücret uyguladıkları, çocuk işçilere her işi yaptırdıkları, en ufak bir sorunda dayak ve küfre maruz kaldıklarını da dile getirildi. İşçilerin, genel olarak üretimdeki parçalanmışlık ve bilinçsizlik nedeniyle sorunları karşısında ortak hareket edemedikleri, birbirlerine yabancılaştıkları, işsiz kalma korkusuyla seslerini çıkaramadıkları, örgütlenme ve sendikalaşmaya uzak durdukları ve bu durumun tekstil işçilerinin genel bir sorunu olduğu vurgulandı. Tekstil işçileri, Tekstil-Sen'de örgütlenmeye ve güçlerini birleştirmeye çağrıldı. Kurultayda işçilerin sunduğu öneriler doğrultusunda alınan çok sayıda karar da sonuç bildirgesinde yer aldı. Kuşkusuz Tekstil-Sen tarafından örgütlenen işçi kurultayı, yaz aylarında yürütülen kampanya eşliğinde işçileri aydınlatmak ve sınıf bilinci vermek için en elverişli araçlardan biri olmuştur. Gelişen mali krizin Türkiye ve Kuzey Kürdistan cephesine neler sunacağı detaylı olarak henüz net değilken, şunu bilmekteyiz ki her kriz döneminde işsizlik sayısı ve açlık ordusu büyümekte, zamlar yapılmakta, krizin faturası işçi ve emekçilere ödetilmektedir. Başbakan Erdoğan istediği kadar ‘Kriz döneminde İMF'ye boyun eğmeyiz' diye bağırsın, bilinen o ki, işçi haklarına saldırıların arttığı bir dönemdeyiz ve yapılması gereken de, kurultayda da çağrısı yapıldığı gibi, daha fazla örgütlenmek ve örgütlemektir. Tekstil-Sen'in kurultayı, bu yönde atılmış anlamlı bir adımdır.
|