10 Eylül davasında iki tahliye daha
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

10 Eylül tutsaklarının 5. duruşmasında da uluslararası dayanışma sürdü. Daha önceki duruşmalara delegasyon göndererek katılım sağlayan İtalya'dan Proleter Dayanışma Derneği (ASP), duruşma öncesinde "Tüm Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde mücadele edelim! Türk faşist rejiminin suçlarını teşhir edelim!" başlıklı bir açıklama yayınladı.

01 Mart 2009 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 79

 

8-12 Eylül 2006'da partimize dönük olarak sekiz kentte yürütülen operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklanan 23 komüniste açılan davanın 5. duruşması, 20 Şubat'ta İstanbul Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Komünist tutsaklar mahkeme salonuna, kontrgerillanın Ergenekon operasyonları sürecinde bir kez daha açığa çıkan kirli savaş suçlarına dikkat çekmek üzere, gözaltında kaybedilenlerin gömülü bulunduğu tahmin edilen BOTAŞ kuyularına atfen, "Kuyular açılsın, katiller yargılansın" sloganlarıyla girdiler. Erkek tutsaklar, ayakkabı arama dayatmasını protesto etmek üzere bu kez de mahkemeye ayakkabısız geldiler.
Komünist tutsaklardan Ali Hıdır Polat, savunmasında 16-22 Mart tarihlerinde İstanbul'da yapılacak Uluslararası Su Forumu'na değindi. Forumun amacının, bir insan hakkı olan suyun uluslararası şirketlere peşkeş çekilmesi olduğunu söyledi, "İşçilerin, emekçilerin bu haklarına sahip çıkacağını, tutum göstereceğini düşünüyorum" dedi.
Tutsaklar savunmalarında kontrgerillacıların açığa çıkan insanlık suçlarına rağmen serbestçe dolaştıklarını, ama kendilerinin iki buçuk yıldır tutsak olduklarını vurguladılar. Komünist tutsak Ali Hıdır Polat "Biz sosyalist düşüncelerimizden dolayı burada yargılanıyoruz" dedi.
Komünist tutsaklardan Arif Çelebi, "Peki ya suç neyle ölçülür? Üretim araçlarını kim elinde bulunduruyorsa, suçun tanımını da o belirliyor. Ama başka ölçüleri olmalı" diye konuştu. Kriterin "kanıt" olması gerektiğini söyleyen Çelebi, "Sizden adalet istemiyorum, Ama adaletli olmanızı bekliyorum. Yasaların eşit uygulanmasını ve ölçüde adalet istiyorum" dedi. Çelebi ayrıca "kanıt" olarak sunulan ve polis tarafından üretildiği açık olan 40 sayfalık bilgisayar çıktısı içeren şeffaf dosyayı hatırlattı. Daha önce de olduğu gibi bu bilgisayar çıktılarından yola çıkılarak yapılan suçlamaları çürüttü, bu sahte kanıtları hazırlayanların bulunmasını ve yargılanmasını talep etti.
Tutsaklardan, Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek ise, Irak'ta eski ABD Başkanı Bush'a ayakkabılarını fırlatan El Zeydi'nin eylemini selamladığını belirtti.
Seyfi Polat, MLKP adına yaptığı savunmada, "Ergenekon, görünen buz dağının bir yüzü bile değildir. Ergenekon gerçeği devletin kendisidir. Yargı, sendika, siyasi partiler, bürokrasinin en tepesinden en altına, itirafçı, korucu çeteler, ordu ve Genelkurmaylık" sözleriyle Ergenekon'un devlet olduğunu belirtti. Polat, Ergenekon davasının Kürdistan'da işlenen kirli savaş suçlarına dokunmadığını vurgularken, Cumartesi Anneleri'nin Ergenekon davasında açığa çıkan veriler vesilesiyle yeniden başlayan eylemlerini selamladı. Polat, Yunanistan isyanını ve Gazze direnişini de selamlarken, süregiden ekonomik krizi değerlendirdi.
Duruşma sonucunda Soner Çiçek ve Bilgi Tağaç tahliye edildi. 23 komünistten 17'sininse tutukluluk hali sürüyor. Davanın bir sonraki duruşması, 26 Haziran'da görülecek.


Komünist tutsaklarla uluslararası dayanışma sürüyor


10 Eylül tutsaklarının 5. duruşmasında da uluslararası dayanışma sürdü. Daha önceki duruşmalara delegasyon göndererek katılım sağlayan İtalya'dan Proleter Dayanışma Derneği (ASP), duruşma öncesinde "Tüm Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde mücadele edelim! Türk faşist rejiminin suçlarını teşhir edelim!" başlıklı bir açıklama yayınladı. 10 Eylül davasının "Ankara'daki Türk rejiminin, bu faşist Türk rejiminin suçlarına ve zorbalığına ve Kürt halkına yönelik soykırımına karşı mücadele eden tüm demokrat, antifaşist, komünist, antiemperyalist ve barış yanlısı insanlara karşı yürüttüğü çok sayıda davadan yalnızca biri" olduğunu belirten ASP, açıklamasında Avrupalı emperyalist devletlerin faşist rejime verdiği desteği de eleştirdi. ASP, "2008 Köln Konferansına katılan tüm örgütleri, 20 Şubat günü tüm Avrupa ülkelerinde Türk konsoloslukları önünde Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde Türk faşist rejimini protesto etmeye" çağırdı.
ASP, CARC, SLL ve Proleter Komünist 20 Şubat günü Napoli'de gerçekleştirdikleri etkinlikle Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışmayı yükselttiler.
Almanya'nın Köln kentinde Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi 20 Şubat günü Dom Kilisesi önünde yaptığı eylemle "10 Eylül tutsaklarına özgürlük" talebini yükseltti.
Ulm'de ise Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu'na (AGİF) bağlı Ulm İşçi Gençlik Kültür Derneği, duruşma saatinde şehir merkezinde bir eylem gerçekleştirdi. Benzer bir eylem de Düsseldorf'ta gerçekleştirildi. Eylemlerde komünist tutsakların serbest bırakılması istendi.

 

 

Arşiv

 

2019
Haziran Mayıs
Şubat
2018
Ekim
2016
Kasım Ekim
Eylül Ağustos
Temmuz Haziran
Mayıs Nisan

 

10 Eylül davasında iki tahliye daha
fc Share on Twitter
 

10 Eylül tutsaklarının 5. duruşmasında da uluslararası dayanışma sürdü. Daha önceki duruşmalara delegasyon göndererek katılım sağlayan İtalya'dan Proleter Dayanışma Derneği (ASP), duruşma öncesinde "Tüm Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde mücadele edelim! Türk faşist rejiminin suçlarını teşhir edelim!" başlıklı bir açıklama yayınladı.

01 Mart 2009 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 79

 

8-12 Eylül 2006'da partimize dönük olarak sekiz kentte yürütülen operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklanan 23 komüniste açılan davanın 5. duruşması, 20 Şubat'ta İstanbul Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Komünist tutsaklar mahkeme salonuna, kontrgerillanın Ergenekon operasyonları sürecinde bir kez daha açığa çıkan kirli savaş suçlarına dikkat çekmek üzere, gözaltında kaybedilenlerin gömülü bulunduğu tahmin edilen BOTAŞ kuyularına atfen, "Kuyular açılsın, katiller yargılansın" sloganlarıyla girdiler. Erkek tutsaklar, ayakkabı arama dayatmasını protesto etmek üzere bu kez de mahkemeye ayakkabısız geldiler.
Komünist tutsaklardan Ali Hıdır Polat, savunmasında 16-22 Mart tarihlerinde İstanbul'da yapılacak Uluslararası Su Forumu'na değindi. Forumun amacının, bir insan hakkı olan suyun uluslararası şirketlere peşkeş çekilmesi olduğunu söyledi, "İşçilerin, emekçilerin bu haklarına sahip çıkacağını, tutum göstereceğini düşünüyorum" dedi.
Tutsaklar savunmalarında kontrgerillacıların açığa çıkan insanlık suçlarına rağmen serbestçe dolaştıklarını, ama kendilerinin iki buçuk yıldır tutsak olduklarını vurguladılar. Komünist tutsak Ali Hıdır Polat "Biz sosyalist düşüncelerimizden dolayı burada yargılanıyoruz" dedi.
Komünist tutsaklardan Arif Çelebi, "Peki ya suç neyle ölçülür? Üretim araçlarını kim elinde bulunduruyorsa, suçun tanımını da o belirliyor. Ama başka ölçüleri olmalı" diye konuştu. Kriterin "kanıt" olması gerektiğini söyleyen Çelebi, "Sizden adalet istemiyorum, Ama adaletli olmanızı bekliyorum. Yasaların eşit uygulanmasını ve ölçüde adalet istiyorum" dedi. Çelebi ayrıca "kanıt" olarak sunulan ve polis tarafından üretildiği açık olan 40 sayfalık bilgisayar çıktısı içeren şeffaf dosyayı hatırlattı. Daha önce de olduğu gibi bu bilgisayar çıktılarından yola çıkılarak yapılan suçlamaları çürüttü, bu sahte kanıtları hazırlayanların bulunmasını ve yargılanmasını talep etti.
Tutsaklardan, Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek ise, Irak'ta eski ABD Başkanı Bush'a ayakkabılarını fırlatan El Zeydi'nin eylemini selamladığını belirtti.
Seyfi Polat, MLKP adına yaptığı savunmada, "Ergenekon, görünen buz dağının bir yüzü bile değildir. Ergenekon gerçeği devletin kendisidir. Yargı, sendika, siyasi partiler, bürokrasinin en tepesinden en altına, itirafçı, korucu çeteler, ordu ve Genelkurmaylık" sözleriyle Ergenekon'un devlet olduğunu belirtti. Polat, Ergenekon davasının Kürdistan'da işlenen kirli savaş suçlarına dokunmadığını vurgularken, Cumartesi Anneleri'nin Ergenekon davasında açığa çıkan veriler vesilesiyle yeniden başlayan eylemlerini selamladı. Polat, Yunanistan isyanını ve Gazze direnişini de selamlarken, süregiden ekonomik krizi değerlendirdi.
Duruşma sonucunda Soner Çiçek ve Bilgi Tağaç tahliye edildi. 23 komünistten 17'sininse tutukluluk hali sürüyor. Davanın bir sonraki duruşması, 26 Haziran'da görülecek.


Komünist tutsaklarla uluslararası dayanışma sürüyor


10 Eylül tutsaklarının 5. duruşmasında da uluslararası dayanışma sürdü. Daha önceki duruşmalara delegasyon göndererek katılım sağlayan İtalya'dan Proleter Dayanışma Derneği (ASP), duruşma öncesinde "Tüm Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde mücadele edelim! Türk faşist rejiminin suçlarını teşhir edelim!" başlıklı bir açıklama yayınladı. 10 Eylül davasının "Ankara'daki Türk rejiminin, bu faşist Türk rejiminin suçlarına ve zorbalığına ve Kürt halkına yönelik soykırımına karşı mücadele eden tüm demokrat, antifaşist, komünist, antiemperyalist ve barış yanlısı insanlara karşı yürüttüğü çok sayıda davadan yalnızca biri" olduğunu belirten ASP, açıklamasında Avrupalı emperyalist devletlerin faşist rejime verdiği desteği de eleştirdi. ASP, "2008 Köln Konferansına katılan tüm örgütleri, 20 Şubat günü tüm Avrupa ülkelerinde Türk konsoloslukları önünde Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışma içinde Türk faşist rejimini protesto etmeye" çağırdı.
ASP, CARC, SLL ve Proleter Komünist 20 Şubat günü Napoli'de gerçekleştirdikleri etkinlikle Türk ve Kürt politik tutsaklarla dayanışmayı yükselttiler.
Almanya'nın Köln kentinde Avrupa Özgür Tutsaklarla Dayanışma Komitesi 20 Şubat günü Dom Kilisesi önünde yaptığı eylemle "10 Eylül tutsaklarına özgürlük" talebini yükseltti.
Ulm'de ise Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu'na (AGİF) bağlı Ulm İşçi Gençlik Kültür Derneği, duruşma saatinde şehir merkezinde bir eylem gerçekleştirdi. Benzer bir eylem de Düsseldorf'ta gerçekleştirildi. Eylemlerde komünist tutsakların serbest bırakılması istendi.