Faşist diktatörlüğün, sosyalist kurumları basması, devrim yürüyüşümüzden duyduğu korkusunun ifadesidir. Eylül 2006 saldırılarında ‘çökerttik’ nidaları atmışlar, ancak hevesleri kursaklarında kalmıştı. Partimiz, devletin kesintisizce süren saldırı ve kuşatmalarına rağmen, dimdik ayakta durmakta, savaşmakta ve mevzilerini genişletmektedir.
01 Nisan 2009 /Enternasyonal Bülten/ Sayı: 80
Sömürgeci faşist diktatörlük, alışıldık saldırılarını sürdürüyor. Kürdistan'ı bombalıyor, yüz binlerce işgalci gücüyle operasyon üstüne operasyon gerçekleştiriyor. Ama Kürt halkının mücadelesini ne durdurabiliyor, ne de geriletebiliyor. Aksine Kürt halkının bu yıl Newroz'da ortaya koyduğu kitlesel iradenin de gösterdiği gibi, saldırılara inat Kürt halkı mücadeleyi yükseltiyor. Diktatörlük saldırılarını sürdürüyor. Saldırının hedefinde yine komünistler, sosyalistler, devrimciler var. 10 Mart sabahı 6 ilde birden eş zamanlı yapılan kurum ve ev baskınlarında 57 sosyalist gözaltına alındı. Uzun namlulu silahlarıyla, ESP (Ezilenlerin Sosyalist Platformu) bürosunu, BEKSAV, SGD (Sosyalist Gençlik Derneği), EKD (Emekçi Kadınlar Derneği), Limter-İş Sendikası gibi yasal kurum yöneticilerinin, aktivistlerinin evlerini basarak, bu coğrafyada sosyalizmin büyümesini engellemeye çalışmaktalar. Ancak nafile! Basılan kurumlar, baharın coşkusuyla gürül gürül akan bir nehir gibi mücadeleye devam etmektedirler. Polis baskınlarının hedefinde yine partimiz var. Partimize ulaşamayan polis, uzun namlulu silahlarını, çelik yeleklerini kuşanarak, korkuyla, sosyalist kurumları basmakta. Düzmece iddialarla komünist avına çıkmakta. 57 kişiyi gözaltına aldıktan sonra da gözaltılar devam etti. Ancak bir kez daha komploları ellerinde patladı. Sahte delillere dayalı iddialarla 15 sosyalisti tutuklayarak, şatafatlı operasyonlarını haklı çıkarmaya çalışsalar da, gücünü haklılığından, meşruluğundan, işçi ve emekçi iradesinden alan komünistler, devrimciler dışarıda da içeride de mücadeleye devam etmektedirler. Komünistler, Mart-Mayıs sürecinde saldırılara alışıktırlar. Tarihimiz, bu tür saldırılarla doludur. Mart-Mayıs süreci, kavganın coşkusunun yükseldiği, türkülerimizin daha gür söylendiği aylardır. 8 Martlardan Gazi'ye, Newroz'dan 1 Mayıs'a sokakların sloganlarımızla inlediği, pankartlarımızla, afişlerimizle süslendiği aylardır. Mart-Mayıs süreci, Gazi'de milislerimizin yürüyüşüne, kimi semtlerde silahlı gösterilerimize, yol güzergahlarında halkı selamlayan pankartlarımıza, Newroz alanında açılan pankartımıza ve sloganlarımıza tanıklık etmektedir. Partimiz, sokaklarda, kitlelerin, kavganın içinde devrim ve sosyalizm yürüyüşünü sürdürmektedir. İşçi sınıfının şanlı kavga günü 1 Mayıs'ta devlet terörüne, panzerlerine, akreplerine karşı kavgayı yükseltecektir. 10 Mart saldırıları, faşist diktatörlüğün 8 -21 Eylül 2006'da ve sonrasında yüzlerce kişiyi kapsayan gözaltı ve tutuklama saldırılarına rağmen, geri adım atmadan, yolundan sapmadan yürüyüşüne devam eden komünist iradeye, 10 Eylül iradesine saldırıdır. 10 Mart saldırıları, 29 Mart yerel seçimleri dolayısıyla oluşan Kürt ve Türk kardeşliğine, geniş kesimleri de içine alan, ulusal hareket ile sosyalist iradenin ittifakına, birlikteliğine yönelik saldırılardır. Sosyalizm fikrine ve eylemine, işçi sınıfının aydınlatılması ve örgütlenmesine yönelik saldırılardır. 10 Mart saldırıları, sosyalistlerin Susurluktan Şemdinli'ye uzanan faşist kontrgerilla örgütlenmesi olan Ergenekon'a karşı yürüttükleri kararlı mücadeleye, faşist kontrgerilla çetelerine ve onların devletine karşı kesintisizce yürütülen mücadeleyedir. Faşist diktatörlüğün, sosyalist kurumları basması, devrim yürüyüşümüzden duyduğu korkusunun ifadesidir. Eylül 2006 saldırılarında ‘çökerttik' nidaları atmışlar, ancak hevesleri kursaklarında kalmıştı. Partimiz, devletin kesintisizce süren saldırı ve kuşatmalarına rağmen, dimdik ayakta durmakta, savaşmakta ve mevzilerini genişletmektedir. 10 Mart saldırısı, Eylül 2006'da olduğu gibi komünistlerin, sosyalistlerin etrafında yine geniş bir dayanışma hareketi yarattı. Ülkede devrimci, ilerici güçler, aydınlar gözaltına alınanlarla, tutuklananlarla dayanışma içine girdiler ve sosyalistleri sahiplendiler. Uluslararası alanda, Peru'dan Azerbaycan'a, Hindistan'dan Arnavutluk'a, Rusya'dan İtalya'ya, Bulgaristan'dan Hırvatistan'a, Ukrayna'dan Yunanistan'a kadar birçok ülkede devrimci güçler ve Uluslararası Kızıl Yardım ile Marksist Leninist Parti ve Örgütlerin Uluslararası Konferansı olmak üzere iki enternasyonal örgütlenme Türk devletine protestolar gönderdiler, tutuklananlarla dayanışma içinde olduklarını açıkladılar. Enternasyonal dayanışmanın örneklerini bir kez güzel örneklerini ortaya koydular. Partimiz, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da devrim ve sosyalizm yürüyüşünü kararlılıkla sürdürecektir.
|