Bugün bir ezgi dolaştı dilime size dair, bütün gülüşleri bir araya getirdim' Yüreğimi Newroz ateşi yaktı Tuncay oldum, barikatlarda Hasanca gülümsedim. İradem düşman cellâtlarını paçavraya çevirdi Süleyman'ca, Hüseyinleştim ilk ben olmalıyım diye'Size dair ne varsa anımsadım bugün'Umudun iradenin uslanmaz yürekleri gökyüzündedir yeriniz'Yüreğimizdedir'Partinin kızıl bayrağındadır'
Barikat başlarındasınız yine'Yine sarsılmaz gülüşleriniz yüzünüzde' Kasım ayında yangın oldu yüreğimiz'Teslim ettiğiniz bayrak Kürdistan ve Türkiye'nin dört bir yanında dalgalanıyor'Devrimci mücadelenin yapısına bir tuğla koydu herbiriniz. Ve biz şimdi o yapıyı yükseltmeye, güçlendirmeye çabalıyoruz.
Hüzün değil içimizde yanan, erken vedalaşma ateşidir. İşçi sınıfının yiğit evlatları savaşın en önünde yerinizi aldınız. Sizden öğreniyoruz yoldaşlar; fedakârlığı yiğitliği, iradeyi'Partiyi görüyoruz gözlerinizde, yenileniyoruz sizinle' Bıraktığınız mirastır kavgamızdaki coşku, tutulacak sözler var boynumuzda, mutlak hesabını soracağız. Hep beraber zaferimizi kutlayacağız illede bir bahar ayında, maviye kesmiş gök kubbenin altında'
Devrimci yaşamanın güzelleşmenin onuru bir kez daha şehitler ayında bilincimizde yankılanıyor. Yoldaşların her biri yiğitçe bu kavgada yerini aldı, partinin kızıl bayrağı altında özgürleşti. Yine bir kasım ayı, yoldaşlarımızı -tabii ki hakkını vererek- anacağız. Partiye devrime ve yoldaşlarımıza layık olacağımızı bir kez daha haykıracağız inanç ve umutla. Biliriz şehit yoldaşları yaşatmak onları aşmaktır. Her gün bir adım daha yeni insana yaklaşmaktır. Şehitlerin değerlerini yaşatmak en çokta kendi pratiğimizde hayat bulacak. Yoldaşların devrimci duruşu -her anlamda- yol göstermelidir bize' Bunun bilincine gerçekten varabiliyor muyuz? Toprağı kanları ile sulayan yoldaşların, devrimci yaşamlarının neresindeyiz? Onları gerçekten anlayıp, aşmaya çalışıyor muyuz? Sahi onlardan öğrenebiliyor muyuz?
Bu soruları daha da çoğaltarak kendimize sormamız gerekiyor. Eğer bu sorulara yanıtlar yüzeysel kalırsa zaten bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yoldaşlarımızın mirası her yoldaşta farklı yansıyabilir. Ama hepimizin buluşması gereken nokta yeni insanı yaratmak, devrimci mücadeleyi yükseltmek, partimizi hedeflerine bir adım daha yaklaştırmak olmalıdır. Zaten bunu başardığımız oranda yoldaşlarımızı yaşatacağız.
İnancın ve umudun türküsünü söyledik bu kasım ayında da. Belki de birçoğumuz eleştiri ve özeleştiri zamanı olarak -doğru bir zamanlama olur ayrıca- seçtik Kasım'ı. Bu nedenle ifade etmek gerekir ki; Kendiliğindenciliğe düşmeden ve kendini tekrar etmeden duygularımızda, pratik yaşamımız üzerinde düzenin bütün bağlarını koparmayı, izlerini silmeyi hedefleyen savaşımın en yoğunlaşmış zamanı olmalıdır Kasım ayı. Eksikliklerin, zaafların kopartılıp atılmasının, devrimin öz suyuyla beslenmenin adı olmalıdır. Yüzleşmeden korkmayan, kendini kavga ateşinde yenileyenlerin, çeliğe su verdiği bir zaman olmalıdır her Kasım ayı. Çünkü orada, özgürlük pınarları gürül gürül akmaktadır.
Cafer
|