CEPHELEŞME POLİTİKASIDevrimin önderliği ancak sınıf savaşımının ve devrimci gelişmenin ihtiyaçlarını anlayıp yanıtlayan bir politik mücadele tarzıyla gerçekleştirilebilir. Devrimci ve antifaşist güçlerin cepheleşmesine yönelik süreğen çaba, MLKP'nin politika yapış tarzının tipik bir özelliği olarak, mücadelenin başlıca ihtiyaçlarından birini karşılamaya endekslidir. Kendini diğer devrimci ve antifaşist güçlere dayatan, buyurgan ve kibirli ilişkilenen, dışındaki devrimci olanakları görmezden gelen anlayış MLKP'ye yabancıdır. Zira parti, kendisi de birleşmeyle doğmuş bir kolektif akıl ve irade olarak, mayasında birleştiriciliği ve kapsayıcılığı içerir. "Siper yoldaşlığı" (not: çeviride "devrimci yoldaşlık" ya da "comrade in arm" şeklinde olabilir, anlamsız görünmesin diye) kavramı, MLKP'nin diğer devrimci örgütlerle ilişkilerine yön veren ideolojik-politik ilkeyi ifade eder. MLKP, tarihi boyunca, devrimci eylem birlikleri kurmaktan "devrimci parti ve örgütler cephesi" girişimine, tüm ilerici ve devrimci güçlerle "özgürlük cephesi" oluşturma hedefinden somut politik konular etrafında ortak platformlar yaratmaya değin, daima devrimci dayanışmayı, birleşik mücadeleyi, devrimci işbirliği ve ortak çalışma kültürünü geliştirme çizgisi izlemiştir. Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu, Birleşik Devrimci Güçler Platformu ve seçim ittifakları bunun ilk akla gelen örnekleridir. MLKP'nin cepheleşme politikasının odak noktası, "birleşik devrimci önderlik" inşa edilmesidir. Bu, devrimci parti ve örgütlerin cepheleşmesi, belirli güçlerini ortak politik amaçlar doğrultusunda ortak örgütlerde birleştirmesi, politik önderlik görevini birleşik tarzda yerine getirmesi demektir. Bugün, MLKP'nin önemli katkılarıyla, Türkiye ve Kuzey Kürdistan emekçi sol hareketinin mücadeleci kesimi cepheleşmenin ve birleşik devrimci önderliğin özgün formlarına ulaşmış durumdadır. Yasal ve fiili meşru mücadele zemininde geniş kitleleri çevresinde toplayan halkçı demokratik cephe bunun yerüstü formudur. Mücadelenin esasen yasadışı ve politik askeri biçimleri zemininde yükselen Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) ise cepheleşmenin yeraltı formudur. Bu iki cepheleşme formunun fiilen birbirini tamamladığı bir düzeye doğru yol alınmaktadır. Birleşik devrimci önderlik anlayışı, ortak bir merkeze ve ortak komutanlıklara sahip olan, ortak milis ve gerilla birlikleri örgütlemeye yönelen HBDH gerçekliğinde gitgide karşılık bulmaktadır. HBDH'ye paralel olarak kurulan Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) de, kadın özgürlük mücadelesinin yeraltı cepheleşme formu olarak gelişme adımları atmaktadır. PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİMLKP'nin proleter enternasyonalist karakteri, Türkiyeli komünistlerin Kürt ulusal devrimine yaklaşımlarında veya Rojava'da Enternasyonal Özgürlük Taburu pratiğinde en yalın dışavurumunu bulur. Ama bunun daha ötesinde, proleter sınıf mücadelesinin özünde enternasyonal bir mücadele olmasından hareketle, MLKP, Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin zaferi için savaşımını, bölge ve dünya devriminin bir parçası olarak kavrar. Partinin kazanılmasını sağlayan komünistlerin birliği mücadelesine bakıldığında, orada, MLKP'nin uluslararası komünist hareketle ilişkileniş tarzının özü de görülebilir. MLKP'yi var eden "Birlik devrimi" gerçekliğinde, uluslararası komünist hareketin son yarım yüzyıllık dönemine damga vurmuş bölünme ve parçalanma eğilimine kendi konumundan açık bir karşı duruş vardır. MLKP, dünya burjuvazisinin karşısına, devrimci proletaryanın dünya çapında örgütlü gücüyle, yeni bir komünist enternasyonal örgütlenmesiyle çıkılmasının başta gelen bir görev olduğuna inanır. Fakat meydana gelecek bu yeni enternasyonal örgütlülük, Komintern'in bir tekrarı veya kopyası olmayacağı gibi, sosyalizm mücadelesinin 1989-91 dönemecinin ardından açılan yeni tarihsel dönemine özgü biçimlerde gelişecektir. SSCB ve Varşova Paktı'nın çöküşüyle sosyalizm mücadelesinin bir döneminin kapanması, uluslararası komünist hareketi ideolojik ve örgütsel bir krizle, ve bununla aynı anlama gelmek üzere, yeni dönemde yeniden yapılanma zorunluluğuyla yüz yüze getirmiştir. Marksizm-leninizm ve sosyalizm iddiasını koruyan bütün partiler, örgütler ve çevreler, nesnel olarak, halen bu yeniden yapılanmanın muhatabı durumundadır. Uluslararası komünist hareketin yeniden şekillenme süreci, bir yandan sosyalizm mücadelesinin tarihsel kazanımlarının, temel amaç ve ilkelerinin korunmasıyla, ama diğer yandan teorik kavrayış, politik tarz ve örgütsel yapılanış bakımından kapsamlı değişim ve dönüşümlerin, sıçrama ve kopuşların, yeni saflaşma ve kümelenmelerin gerçekleşmesiyle ilerlemektedir. MLKP, işte bu yeni tarihsel ve siyasal koşullarda, uluslararası alanda çeşitli parti ve örgütlerle ilişkilerini geliştirme, görüş alışverişinde bulunma, deneyim aktarma ve alma, tartışma ihtiyacı duyulan başlıca sorunlara birlikte eğilme anlayışındadır. Hepsinden önemlisiyse, devrimci parti ve örgütleri önceleyerek yürüttüğü ilişkileri somut biçimlere dönüştürme hedefindedir. Fakat MLKP'ye göre, sadece farklı ülkelerden parti ve örgütlerin birbirleriyle ilişkilerinin gerçek devrimci gelişim güzergahı değil, aynı zamanda ve genel olarak uluslararası komünist hareketin ideolojik ve örgütsel krizden çıkış yolu da ancak politik mücadele düzleminde bulunabilir. MLKP, uluslararası komünist hareketin birliği perspektifiyle, komünist nitelikli partilerle, devrimci arayış halindeki örgütlerle, marksizm-leninizm iddialı politik akımlarla ilişki sürdürür, görüşmeler ve ortak politik çalışmalar yapar. Birbirinden hayli farklı çizgilere sahip parti ve örgütlerin katıldıkları bazı uluslararası platform ve kümelenmelerde bulunur. Devrimci partiler arasında enternasyonal politik mücadele ortaklığını güçlendirmek ve çeşitli ülkelerdeki devrimci akımların gelişimlerini desteklemek amacıyla ICOR'da aktif yer alır. MLKP ayrıca, Belçika Emek Partisi'nin evsahipliğinde düzenlenen ve ideolojik şekilsizliğiyle bilinen Brüksel toplantılarından Uluslararası Mücadelede/Marksist-Leninist adlı ortak yayını çıkarmış olan Napoli platformuna değin, geniş bir yelpaze oluşturan bir dizi uluslararası girişime katılım göstermiştir. MLKP, bütün bu ortamlarda, sosyalizmin ve devrimci mücadelenin temel sorunlardaki birlik ve ayrılık yanlarının açığa çıkartılması, marksizm ile revizyonizmin ayrıştırılması, devrimci bir ideolojik netleşme sağlanması için mücadele etmiştir. Uluslararası komünist hareketin potansiyel bileşenleriyle ilişkilenmekle birlikte, bölge ve dünya çapında antiemperyalist mücadelenin gelişim sorunları da MLKP'nin dolaysız ilgi alanındadır. MLKP uluslararası antiemperyalist hareketlerin mücadeleci unsurlarıyla buluşmayı, bölgesel düzeyde antiemperyalist mücadele koordinasyonları kurmayı ve emperyalizme karşı devrimci-demokratik bir politik odak yaratmayı hedefler. Bu perspektifle, emperyalist savaşa karşı platformlarda, sosyal forumlarda, dünya kadın buluşmalarında, enternasyonal kitle hareketlerinde yer alır. Keza Ortadoğu ve Balkan konferansları gibi girişimler, MLKP'nin doğrudan sorumluluğunu üstlendiği organizasyonlar arasındadır. MLKP, uluslararası gözalında kayıplar kurultayı ve uluslararası politik tutsaklarla dayanışma konferansı gibi çalışmalar yaparak veya bu türden çalışmalara katılarak da, enternasyonal ilişkileri politik mücadele ortaklığı temeline oturtma gayreti göstermiştir. MLKP'nin enternasyonal ilişki tarzı, partiler arası ilişkilerin eşit, şeffaf ve yoldaşça olması, eleştiri-özeleştiriye dayalı yürütülmesi prensibini içerir. Karşılıklı değerlendirmeler ve güven oluşumu partilerin gerçek varoluşları zeminine dayanmalıdır. MLKP, enternasyonal ilişkilerin soyut ve sözel sınırlarda kalmamasını, somut ve pratik olmasını, siyasal eylemle kopmaz bağı içerisinde ele alınmasını savunur. İdeolojik mücadele ve etkileşimi gölgeleyen ulusalcı eğilimlerden kesinkes uzak durulması gerektiğini vurgular. ÖNCÜ PARTİDEN ÖNDER PARTİYE DOĞRUMLKP'nin bilinci ve eylemi, partinin sürekli oluş halindeki bir gerçeklik olarak kavranmasına dayanır. İçinden geçmekte olduğumuz dönemde partinin gelişim parolası, “öncü partiden önder partiye” doğru yürüyüştür. İşçi sınıfı ve ezilenlerin tüm sorunları, talepleri ve özlemleriyle bağlı öncü tarzda mücadele vererek, politik sınıf savaşımının en ön saflarında mevzilenerek öncü parti düzeyini kazanmış olan MLKP, bu düzeyden, işçi sınıfı ve ezilenlerin geniş kitlelerine politik önderlik yapacak, onları emperyalist kapitalizme ve sömürgeci faşizme karşı özgürlük ve sosyalizm bayrağı altında birleştirecek bir düzeye sıçramayı hedefler. “Öncü partiden önder partiye” rotası, aynı zamanda, sınıf savaşımları tarihinden devrimci eylemiyle varlık hakkını kazanmış partinin sürekli oluş halindeki gerçekliğinin ifadesi, devrimci varoluş tarzına içkin eğilimidir. MLKP kendini aşarak ilerler. Başarılarını ve kazanımlarını yeni eşiklerden geçmenin basamağı yapar, hatalarını ve yetmezliklerini özeleştirinin devrimci şiddetine tabi tutar, kendi hareketini çözümleyip yönetir. Önder partiye geçiş, politik mücadelede yeni nitel düzeylere ulaşma, parti örgütlülüğünü yayıp büyütme, emekçi ve ezilen kitlelerle ilişkilenişte durmaksızın gelişme gibi başlıca politik ve örgütsel görevleri olduğu kadar, 20. yüzyılı görkemli başarılarına rağmen yenilgiyle kapamış olan sosyalizmin tarihsel deneyimlerini sindirme ve 21. yüzyılda proleter devrimin koşullarında meydana gelmiş olan dünyasal değişiklikleri aydınlatma gibi önemli teorik ve ideolojik görevleri de içerir. Genel Sekreterimiz Kerim Gökdeniz'in vurguladığı gibi, “MLKP, feda ruhu ve cüretle, adanmışlık ve yaratıcılıkla tüm bu konularda mücadele çıtasını yükseltme yolunda ilerleyecek, öncü ve önder partinin gerektirdiği güçlü bir iradeyle ve her tür bedeli ödeyerek özgürlük ve sosyalizm bayrağını dört bir yanda dalgalandıracaktır.”
|