Marmaray işçileri TEKEL işçilerinin izinden yürüyor. İşçilerin karşılıklı ördüğü dayanışma ve ortak direnişleri, Marmaray direnişine güç getirdi. Aralık ayı ortasında başlayan TEKEL direnişi, işçi sınıfı hareketi bakımından çok önemli tecrübelerin kazanıldığı, sınıf hareketinin ülkedeki politik gündemin merkezine oturduğu, geleneksel sarı sendikaların büyük basınç altına alındığı, geniş bir toplumsal kesimi etrafına saran çok önemli bir mücadele olmuştu. 01 Nisan 2010 /Enternasyonal Bülten / Sayı: 92
İstanbul Boğazı'na inşa edilmesi planlanan Marmaray tüp geçidi, dünyada sayılı örneği bulunan bir proje olarak, hükümetin önemli bir reklam malzemesi olmuştu. Marmaray inşaatında çalışan işçiler ise, iş koşulları nedeniyle son ayların en önemli işçi direnişlerinden birini sürdürüyor. Çok düşük ücretlerle çalıştırılan, yıllardır hiç zam almayan, sigortaları yatırılmayan, son derece sağlıksız koşullarda çalışan işçiler, daha önce de çok defa iş bırakma eylemi yapmışlardı. Polat Deniz İnşaat taşeron firması için çalışan Marmaray işçileri 16 Ocak 2010'dan beri çalışma koşullarının düzeltilmesi ve insanca yaşanacak bir ücret alabilmek için direnişini sürdürüyor. İşçiler, 4 Mart'ta İstanbul Yenikapı'daki şantiyeyi işgal etti. İşgal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın şantiyede denetleme yaptığı sırada 40 işçi tarafından gerçekleştirildi. İşgalci işçiler "Marmaray işçisi köle değildir" ve "Gün gelecek devran dönecek, patronlar işçiye hesap verecek" gibi sloganlar attı. İşgal eylemi üzerine patron işçilerle görüşmeyi kabul etmek zorunda kaldı ve işten attığı 60 işçiyi işe geri almak dahil çeşitli talepleri kabul etti. Ancak işçilerin istediği protokolü 12 Mart'ta imzalamadığı için işçiler işyerlerini 17 Mart'ta tekrar işgal ettiler. "İşimiz ve haklarımız için direniyoruz" yazılı pankart açan 30'u aşkın işçinin ikinci işgal eylemi üzerine patronlar tekrar bir görüşmenin yapılacağı sözünü verdi. İşçilerin işe iade davası ise 24 Mart'ta Sirkeci Adliyesi'ndeki İş Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. İşçiler mahkeme önünde eylem yaptı. Mahkeme ise 28 Mayıs'a ertelendi. Marmaray işçileri TEKEL işçilerinin izinden yürüyor. İşçilerin karşılıklı ördüğü dayanışma ve ortak direnişleri, Marmaray direnişine güç getirdi. Aralık ayı ortasında başlayan TEKEL direnişi, işçi sınıfı hareketi bakımından çok önemli tecrübelerin kazanıldığı, sınıf hareketinin ülkedeki politik gündemin merkezine oturduğu, geleneksel sarı sendikaların büyük basınç altına alındığı, geniş bir toplumsal kesimi etrafına saran çok önemli bir mücadele olmuştu. TEKEL direnişi, başkaca işçi direnişlerine de soluk verdi. Marmaray direnişi, TEKEL direnişinin büyük etkisi altında gelişen bir direniş olmasıyla da oldukça anlamlı. Marmaray işçileri, TEKEL'den devraldıkları dayanışma pratiğiyle de dikkat çekiyor. İşçiler, bir yıldan fazladır direnişte olan ATV-Sabah işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. Çeşitli toplumsal sorunlara ilişkin basın açıklamalarında, yürüyüşlerde Marmaray işçileri var. Marmaray işçilerinin TEKEL işçilerine yaptıkları dayanışma ziyareti ise sınıf hareketi bakımından yıllardır yakalanamayan sürekliliğin doruk noktasını sembolize ediyor. TEKEL işçileri, çeşitli mücadele alanlarından kendilerine dayanışma ifadesi olarak gönderilen maddi katkıyı da Marmaray işçileriyle paylaşarak, benzersiz bir dayanışma örneği daha sergilediler. Karşılıklı dayanışmanın önemini kavrayan işçi sınıfı hareketi, patronların, kendilerine kurtuluşun gerçek yolunu gösteren Tekstil-Sen gibi sınıf çizgisindeki sendikalardan ayırmak istediğinin de farkında. Marmaray işçileri "Tekstil-Sen bizim irademizdir" diyerek sendika olmadan patronlarla görüşmeyi kabul etmeyeceğini belirttiler. TEKEL'den Marmaray direnişine giden yol, dünya ekonomik krizinin yıkıcı sonuçları altında sınıf hareketinin gelişim seyri açısından son derece sevindirici ve umut verici bir hatta işaret ediyor.
|