Özgürlük Ve Sosyalizm Mücadelesinde Toprağa Düşenleri Anıyoruz
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 

Ekim 2011 /Merkez Komitesi

 

Bir başka Kasım ayındayız. Bu, "Parti ve Devrim Şehitleri"ni anma ayında da, yakın zamanda şehit düşen HPG komutanları Alişer Koçgiri, Rüstem Cudi ve kadın komutanlaşmasının öncülüğünü yapan ve büyük direnişlere adını kazıyan Çiçek Kici nezdinde, dünyada ve coğrafyamızda toprağa düşen komünistleri ve devrimcileri saygı, sevgi ve onurla anıyoruz.

İşçiler, emekçiler;

Onlar, tarihsel ilerlemede düşünce ve eylemleriyle rol oynayan şahsiyetler ve büyük kavga insanlarıdır. İşçi sınıfı ve ezilenlerin savaşımında çığır açanlar, yol gösterenlerdir. Dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin enternasyonal öğretmenleri, düşünce ve eylem önderleridir: Marks, Engels, Lenin ve Stalin'dir. E.Hoca ve Dimitrof'tur...
Bugün de emperyalist burjuvazi ve ideologları, kapitalizmin her ekonomik krizinde olduğu gibi, yine Marks'a atıf yapmadan, komünizm heyulası korkusuna kapılmadan duramıyor. SB ve Stalin'in, dünya halklarının baş belası faşizm karşısındaki zaferine ve sosyalizmin inşasındaki başarısına kara çalmadan edemiyor. Ne var ki, kapitalist barbarlık ve emperyalist küreselleşme saldırılarının iktisadi, siyasi, kültürel, ekolojik alandaki yansımaları ve insanlığı yüz yüze bıraktığı büyük tehlikeler, sosyalizm mücadelesini her zamankinden daha çok güncel kılıyor, sosyalizm önderlerinin teorisi ve pratiğini her geçen gün doğruluyor. Ve insanlık, " başka bir dünya" arayışını sürdürmeye devam ediyor...

Türk ve Kürt halkımız;

Onlar, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde, "Faşist namluların her kurşununda dirildik ey halkım unutma bizi" diyenlerdir. Anadolu coğrafyasında M.Suphi, 71 devrimci hareketinin önderleri M.Çayan, Deniz Gezmiş, İ.Kaypakkaya'dır. K. Kürdistan'da M. Doğan, Kemal Pir ve Beritan'dır...
Onlar, Kürt, Türk, Ermeni, Arap halklarının evlatlarıdır. Halkların kardeşliği, eşitliği ve özgürlüğü için savaşanlardır. Sınırsız, sömürüsüz, savaşsız, sınıfsız ve devletsiz bir dünya için can feda bir mücadele yürütenlerdir... Onların yolu özgürlük yoludur, kurtuluş yoludur...

Türk İşçi, Emekçi ve Ezilenleri;

Sizin şehitleriniz, 30 yıldır sömürgeci faşist rejimin asker elbisesi giydirerek Kürt halkına karşı kirli savaşta ölüme sürdüğü emekçi çocukları değildir. Onlar, bilinçsiz, örgütsüz ve zorunlu oldukları için, başka bir sınıf için, sömürücü burjuvazi için öldüler ve ölmeye devam ediyorlar. Yani kendi sınıf kardeşlerini öldürürken ölüyorlar. Kendi kimliğini, dilini ve kültürünü yaşamak isteyen Kürt emekçileri öldürürken ölüyorlar. Sizin şehitleriniz, 15-16 Haziran 1970‘te sermaye ve faşist rejime karşı kendileri ve kendi sınıfı için savaşmaya başlayan ve şehit düşen işçi önderleridir. 1960'tan bu yana özgürlük, devrim ve sosyalizm uğruna sokaklarda, mahpuslarda, semtlerde, fabrikalarda, okullarda; grev, direniş ve işgallerde, kahpe pusularla, faşist saldırı ve kuşatmalarla, idamlarla, ölüm oruçlarıyla, işkencelerle yaşamını yitiren on binlerce Türk, Kürt, Arap ve diğer halklardan erkek ve kadınlardır. Türkiye'yi emperyalizme peşkeş çekenlere karşı savaşarak toprağa düşenlerdir...
İşbirlikçi tekelci Türk burjuvazisinin partileri ve ideologlarının şoven demagojilerine, kanla beslenen faşist-gerici burjuva medya yalanlarına kanmayın. Artık şovenizm zehrini içmeyin, elinizi Kürt halkının barış isteyen eliyle birleştirin. Kirli savaşa yeter deyin. Devrim ve sosyalizm şehitlerinin yolunda yürüyün, çünkü o yol sınıf çıkarlarınızın, onurlu yaşamanızın, özgürleşmenizin yoludur. Başkası için değil, kendiniz için "sınıf olma"nın yoludur...

Kürt İşçi ve Emekçileri;

Bugün sahip olduğunuz ulusal uyanış, diriliş, örgütlenme ve özgürleşme yoluna on binlerce şehidin büyük mücadelesiyle ulaştınız. H.Hayri Durmuşlar, Agitler ve Beritanlarla girdiniz. Sömürgeci faşist rejime karşı savaşımda, serhildanlarınız ve gerilla savaşınızla zaferler ve mevziler kazandınız. Özgür ve yeni Kürdü yarattınız. Bugün, sömürgeci faşizmin inkar ve imha politikasıyla devrimimiz boğulmak, tasfiye edilmek isteniyor. Kürdistan şehitlerimizi anmak, onların yarattığı bu mevzileri, kazanımları ve zaferleri korumak ve özgürlüğümüzü kazanmaya büyük tutkuyla bağlanmaktır.

Yoldaşlar;

Parti ve devrim şehitlerimizin, Hasan'ın, Demircioğlu'nun, A.Metin'nin, Şengül'ün ve diğer yoldaşların bakışları ve ağırlıkları üzerimizde. Onları mücadelemizde yaşatmak, onların yolunda yürümek, onların anılarını önder görmek; onlar gibi devrim ve sosyalizm kavgasında yürümeyi başarmaktan geçecektir. Devrimci irade ve eylemimizle içinde geçtiğimiz tarihsel ve siyasal sürecin ihtiyaçlarına yanıt olabilmekten geçecektir.

Yoldaşlar;

Devrimci öncüler, zincirin ilk halkasıdır. Ölü toprağı ve kahreden sessizliği, şehitlerimizin yolunda yürümek ve öne fırlamakla yaracağız.
Toprağa düşenlerimizin çağrısı, Özgür Evrimin ve A. Çat'ın çağrısı, daha yakın zamanda şahadete ulaşan Kürdistanlı komutanlar Rüstem Cudi, Çiçek Kici ve Alişer Koçgiri'nin çağrısı, Kürdistan'da yürütülen sömürgeci faşist savaşa ve hortlatılan şoven saldırılara karşı savaşmaktır.
Kürdistan'daki devrimsel süreç, halklarımızın kazanımı ve geleceğidir. Sömürgeci rejim, Kürdistan ve Türkiye'de siyasi kırımla, kitlesel gözaltı ve tutuklamalarla, askeri saldırı ve kuşatmalarla birleşik devrimci mücadelemizi önlemek, geriletmek ve tasfiye etmek istiyor. Tarihsel ve siyasal bakımdan önemli bir süreçten geçiyoruz. Linç güruhu çaylaklar, sokaklarda ulumayı çoğaltarak sürdürüyor, Kürt halkına ve devrimcilere saldırıyor. Savaş medyası ve savaş tarikatları meydanı boş bulmuş, düşmanlık ve kışkırtıcılık seferberliği içindedir. Sermaye ve faşizmin bu saldırısını püskürtmek, en başta devrimci öncülerin eylemini gerekli kılıyor. O zaman daha ne güne duruyoruz! Gün, bu alçaklar sürüsünü püskürtme günüdür. Başaracağız. Birleşik devrimci mücadeleyle sömürgeci faşizmi ezeceğiz...

Parti ve devrim şehitleri ölümsüzdür!