Ekim - Kasım 2011 /Partinin Sesi / Sayı: 68 Devrimci parti ya da militan bakımından, dünyayı yorumlamanın yetmediğini, bunun dünyayı değiştirmekle birleştirilmesi gerektiğini her komünist bilir. İnsan, üretim araçlarını yaparak ve geliştirerek doğayı değiştirme eylemi içinde zihinsel ve fiziki olarak gelişti, değişti ve dönüştü. Devrimci militan, değiştirerek değişecektir. Değiştirme ve dönüştürme çalışması, devrimci eylemin kendisidir. Böylece devrimci militan, devrimci pratik ya da çalışması sayesinde gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümle hem dış dünyayı, hem de kendisini değiştirmiş olacaktır. Devrimci kadro ve alt örgütlerden oluşan devrimci partiler, sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına yanıt olabilmek için siyasal gelişmelerin yönü, toplumsal gerçeklik ve toplumsal hareketin gelişme eğilimine bağlı olarak canlı, dinamik ve organik bir yapı olarak sürekli kendilerini üretir, yeniden üretir ve yetkinleştirir ve kendilerini an'da etkin devrimci özne düzeyine çıkarmayı hedefler. Onun için sürekli devrimci teorisi, örgütlülüğü ve eylemini geliştirmeye, yükseltmeye çalışırlar. Aksi takdirde toplumsal hareketin arkasından sürüklenir, artçı pozisyonlarını değiştiremezler. Kendiliğindenciliği, devrimci kendiliğindenciliği yaşamaya devam ederler. Devrimci güç ve irade ile karşıdevrimci güç ve irade arasındaki savaş, sert ve yıkıcıdır. Bu sadece askeri anlamda değil, siyasi, ideolojik, ahlaki, kültürel ve psikolojik boyutlarıyla da sert ve yıkıcıdır. Karşıdevrimci güç ve irade, fiziki saldırı ve yok etmenin yanında, devrimci irade ve bilincin içini boşaltmaya çalışır, devrimci erozyon ve çürütmeyi yaşatır. Devrimciliği öldürür ya da liberalize ederek içini boşaltır. Bunu da her zaman köşeli ve doğrudan saldırılarla yapmaz. Statükolar oluşturmak, sıradanlaştırmak, rutini yerleştirmek, sınırlara hapsetmek, evcilleşmeyi derinleştirmek, sistemin renkli yaşamını çekici kılmak vb yollardan gerçekleştirmeye yönelir. Ve böylece örgütsel tasfiye, siyasal kırılma ve ideolojik teslimiyeti dayatır. Devrimci parti, bireysel dürtüleri kışkırtan kapitalist sistem ve faşist rejimin bu örtük, ince, zamana yayarak alıştırma saldırılarına, sisteme yakınlaştırma saldırılarına karşı kendisini ve kadrolarını devrimci eylemini süreklileştirmek, devrimci değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek suretiyle kendisini koruyabilir. Devrimci militan değiştirerek değişecektir Karşıdevrimci irade ve siyasi egemenlik, siyasi zor aygıtını, esasen militarist ve bürokratik silahlı yapıya dayandırır. Bu durum, devrimci partinin önüne stratejik ve taktik bakımdan askeri-bürokratik yapının dağıtılması ve yıkılması, yerine işçi sınıfı ve emekçilerin devrimci iktidarının kurulması görevini koyar. Ve bu görev, klasik halde tekrarlanan ne "toplu ayaklanma", ne de " uzun süreli halk savaşı" teorisi ile belirsizliğe, bilinmezliğe ya da geleceğe ertelenecek bir görevdir. Aksine faşist diktatörlüğün hüküm sürdüğü koşullarda, partimizin öngördüğü devrimci savaş stratejisi ve taktiğine bağlı olarak günün ve her dönemin pratikleşecek ertelenemez temel bir görevidir. 4. Parti Kongremiz, bu anlamda devrimci savaş örgütünün mantığı, normları, disiplini ve kurallarına bağlı bir örgütlenme, çalışma tarzı ve pratikleşmesini öngördü. Her alandaki örgütü ve kadrosunun önüne her düzeyde devrimci savaş örgütünün militanı olabilme görevini koydu ve devrimci savaşımın çıtasını yükseltme çağrısı yaptı. Ve bugün, o doğrultudaki görevlerini, deneyler biriktirerek, değişim ve dönüşümün yöntemi ve yollarını kendi pratiğinden de öğrenerek yol almaya devam etmektedir. Bugün özgür ve devrimci ortamlarda değişimin yöntemi ve yolu, özgür, özgüvenli ve kolektif etkin birey olmanın yöntemi ve yolu konularında devrimcilik çıtamızı yükselten pratiğin sonuçları ortaya çıkmıştır. Bir kez daha görüldü ki, değişim ve dönüşüm, tek başına eğitimin, okumanın, tartışmanın konusu değil, olamaz. Değişim ve dönüşüm, ancak devrimci çalışma süreci, devrimci pratik içinde gerçekleşebilir. Ve şüphesiz ki, bu da pratik süreçte, bireysel ve özerk tarzlara dayalı değil; ancak örgütsel sistemler ve kolektifler, normlar ve kuralların işletilmesiyle gerçekleşebilir. Nasıl ki, devrimci militan ve kadroyu tanımak ve değerlendirmek, ancak kendi eylemi, gerçekleştirdiği devrimci işler ve çalışma ürünleri üzerinde somut verilere dayalı bir analize dayalı olarak nesnel ve doğru sonuçlara götürebilirse ve bu değerlendirme sadece yönetici bireyin düşüncesi ve değerlendirmesi değil, kolektif örgütün ortak iradesinin ürünü olacaksa; değişim ve dönüşümü sağlayacak şey de, işin örgütlenmesi ve yönetiminde, pratiğin ve eylemin örgütlenmesinde devrimci denetim, eleştiri özeleştiri ve kolektif değerlendirmeler üzerinde gerçekleşebilecektir. Özgür ve devrimci alanlar, parti örgütleri, parti platformları, cezaevleri, parti evleri, kongre ve konferanslar, özel gündemli toplantılar, eğitim okulları gibi partinin devrimci çalışma alanları; devrimci disiplin, düzgün örgütsel işleyiş, denetim ve örgütsel raporlarla birleştiğinde parti örgütleri ve kadrolarında değişim ve dönüşüm somut, denetlenebilir sonuçları üzerinde kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bu ortam ve zeminlerde, her gün ve her saat, hata ve zayıflıklar gizlenemeyeceği gibi, bilinç ve iradeyle iş ve çalışma üzerinde yetenek, kapasite ve gücün açığa çıkarılması da mümkün olacaktır. Böylece devrimci bireyin yaşamında, tarihinde, kendisini örgütlemesinde, yeteneği ve gücünün farkına varmasında, özgüven ve disiplinde belirgin, net, görülebilir değişimler yaşanacaktır. İnisiyatif, yaratıcılık, üreticilik, girişkencilik ve emekçilik devrimciliği güçlendirecek ve büyütecektir. Bu türden alanlar, aynı zamanda devrimci görev ve sorumlulukların, büyük zihinsel ve pratik yoğunlaşmayla, büyük devrimci özveriyle, devrimci sevgi ve mutlulukla, devrimci duygu ve saygıyla yerine getirildiği alanlar olacaktır. O halde, iş üzerinde değişim, dönüşüm ve devrimci hamleler sağlanacaksa burada şüphesiz sorgulanacak olan kendi devrimci pratiğimiz olacaktır. Kitle çalışmasında sorunlar mı var, bürokratik çalışma tarzımı gelişiyor; o zaman hiç sağa sola çekmeye gerek duymadan, araç ya da mücadele biçimlerinden bahane aramaya girmeden; düpedüz kendi anlayışımız ve zihniyetimizle kavgaya girişmeye pratiğimizle başlayalım. Çalışma alanları bildiğimiz ve bir türlü dışına çıkmadığımız emekçi semtler, eylem alanları ise basın açıklaması alanları ile sınırlı olmasın. Kitle çalışmasına girişmek için kendi deneylerimizi de gözeterek hemen kitle çalışması hazırlığı ve örgütlenmesine yönelelim. Bu çalışmanın içeriği, kapsama ve sürekliliği konusunda kendimizi test edelim. Parti çalışma grubu ya da biriminin nasıl oluşacağı, kitlelerle ilk temas, diyalog, refleks, tanışma; ilişkinin sürekliliği ve derinliği konularını zihinsel ve pratik çalışmanın konusu yapabilelim. Her pratiğin muhasebesi ve değerlendirmesini yapalım, ileri ve geri yanlarımızı tartışalım. Güçlenerek, donanarak yeniden çalışmamızı yürütelim. Kitle ilişkilerinde devrimci tutarlılık, örnek yaşam, siyasi konularda bir şeyler verme, kurulan devrimci ilişkiler sayesinde onların yaşamında değişiklikler ve farklılıklar oluşturalım. Ve hedefimiz dünyaya bakışlarının değişmesini sağlamak olmalıdır. Yönetim yeteneği ve gücü mü sınırlı, yöneticilik mi zayıf; o zaman yönetme deneyleri ve birikimi ile donanmaya yönelmeliyiz. İkna, inandırma ve propaganda gücümüzü geliştirerek etkilemeliyiz. Bilgimiz, emekçiliğimiz, tutarlılığımız, saygınlığımız, mütevazı kişiliğimizle ancak insanlar üzerinde devrimci bir saygınlık ve ağırlık oluşturabiliriz. Disiplinli yaşama, kendisini etkin örgütleme, zamanını devrimci değerlendirme; emekçiliği, canlılığı ve üreticiliğiyle değişimi öngörme devrimciliği güçlendirecektir...
|