Sana Söz Yılmaz Yoldaş
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 

Mart - Nisan 2013 / Partinin Sesi / Sayı: 74 

Seni anlatmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ama seni anlatmak çok zor değil, çünkü sen iyilikler ve güzelliklerle dolu bir yoldaşsın benim için. Yaşam dolu, neşe dolu, bütün benliğiyle kendini mücadeleye adamış. Hep örnek oldun bize.
Sen, yoldaşlık ilişkilerinde sınır tanımazdın. Sen, girdiğin her ortamı değiştirme yeteneğine sahiptin. Sen, insanlarla ilişkinde büyükle büyük, küçükle küçük olabiliyordun. Yaşam karşısında hep dik durdun, hiç bir şeye boyun eğmezdin. Sen, güvenlikte, yoldaşlık ilişkilerinde, mücadeleye bağlılıkta, cesurlukta herkese örnek olurdun.
Senin partiyle tanıştığını ve örgütlenmek için neler yaptığını hatırlıyorum. Bir internet sitesinden partiyi araştırıp daha sonra örgütlenmek istediğini söylemiştin. Senin için o süreç çok sancılıydı. Önce yoldaşları aramakla başlamıştın. Onları bulunca örgütlenmek istediğini söylediğinde herkesin sana şaşkınlıkla baktığını, senden şüphelendiklerini belirtmiştin. Yoldaşlar, düşündüklerini ve seni arayacaklarını söyleyip seni göndermişlerdi. Aradan zaman geçti fakat kimse ne aradı, ne de sordu ve sen yoldaşların yanına gidip neden aramadıklarını sorduğunda, seni geçiştiren sözlerle tekrar gönderdiler. Sen ısrarla tekrar gidip örgütlenmek istediğini söylediğinde, sana gazete dağıtımına çıkabileceğini söylemişlerdi. Senin için o günün bir başlangıç olduğunu anlatmıştın. Sen bunları anlattığında bir yoldaş seni tebrik etmişti. Senin verdiğin cevap ise herkesi daha çok şaşırttı. "Ben sadece yapmam gerekeni yaptım, o kadar" demiştin.
Seninle ilk tanıştığım günü hatırlıyorum. İkimiz de o alanda yabancıydık. Ne bir yer biliyor, ne de kimseyle konuşuyorduk. Bu bizi engellemiyordu. Seninle bir eylem üzerine konuşmadan önce gidip yarım döner ve ayranla karnımızı doyurur, daha sonra kahveye gidip tavla oynardık. Silah kullanmayı da seninle öğrendik. Bir yoldaş gelip bize kleşi gösterip gitmişti. Biz de o eğitimden sonra bir eylem hazırlığına girmiştik. Sen eylemden çok, herkesi nasıl "kıskandırabiliriz", eyleme öykünmelerini nasıl sağlarız diye düşünüyordun.
Bir eylemde havaya ateş edilecekti. Kleş sendeydi ve sen ateş edecektin. Silahı tek atışa aldığını zannedip seriye almıştın. Ateş ettiğinde sen de, biz de çok şaşırmıştık. Ne yapıyorsun diye yanına geldiğimizde, hiçbir bahaneye sığınmadan durumu ifade etmiştin.
1 Mayıs çalışmalarına hazırlanıyorduk. Günlerce uykusuz kalmıştık. Sen yanımıza bir arabayla geldin, gitmesi gerekenleri alıp gittin. O gün gittiğin yerde uykuda kalmıştın. Sorumlu yoldaş sana ulaşamayınca beni bulmuştu. Senin nerede olduğunu sorunca ben "senin yanında diye biliyorum" demiştim. Ama gitmediğini öğrenmiş oldum. O gece senin gidebileceğin her yere bakmıştık. Sabaha kadar aradık seni. Bulamayınca sabaha karşı yerlerimize gittik. O gün 1 Mayıs'tı. Sabaha karşı geldin. Beni karşında görünce ağlamaya başlamıştın. Hem seni aramış olmamız seni mutlu etmişti, hem de merakta bırakmanın üzüntüsü vardı.
Seninle arabaya doğru giderken hep konuştuğumuz konuyu konuşmaya başladık. Sen, "bir 1 Mayıs günü basalım şu ... karakolunu" diyordun. Sonraları da tekrarladın bunu. Tesadüfe bak ki, ben senin şehit düştüğünü 1 Mayıs günü öğrendim. Hedeflerimiz vardı seninle, eylem hayallerimiz vardı. Şimdi ben o hedefleri gerçekleştirmek için yürüyorum.
Sana söz veriyorum, bayrağını devralıp zafere koşacağım.

İ. Özgür

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Sana Söz Yılmaz Yoldaş
fc Share on Twitter
 

 

Mart - Nisan 2013 / Partinin Sesi / Sayı: 74 

Seni anlatmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ama seni anlatmak çok zor değil, çünkü sen iyilikler ve güzelliklerle dolu bir yoldaşsın benim için. Yaşam dolu, neşe dolu, bütün benliğiyle kendini mücadeleye adamış. Hep örnek oldun bize.
Sen, yoldaşlık ilişkilerinde sınır tanımazdın. Sen, girdiğin her ortamı değiştirme yeteneğine sahiptin. Sen, insanlarla ilişkinde büyükle büyük, küçükle küçük olabiliyordun. Yaşam karşısında hep dik durdun, hiç bir şeye boyun eğmezdin. Sen, güvenlikte, yoldaşlık ilişkilerinde, mücadeleye bağlılıkta, cesurlukta herkese örnek olurdun.
Senin partiyle tanıştığını ve örgütlenmek için neler yaptığını hatırlıyorum. Bir internet sitesinden partiyi araştırıp daha sonra örgütlenmek istediğini söylemiştin. Senin için o süreç çok sancılıydı. Önce yoldaşları aramakla başlamıştın. Onları bulunca örgütlenmek istediğini söylediğinde herkesin sana şaşkınlıkla baktığını, senden şüphelendiklerini belirtmiştin. Yoldaşlar, düşündüklerini ve seni arayacaklarını söyleyip seni göndermişlerdi. Aradan zaman geçti fakat kimse ne aradı, ne de sordu ve sen yoldaşların yanına gidip neden aramadıklarını sorduğunda, seni geçiştiren sözlerle tekrar gönderdiler. Sen ısrarla tekrar gidip örgütlenmek istediğini söylediğinde, sana gazete dağıtımına çıkabileceğini söylemişlerdi. Senin için o günün bir başlangıç olduğunu anlatmıştın. Sen bunları anlattığında bir yoldaş seni tebrik etmişti. Senin verdiğin cevap ise herkesi daha çok şaşırttı. "Ben sadece yapmam gerekeni yaptım, o kadar" demiştin.
Seninle ilk tanıştığım günü hatırlıyorum. İkimiz de o alanda yabancıydık. Ne bir yer biliyor, ne de kimseyle konuşuyorduk. Bu bizi engellemiyordu. Seninle bir eylem üzerine konuşmadan önce gidip yarım döner ve ayranla karnımızı doyurur, daha sonra kahveye gidip tavla oynardık. Silah kullanmayı da seninle öğrendik. Bir yoldaş gelip bize kleşi gösterip gitmişti. Biz de o eğitimden sonra bir eylem hazırlığına girmiştik. Sen eylemden çok, herkesi nasıl "kıskandırabiliriz", eyleme öykünmelerini nasıl sağlarız diye düşünüyordun.
Bir eylemde havaya ateş edilecekti. Kleş sendeydi ve sen ateş edecektin. Silahı tek atışa aldığını zannedip seriye almıştın. Ateş ettiğinde sen de, biz de çok şaşırmıştık. Ne yapıyorsun diye yanına geldiğimizde, hiçbir bahaneye sığınmadan durumu ifade etmiştin.
1 Mayıs çalışmalarına hazırlanıyorduk. Günlerce uykusuz kalmıştık. Sen yanımıza bir arabayla geldin, gitmesi gerekenleri alıp gittin. O gün gittiğin yerde uykuda kalmıştın. Sorumlu yoldaş sana ulaşamayınca beni bulmuştu. Senin nerede olduğunu sorunca ben "senin yanında diye biliyorum" demiştim. Ama gitmediğini öğrenmiş oldum. O gece senin gidebileceğin her yere bakmıştık. Sabaha kadar aradık seni. Bulamayınca sabaha karşı yerlerimize gittik. O gün 1 Mayıs'tı. Sabaha karşı geldin. Beni karşında görünce ağlamaya başlamıştın. Hem seni aramış olmamız seni mutlu etmişti, hem de merakta bırakmanın üzüntüsü vardı.
Seninle arabaya doğru giderken hep konuştuğumuz konuyu konuşmaya başladık. Sen, "bir 1 Mayıs günü basalım şu ... karakolunu" diyordun. Sonraları da tekrarladın bunu. Tesadüfe bak ki, ben senin şehit düştüğünü 1 Mayıs günü öğrendim. Hedeflerimiz vardı seninle, eylem hayallerimiz vardı. Şimdi ben o hedefleri gerçekleştirmek için yürüyorum.
Sana söz veriyorum, bayrağını devralıp zafere koşacağım.

İ. Özgür