Uygulayıcı-Taşıyıcı Önderlik: Taktik Önderlik
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

 


01 Eylül 2013 /Partinin Sesi / Sayı: 76

 

Partimizin deneyimleri, önderliğin ancak, merkezi önderlik ile yerel ve kesimsel önderliklerin "tamamlayıcı yapısal bütünlüğü" temelinde gelişebildiğini gösteriyor. İstisnasız bütün parti örgütleri ve kadroları bu gerçeği kavramalı, bu gerçek partimizi yönetmelidir.

Merkezi önderliğin etkinlikleri ya da edilgenlikleri bütün partiyi etkiler, parti içerisindeki konumu, işlevi stratejiktir. Merkezi önderlik ilkin, bu yapısal konumu nedeniyle stratejik önderliktir. Tarihte önderliği başarısız bir partinin, parti olarak başarılı olduğu görülmemiştir. Merkezi önderlik stratejik önderliktir. Devrimci teoriyi, devrimci programı, devrimci stratejiyi ve parti taktiklerini, parti örgütünün genel sorunlarını çözmek ancak onun konumundan mümkün olabilir. Bu nedenle ikinci olarak, merkezi önderlik işlevi, görevleri ve sorumlulukları nedeniyle stratejik önderliktir. Partinin yapısal temelleri üzerinde, partinin canlı, değişen birleştirici mayasını, partinin irade ve eylem birliğini, durmaksızın değişen olayların seyri içinde, yeniden ve yeniden güncel, akışkan ve somut biçimde üretir.

Partimizde yerel ve kesimsel yönetimlerin, her düzeyde yönetici komitelerin -alanları geniş ya da dar olabilir-, tamamının parti içerisindeki konumu, işlevi taktikseldir. Yani yapısal konumları nedeniyle partinin bütününü belirleyemezler, ancak bir alanı, bir kesimi belirleyebilirler. Bu nedenle taktik önderliklerdir. Taktik önderlikler, stratejik önderliği alanlarında, kesimlerinde pratikleştirirler, uygular-taşırlar, adeta onun aracı uzantısı, yaşamsal uzuvlarıdır. Fakat bu onların insiyatifsiz olduğu anlamına gelmez.

Partide önderlik, kuşkusuz merkezi önderlikte somutlaşır. Zaten önderlik deyince de o anlaşılır. Bununla birlikte partimizde "önderlik" birleştirici maya, merkezi önderlik ile taktik önderliklerin (parti omurgasını oluşturan yapılarımızın ve kadrolarımızın) etkileşiminde oluşmaktadır.

Merkezi önderliğin siyasi, örgütsel ya da ideolojik bakımdan belirlediği, geliştirdiği genel perspektifler, hedef ve görevler, planlar, ancak yerel ve kesimsel önderlikler tarafından anlaşıldığı, alanları için hareket planları biçiminde somutlaştırılıp pratikleştirildiği oranda gerçekten parti çizgisi, diğer bir anlatımla partinin yaşayan, somut, gerçek irade ve eylem birliği oluşur-kurulur.

Burada üzerinde özel olarak durmak istediğimiz asıl sorun, taktik önderlik(ler)in gelişiminin koşullarıdır.

Taktik önderlik(ler)in gelişmesinin birinci temel koşulu, merkezi-stratejik önderliğin varlığıdır. Stratejik önderlik olmaksızın yerel-kesimsel ya da taktik önderliklerin gelişmesi sözkonusu bile olamaz.

Önderlik, partinin devrimci teorisi, programı, stratejisi, örgüt anlayışları tüzük-parti hukuku, taktik ilkeleri ve kongre kararları gibi, partinin yapısal birleştiricilerine sahiptir. Fakat yapısal birleştiriciler, önderlik mayasını kendiliğinden, somut ve güncel biçimde üretemezler. Yapısal birleştiriciler ancak güncel biçimde işlevselleşebilirler. Onları klavuz alan önderlik, siyasal sınıf mücadelesinin durmaksızın değişen, gelişen, yenilenen koşulları altında, partinin siyasal, örgütsel, askeri ya da ideolojik vb. hareket tarzının, eyleminin somut olarak yönünü, kapsamını, perspektiflerini, amaç, hedef ve görevlerini belirler, kuvvetlerin ilerlemesi ve gelişmesini sağlayacak hareket planları geliştirir. Bunlar taktik önderlik(ler) tarafından anlaşıldığı ve pratikleştirildiği, partinin devrimci eylemine işlediği ölçüde parti çizgisi somutlaşır, partinin canlı, akışkan, durmaksızın yenilenen devrimci irade ve eylem birliği gerçekleşir. Birleştirici mayayı güncel biçimde üreten stratejik önderlik olmaksızın, taktik önderliğin gelişmesi sözkonusu bile olamaz. Bu gerçekliği en iyi, büyük ve geniş yönetim deneyimlerine dayalı olarak burjuvazi ve onun egemenlik aygıtı devlet, hatta siyasal sınıf mücadelesinin özel aygıtı siyasi polis kavramıştır. Siyasi polisin karşıdevrimci faaliyetlerinin hedef merkezine devrimci örgütlerin önderliklerini yerleştirmesi tesadüf değildir.

Bunlar partimizin tarihi ve deneyimleri tarafından iki biçimde doğrulanmaktadır. Parti merkezi düzgün biçimde işlediği, stratejik önderlik görevlerini yerine getirdiği dönemlerde taktik önderlikler kadro ve kurum olarak çarpıcı biçimde gelişmektedir. Merkezi önderliğin düzgün biçimde işlemediği ya da işlese bile stratejik önderlik görevlerini yerine getirmediği, getiremediği koşullarda yerel ve kesimsel alanlarda sorunlar birikip yığılmakta, giderek taktik önderlikler kurum ve kadrolar olarak sorunların bir parçası haline gelmektetedir. Merkezi önderlik zayıf düştüğünde ya da yetersiz kaldığında taktik önderlikler yönsüz kalmakta, sağa sola sendelemekte, yönünü-yolunu şaşırıp, kararsızlık içerisinde bocalamakta, adeta gevşeyip çözülmektedir. Kuşkusuz bu durum eşitsiz gelişmektedir. Her bir alanın, kesimin devrimci metaneti, duruma göğüs germe devrimci direnci ve sorunları çözme çabası ya da sorunlardan etkilenme derecesi değişmektedir.

Stratejik önderliğin stratejik önderlik olabilmesi, taktik önderliğin işlevli varlığına bağlıdır, ama taktik önderliğin inşası da elbette ki, stratejik önderliğin temel görevleri arasındadır.

Bütün bunlardan bazın sonuçlar çıkartabiliriz:

Eğer devrimci bir parti varsa, onun kendini üretiş tarzı "doğası gereği", taktik önderlik (ve stratejik önderlik) elemanlarının üretimini de kapsar. Bu "devrimci kendiliğindenlik" dediğimiz durumda verilidir. Oysa stratejik önderlik, taktik önderliğin inşasında bunun ilerisine geçecek devrimci iradeye sahip olmalıdır. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, merkezi önderliğin "strateji üretimi", taktik önderlik için sistematik biçimde ve özel olarak kadro yetiştirmeyi, keza kadroları, kadroların ve partinin gelişimi bakımından en uygun yerde konumlandırmayı, diğer bir ifadeyle, doğru kadro politikasını da kapsar.

Taktik önderliğin inşasının, taktik önderliğin gelişiminin ve gerçekleşmesinin dayanacağı birinci temel koşul nedir? Öncelikle, partinin yapısal birleştiricilerine, devrimci teori, program, strateji, örgüt anlayışı ve tüzüğüne-parti hukukuna, aynı zamanda partinin mücadele deneyimlerine, parti tarihine dayanmaktır. Bu zorunluluk koşullarında, ikincisi, taktik önderlikler, merkezi önderliğin belirlediği, siyasal, örgütsel, askeri ya da ideolojik vb amaç, hedef ve görevlere, eyleminin somut perspektif ve yönüne, kapsamına, kuvvetlerin ilerlemesi ve gelişimini sağlayacak hareket planlarını, kendi alanlarında pratik hareket planları biçiminde somutlaştırarak uygulaması temelinde gelişebilir. Taktik önderlikler, stratejik önderliğin uygulayıcıları, taşıyıcıları oldukları için bu böyledir. Aslında burada taktik önderlikleri oluşturan kadro ve örgütlerin kendilerini geliştirme rotası en genel hatlarıyla açığa çıkmaktadır.

Taktik önderliğin gelişiminin ikinci bir temel koşulu daha vardır. Stratejik önderliğin uygulayıcısı-taşıyıcısı olarak taktik önderlikler, stratejik önderlik ile "parti kitlesi" (partinin en geniş tabakası) arasında ve elbette "parti kitlesi" dolayımıyla da merkezi önderlik ile işçi sınıfı ve ezilenler arasında "taşıyıcılık", "aracılık" konum ve işlevine sahiptir. Yani taktik önderlikler, ancak parti kitlesine dayanarak, partinin eylemini işçi sınıfı ve ezilenlerin hareketine dayandırdıkları ya da diğer bir ifadeyle işçi sınıfı ve ezilenlerin örgütlenme ve mücadele bilinci uyanmakta olan bölüklerini parti program ve stratejisine, parti taktiklerine, partinin siyasal yönelimlerine yaklaştırdıkları ve bağladıkları oranda taktik önderlikler olarak işlevsel olabilir, görev ve sorumluluklarını başarabilirler. Taktik önderliğin parti kitlesinden, işçi sınıfı ve ezilenlerden kopuk, onların uzağında ya da dışında gelişmesi imkansızdır. Stratejik önderliğin temel bir görevi de, taktik önderliklerin dikkat ve enerjisini tekrar tekrar parti kitlesine, işçi sınıfı ve ezilenlere yöneltmesidir.

Buradan öncelikle şu sonuçları çıkartabiliriz:

Yerel ve kesimsel önderliklerimiz, kendi alanlarında somut olarak partinin bütün güçlerine (üyeler, aday üyeler, aktivistler, taraftar ve sempatizanlar, partimizin dostları, partinin bu geniş tabakasının akrabaları, komşuları, "eşleri-dostları" vb. ilişkileri ve bağlantıları dahil) ve bütün imkanlarına (teknik, mekansal, araç gereç, mali vb. vb.) hakim olmak zorundadırlar. Güçlere ve imkanlara gerçek bir hakimiyet olmaksızın merkezi önderliğin ortaya koyduğu siyasal ve örgütsel yönelim, perspektif, hedef ve görevleri, hareket planlarını alan ya da kesimde partinin gelişimini ve ilerlemesini sağlayacak tarzda somutlaştıramazlar. Güç ve imkanlara hakim olmazlarsa, merkezi önderliğin planlarını, direktiflerini alan için somutlaştırmaları, alan için somut uygulama planları geliştirmeleri mümkün olabilir mi? Zaten böyle bir hakimiyet olmaksızın merkezi önderliği nesnel olarak denetlenebilir biçimde, doğru bilgilendirerek "doğru yönlendirme"leri de mümkün olamaz. İl komitesi ise il düzeyinde, semt komitesi ise semt düzeyinde, Komünist Gençlik Örgütü'nün Merkez Komitesi ise gençlik örgütü düzeyinde vb, alanındaki tüm güçlere ve imkanlara hakim olmak zorundadırlar. Taktik önderlik, genellik, soyutluk kabul etmeyen bir somutluktur, tartılabilir, elle tutulur somutluktur, hemen uygulamaya koyulacak, devrimci eylemin pratiğinde derhal sınanacak bir somutluk derecesidir. (Bakınız, "Örgütçünün Tarzının Somutluğu", PS, sayı 73)

İkinci sonuç, yerel ve kesimsel önderliklerimizin, taktik önderlikler olarak gelişebilmeleri için yönlerini güçlü biçimde kitlelere çevirmeleri de yetmez, hem kitlelere karşı güçlü ve sarsılmaz bir güven ve bağlılığı geliştirmeleri ve hem de alanlarında, kesimlerinde genel olarak değil, soyut olarak değil, somut olarak "kitle gerçeğine" hakim olmaları, nüfuz edebilmeleri gerekir. Parti güçlerine ve kitlelere güven, hem de bükülmez bir güven olmaksızın ve keza en başta parti kitlesiyle olmak üzere işçi sınıfı ve ezilenlerle sıkı ve sarsılmaz bağlar olmaksızın taktik önderlikler gelişemez.

Yukarıda taktik önderliklerin insiyatifsiz olmadıklarına işaret etmiştik. Onların insiyatifi yalnızca stratejik önderliğin belirlediği perspektif ve yönelimleri, siyasi taktik ya da örgütsel gelişme ve hareket planlarını, hedef ve görevleri, direktifleri taktik önderliklerin kendi alanlarında somut uygulama planlarına dönüştürme görev ve sorumluluklarında ifadesini bulmaz. Bu kuşkusuz hayatidir, taktik önderliklerin varlık nedenidir. Bununla birlikte taktik önderliklerin alanları için "durumdan görevler çıkartma" görev ve sorumluluğu da vardır. Yerel ve kesimsel önderlikler, merkezi kampanyalar ya da alanlarına ilişkin merkezi önderliğin geliştirdiği özel çalışma planlarının olmadığı her durumda rutin parti çalışmalarını yürütmenin yanı sıra, alanlarındaki somut durumlardan hareketle siyasal ya da örgütsel, ideolojik ya da askeri vb. hedef ve görevler belirlemekle, somut hareket planları geliştirmekle de yükümlüdürler. Partimizin önderlik anlayışı ve mücadele tarzı, seyrediciliği ve kaydediciliği, "devrimci kendiliğindenciliği", gelişmelerin arkasından sürüklenmeyi reddeder. Taktik önderliklerin temel görev ve sorumluluklarının bir boyutunu tanımlayan bu gerçeklik, aynı zamanda taktik önderliklerin gelişmesinin koşullarından birisini vermektedir.

Demek ki, yerel ve kesimsel önderliklerin insiyatifi, merkezi önderliğin siyasal, örgütsel vb. yönelim ve direktiflerini uygulama planları biçiminde somutlaştırırarak geliştirmeyi, alanda "durumdan görevler çıkartmayı", politika, kadro ve örgütün elle tutulur somutlukta üretimini kapsar. Partiyi kendi alanlarında başlıca devrimci siyasal ve örgütsel merkez olarak geliştirmek, alanlarında partiyi siyasal sınıf mücadelesinin tam merkezine konumlandırmak büyük bir yaratıcılık ve insiyatif olmaksızın düşünülebilir mi? Merkezin her biçimde desteğinden ayrı olarak, bu büyük devrimci görevi kendi güçlerine dayanarak ve doğaldır ki, güçlerini durmaksızın büyüterek gerçekleştirmekle yükümlüdürler.

Merkezi önderlik nasıl ki, düzgün parti işleyişini sağlamak için kendi sorumluluklarını eksiksiz biçimde yerine getirmekle yükümlüyse, benzer biçimde taktik önderliklerimiz de parti hukukuna, devrimci geleneklerine ve deneyimlerine dayanarak kendi alanlarında düzgün parti işleyişini sağlamak zorundadırlar. Bilgi akışı, rapor sistemi, somut denetim, eleştiri-özeleştiri, kararların uygulanması, disiplin, parti ortamının devrimciliğini üretecek iç ideolojik mücadele vb. partinin çalışma tarzının sınanamış belli başlı unsurlarını sistematik biçimde uygulayarak düzgün parti işleyişini sağlar, yönetimleri altındaki kadro ve örgütlerle, parti kitlesiyle devrimci güvene dayalı devrimci işbirliği ve yoldaşlığı sarsılmaz biçimde geliştirirler.

Şu sonucu ayrıca vurgulayalım: politika, kadro ve örgüt üretimini ihmal eden, yukarıdan bekleyen ya da başkalarına havale eden yerel ve kesimsel önderlikler gelişemez. Asli görev ve sorumluluklarının bir bölümüne sırtını dönerek taktik önderliklerin gelişmesi nasıl mümkün olsun ki?

Bir bütün olarak taktik önderliğin gelişmesinin iki temel koşulu ve diğer koşullarına dair açıklayageldiğimiz gerçekler, taktik önderliğin çalışma tarzının belli başlı unsurlarını da açığa çıkartmaktadır. Taktik önderlikler, her şeyden önce kendilerini devrimci bakımdan önemsemeli, partili varoluş-eylemlerini ciddiye almalıdırlar. İdeolojik, politik ve örgütsel devrimci bir merkezin gerektirdiği ciddiyet, sorumluluk ve disiplin, yerel ve kesimsel önderliklerimizin kendilerini örgütlemelerinden başlayarak tüm çalışma tarzını şekillendirmelidir. Diğer bir anlatımla görev ve sorumluluklarının gerekleri taktik önderliklerimizi yönetmeli, kendilerini örgütleme ve çalışma tarzlarının kuruluşuna kılavuzluk etmelidir.

Adanmış devrimcilik, merkezi önderliğin olduğu kadar taktik önderliğin de gelişmesinin temel bir koşuludur. Ama taktik önderliğin devrimci adanmışlığının mayası merkezi önderliğin devrimci adanmışlığıdır. Devrimci adanmışlığıyla örnek oluşturmayan bir merkezi önderliğin adanmışlık çağrısı kadro ve örgütlerde yankısını bulabilir mi? Fakat devrimci adanmışlık genel değil somuttur, parti stratejisini uygulama yaratıcılığı ve kararlılığına dayanabilir. M. Suphi'lerin, Mahir'lerin, Deniz'lerin, İbrahim'lerin devrimci adanmışlığı böyledir. Yaşamsal sorunların belli bir çözümüne, belli bir devrimci stratejinin uygulanmasına-çizgi sürekliliğine dayanır. Lenin'in, Stalin'in, E. Hoca'nın, Dimitrov ve Mao'nun, Fidel ve Che'nin devrimci adanmışlığı da böyledir.

"Parti önderliğini örnek alarak gelişir!"

Devrimci ciddiyeti, disiplini, görev ve sorumluluklarına kendini devrimci tutkuyla adaması vb. merkezden başlayarak gelişir, tüm partiyi devrimci manyetik alanına çeker, kuşatır, ışığıyla aydınlatır. Bu devrimci hakikatin aynı biçimde yerel ve kesimsel önderliklerimiz için de geçerli olduğundan kuşku duyulamaz. Kitlelerin özveri ve adanmışlığı, devrimci kararlılığı da devrimci önderliğin düşünce açıklığı, özverisi, disiplini ve adanmışlığından esinlenir.

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Uygulayıcı-Taşıyıcı Önderlik: Taktik Önderlik
fc Share on Twitter
 

 


01 Eylül 2013 /Partinin Sesi / Sayı: 76

 

Partimizin deneyimleri, önderliğin ancak, merkezi önderlik ile yerel ve kesimsel önderliklerin "tamamlayıcı yapısal bütünlüğü" temelinde gelişebildiğini gösteriyor. İstisnasız bütün parti örgütleri ve kadroları bu gerçeği kavramalı, bu gerçek partimizi yönetmelidir.

Merkezi önderliğin etkinlikleri ya da edilgenlikleri bütün partiyi etkiler, parti içerisindeki konumu, işlevi stratejiktir. Merkezi önderlik ilkin, bu yapısal konumu nedeniyle stratejik önderliktir. Tarihte önderliği başarısız bir partinin, parti olarak başarılı olduğu görülmemiştir. Merkezi önderlik stratejik önderliktir. Devrimci teoriyi, devrimci programı, devrimci stratejiyi ve parti taktiklerini, parti örgütünün genel sorunlarını çözmek ancak onun konumundan mümkün olabilir. Bu nedenle ikinci olarak, merkezi önderlik işlevi, görevleri ve sorumlulukları nedeniyle stratejik önderliktir. Partinin yapısal temelleri üzerinde, partinin canlı, değişen birleştirici mayasını, partinin irade ve eylem birliğini, durmaksızın değişen olayların seyri içinde, yeniden ve yeniden güncel, akışkan ve somut biçimde üretir.

Partimizde yerel ve kesimsel yönetimlerin, her düzeyde yönetici komitelerin -alanları geniş ya da dar olabilir-, tamamının parti içerisindeki konumu, işlevi taktikseldir. Yani yapısal konumları nedeniyle partinin bütününü belirleyemezler, ancak bir alanı, bir kesimi belirleyebilirler. Bu nedenle taktik önderliklerdir. Taktik önderlikler, stratejik önderliği alanlarında, kesimlerinde pratikleştirirler, uygular-taşırlar, adeta onun aracı uzantısı, yaşamsal uzuvlarıdır. Fakat bu onların insiyatifsiz olduğu anlamına gelmez.

Partide önderlik, kuşkusuz merkezi önderlikte somutlaşır. Zaten önderlik deyince de o anlaşılır. Bununla birlikte partimizde "önderlik" birleştirici maya, merkezi önderlik ile taktik önderliklerin (parti omurgasını oluşturan yapılarımızın ve kadrolarımızın) etkileşiminde oluşmaktadır.

Merkezi önderliğin siyasi, örgütsel ya da ideolojik bakımdan belirlediği, geliştirdiği genel perspektifler, hedef ve görevler, planlar, ancak yerel ve kesimsel önderlikler tarafından anlaşıldığı, alanları için hareket planları biçiminde somutlaştırılıp pratikleştirildiği oranda gerçekten parti çizgisi, diğer bir anlatımla partinin yaşayan, somut, gerçek irade ve eylem birliği oluşur-kurulur.

Burada üzerinde özel olarak durmak istediğimiz asıl sorun, taktik önderlik(ler)in gelişiminin koşullarıdır.

Taktik önderlik(ler)in gelişmesinin birinci temel koşulu, merkezi-stratejik önderliğin varlığıdır. Stratejik önderlik olmaksızın yerel-kesimsel ya da taktik önderliklerin gelişmesi sözkonusu bile olamaz.

Önderlik, partinin devrimci teorisi, programı, stratejisi, örgüt anlayışları tüzük-parti hukuku, taktik ilkeleri ve kongre kararları gibi, partinin yapısal birleştiricilerine sahiptir. Fakat yapısal birleştiriciler, önderlik mayasını kendiliğinden, somut ve güncel biçimde üretemezler. Yapısal birleştiriciler ancak güncel biçimde işlevselleşebilirler. Onları klavuz alan önderlik, siyasal sınıf mücadelesinin durmaksızın değişen, gelişen, yenilenen koşulları altında, partinin siyasal, örgütsel, askeri ya da ideolojik vb. hareket tarzının, eyleminin somut olarak yönünü, kapsamını, perspektiflerini, amaç, hedef ve görevlerini belirler, kuvvetlerin ilerlemesi ve gelişmesini sağlayacak hareket planları geliştirir. Bunlar taktik önderlik(ler) tarafından anlaşıldığı ve pratikleştirildiği, partinin devrimci eylemine işlediği ölçüde parti çizgisi somutlaşır, partinin canlı, akışkan, durmaksızın yenilenen devrimci irade ve eylem birliği gerçekleşir. Birleştirici mayayı güncel biçimde üreten stratejik önderlik olmaksızın, taktik önderliğin gelişmesi sözkonusu bile olamaz. Bu gerçekliği en iyi, büyük ve geniş yönetim deneyimlerine dayalı olarak burjuvazi ve onun egemenlik aygıtı devlet, hatta siyasal sınıf mücadelesinin özel aygıtı siyasi polis kavramıştır. Siyasi polisin karşıdevrimci faaliyetlerinin hedef merkezine devrimci örgütlerin önderliklerini yerleştirmesi tesadüf değildir.

Bunlar partimizin tarihi ve deneyimleri tarafından iki biçimde doğrulanmaktadır. Parti merkezi düzgün biçimde işlediği, stratejik önderlik görevlerini yerine getirdiği dönemlerde taktik önderlikler kadro ve kurum olarak çarpıcı biçimde gelişmektedir. Merkezi önderliğin düzgün biçimde işlemediği ya da işlese bile stratejik önderlik görevlerini yerine getirmediği, getiremediği koşullarda yerel ve kesimsel alanlarda sorunlar birikip yığılmakta, giderek taktik önderlikler kurum ve kadrolar olarak sorunların bir parçası haline gelmektetedir. Merkezi önderlik zayıf düştüğünde ya da yetersiz kaldığında taktik önderlikler yönsüz kalmakta, sağa sola sendelemekte, yönünü-yolunu şaşırıp, kararsızlık içerisinde bocalamakta, adeta gevşeyip çözülmektedir. Kuşkusuz bu durum eşitsiz gelişmektedir. Her bir alanın, kesimin devrimci metaneti, duruma göğüs germe devrimci direnci ve sorunları çözme çabası ya da sorunlardan etkilenme derecesi değişmektedir.

Stratejik önderliğin stratejik önderlik olabilmesi, taktik önderliğin işlevli varlığına bağlıdır, ama taktik önderliğin inşası da elbette ki, stratejik önderliğin temel görevleri arasındadır.

Bütün bunlardan bazın sonuçlar çıkartabiliriz:

Eğer devrimci bir parti varsa, onun kendini üretiş tarzı "doğası gereği", taktik önderlik (ve stratejik önderlik) elemanlarının üretimini de kapsar. Bu "devrimci kendiliğindenlik" dediğimiz durumda verilidir. Oysa stratejik önderlik, taktik önderliğin inşasında bunun ilerisine geçecek devrimci iradeye sahip olmalıdır. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, merkezi önderliğin "strateji üretimi", taktik önderlik için sistematik biçimde ve özel olarak kadro yetiştirmeyi, keza kadroları, kadroların ve partinin gelişimi bakımından en uygun yerde konumlandırmayı, diğer bir ifadeyle, doğru kadro politikasını da kapsar.

Taktik önderliğin inşasının, taktik önderliğin gelişiminin ve gerçekleşmesinin dayanacağı birinci temel koşul nedir? Öncelikle, partinin yapısal birleştiricilerine, devrimci teori, program, strateji, örgüt anlayışı ve tüzüğüne-parti hukukuna, aynı zamanda partinin mücadele deneyimlerine, parti tarihine dayanmaktır. Bu zorunluluk koşullarında, ikincisi, taktik önderlikler, merkezi önderliğin belirlediği, siyasal, örgütsel, askeri ya da ideolojik vb amaç, hedef ve görevlere, eyleminin somut perspektif ve yönüne, kapsamına, kuvvetlerin ilerlemesi ve gelişimini sağlayacak hareket planlarını, kendi alanlarında pratik hareket planları biçiminde somutlaştırarak uygulaması temelinde gelişebilir. Taktik önderlikler, stratejik önderliğin uygulayıcıları, taşıyıcıları oldukları için bu böyledir. Aslında burada taktik önderlikleri oluşturan kadro ve örgütlerin kendilerini geliştirme rotası en genel hatlarıyla açığa çıkmaktadır.

Taktik önderliğin gelişiminin ikinci bir temel koşulu daha vardır. Stratejik önderliğin uygulayıcısı-taşıyıcısı olarak taktik önderlikler, stratejik önderlik ile "parti kitlesi" (partinin en geniş tabakası) arasında ve elbette "parti kitlesi" dolayımıyla da merkezi önderlik ile işçi sınıfı ve ezilenler arasında "taşıyıcılık", "aracılık" konum ve işlevine sahiptir. Yani taktik önderlikler, ancak parti kitlesine dayanarak, partinin eylemini işçi sınıfı ve ezilenlerin hareketine dayandırdıkları ya da diğer bir ifadeyle işçi sınıfı ve ezilenlerin örgütlenme ve mücadele bilinci uyanmakta olan bölüklerini parti program ve stratejisine, parti taktiklerine, partinin siyasal yönelimlerine yaklaştırdıkları ve bağladıkları oranda taktik önderlikler olarak işlevsel olabilir, görev ve sorumluluklarını başarabilirler. Taktik önderliğin parti kitlesinden, işçi sınıfı ve ezilenlerden kopuk, onların uzağında ya da dışında gelişmesi imkansızdır. Stratejik önderliğin temel bir görevi de, taktik önderliklerin dikkat ve enerjisini tekrar tekrar parti kitlesine, işçi sınıfı ve ezilenlere yöneltmesidir.

Buradan öncelikle şu sonuçları çıkartabiliriz:

Yerel ve kesimsel önderliklerimiz, kendi alanlarında somut olarak partinin bütün güçlerine (üyeler, aday üyeler, aktivistler, taraftar ve sempatizanlar, partimizin dostları, partinin bu geniş tabakasının akrabaları, komşuları, "eşleri-dostları" vb. ilişkileri ve bağlantıları dahil) ve bütün imkanlarına (teknik, mekansal, araç gereç, mali vb. vb.) hakim olmak zorundadırlar. Güçlere ve imkanlara gerçek bir hakimiyet olmaksızın merkezi önderliğin ortaya koyduğu siyasal ve örgütsel yönelim, perspektif, hedef ve görevleri, hareket planlarını alan ya da kesimde partinin gelişimini ve ilerlemesini sağlayacak tarzda somutlaştıramazlar. Güç ve imkanlara hakim olmazlarsa, merkezi önderliğin planlarını, direktiflerini alan için somutlaştırmaları, alan için somut uygulama planları geliştirmeleri mümkün olabilir mi? Zaten böyle bir hakimiyet olmaksızın merkezi önderliği nesnel olarak denetlenebilir biçimde, doğru bilgilendirerek "doğru yönlendirme"leri de mümkün olamaz. İl komitesi ise il düzeyinde, semt komitesi ise semt düzeyinde, Komünist Gençlik Örgütü'nün Merkez Komitesi ise gençlik örgütü düzeyinde vb, alanındaki tüm güçlere ve imkanlara hakim olmak zorundadırlar. Taktik önderlik, genellik, soyutluk kabul etmeyen bir somutluktur, tartılabilir, elle tutulur somutluktur, hemen uygulamaya koyulacak, devrimci eylemin pratiğinde derhal sınanacak bir somutluk derecesidir. (Bakınız, "Örgütçünün Tarzının Somutluğu", PS, sayı 73)

İkinci sonuç, yerel ve kesimsel önderliklerimizin, taktik önderlikler olarak gelişebilmeleri için yönlerini güçlü biçimde kitlelere çevirmeleri de yetmez, hem kitlelere karşı güçlü ve sarsılmaz bir güven ve bağlılığı geliştirmeleri ve hem de alanlarında, kesimlerinde genel olarak değil, soyut olarak değil, somut olarak "kitle gerçeğine" hakim olmaları, nüfuz edebilmeleri gerekir. Parti güçlerine ve kitlelere güven, hem de bükülmez bir güven olmaksızın ve keza en başta parti kitlesiyle olmak üzere işçi sınıfı ve ezilenlerle sıkı ve sarsılmaz bağlar olmaksızın taktik önderlikler gelişemez.

Yukarıda taktik önderliklerin insiyatifsiz olmadıklarına işaret etmiştik. Onların insiyatifi yalnızca stratejik önderliğin belirlediği perspektif ve yönelimleri, siyasi taktik ya da örgütsel gelişme ve hareket planlarını, hedef ve görevleri, direktifleri taktik önderliklerin kendi alanlarında somut uygulama planlarına dönüştürme görev ve sorumluluklarında ifadesini bulmaz. Bu kuşkusuz hayatidir, taktik önderliklerin varlık nedenidir. Bununla birlikte taktik önderliklerin alanları için "durumdan görevler çıkartma" görev ve sorumluluğu da vardır. Yerel ve kesimsel önderlikler, merkezi kampanyalar ya da alanlarına ilişkin merkezi önderliğin geliştirdiği özel çalışma planlarının olmadığı her durumda rutin parti çalışmalarını yürütmenin yanı sıra, alanlarındaki somut durumlardan hareketle siyasal ya da örgütsel, ideolojik ya da askeri vb. hedef ve görevler belirlemekle, somut hareket planları geliştirmekle de yükümlüdürler. Partimizin önderlik anlayışı ve mücadele tarzı, seyrediciliği ve kaydediciliği, "devrimci kendiliğindenciliği", gelişmelerin arkasından sürüklenmeyi reddeder. Taktik önderliklerin temel görev ve sorumluluklarının bir boyutunu tanımlayan bu gerçeklik, aynı zamanda taktik önderliklerin gelişmesinin koşullarından birisini vermektedir.

Demek ki, yerel ve kesimsel önderliklerin insiyatifi, merkezi önderliğin siyasal, örgütsel vb. yönelim ve direktiflerini uygulama planları biçiminde somutlaştırırarak geliştirmeyi, alanda "durumdan görevler çıkartmayı", politika, kadro ve örgütün elle tutulur somutlukta üretimini kapsar. Partiyi kendi alanlarında başlıca devrimci siyasal ve örgütsel merkez olarak geliştirmek, alanlarında partiyi siyasal sınıf mücadelesinin tam merkezine konumlandırmak büyük bir yaratıcılık ve insiyatif olmaksızın düşünülebilir mi? Merkezin her biçimde desteğinden ayrı olarak, bu büyük devrimci görevi kendi güçlerine dayanarak ve doğaldır ki, güçlerini durmaksızın büyüterek gerçekleştirmekle yükümlüdürler.

Merkezi önderlik nasıl ki, düzgün parti işleyişini sağlamak için kendi sorumluluklarını eksiksiz biçimde yerine getirmekle yükümlüyse, benzer biçimde taktik önderliklerimiz de parti hukukuna, devrimci geleneklerine ve deneyimlerine dayanarak kendi alanlarında düzgün parti işleyişini sağlamak zorundadırlar. Bilgi akışı, rapor sistemi, somut denetim, eleştiri-özeleştiri, kararların uygulanması, disiplin, parti ortamının devrimciliğini üretecek iç ideolojik mücadele vb. partinin çalışma tarzının sınanamış belli başlı unsurlarını sistematik biçimde uygulayarak düzgün parti işleyişini sağlar, yönetimleri altındaki kadro ve örgütlerle, parti kitlesiyle devrimci güvene dayalı devrimci işbirliği ve yoldaşlığı sarsılmaz biçimde geliştirirler.

Şu sonucu ayrıca vurgulayalım: politika, kadro ve örgüt üretimini ihmal eden, yukarıdan bekleyen ya da başkalarına havale eden yerel ve kesimsel önderlikler gelişemez. Asli görev ve sorumluluklarının bir bölümüne sırtını dönerek taktik önderliklerin gelişmesi nasıl mümkün olsun ki?

Bir bütün olarak taktik önderliğin gelişmesinin iki temel koşulu ve diğer koşullarına dair açıklayageldiğimiz gerçekler, taktik önderliğin çalışma tarzının belli başlı unsurlarını da açığa çıkartmaktadır. Taktik önderlikler, her şeyden önce kendilerini devrimci bakımdan önemsemeli, partili varoluş-eylemlerini ciddiye almalıdırlar. İdeolojik, politik ve örgütsel devrimci bir merkezin gerektirdiği ciddiyet, sorumluluk ve disiplin, yerel ve kesimsel önderliklerimizin kendilerini örgütlemelerinden başlayarak tüm çalışma tarzını şekillendirmelidir. Diğer bir anlatımla görev ve sorumluluklarının gerekleri taktik önderliklerimizi yönetmeli, kendilerini örgütleme ve çalışma tarzlarının kuruluşuna kılavuzluk etmelidir.

Adanmış devrimcilik, merkezi önderliğin olduğu kadar taktik önderliğin de gelişmesinin temel bir koşuludur. Ama taktik önderliğin devrimci adanmışlığının mayası merkezi önderliğin devrimci adanmışlığıdır. Devrimci adanmışlığıyla örnek oluşturmayan bir merkezi önderliğin adanmışlık çağrısı kadro ve örgütlerde yankısını bulabilir mi? Fakat devrimci adanmışlık genel değil somuttur, parti stratejisini uygulama yaratıcılığı ve kararlılığına dayanabilir. M. Suphi'lerin, Mahir'lerin, Deniz'lerin, İbrahim'lerin devrimci adanmışlığı böyledir. Yaşamsal sorunların belli bir çözümüne, belli bir devrimci stratejinin uygulanmasına-çizgi sürekliliğine dayanır. Lenin'in, Stalin'in, E. Hoca'nın, Dimitrov ve Mao'nun, Fidel ve Che'nin devrimci adanmışlığı da böyledir.

"Parti önderliğini örnek alarak gelişir!"

Devrimci ciddiyeti, disiplini, görev ve sorumluluklarına kendini devrimci tutkuyla adaması vb. merkezden başlayarak gelişir, tüm partiyi devrimci manyetik alanına çeker, kuşatır, ışığıyla aydınlatır. Bu devrimci hakikatin aynı biçimde yerel ve kesimsel önderliklerimiz için de geçerli olduğundan kuşku duyulamaz. Kitlelerin özveri ve adanmışlığı, devrimci kararlılığı da devrimci önderliğin düşünce açıklığı, özverisi, disiplini ve adanmışlığından esinlenir.