01 Ağustos 2014 / Enternasyonal Bülten / Sayı: 142
Siyonist İsrail devleti, Temmuz ayında Gazze'ye karşı başlattığı kirli savaşta Ağustos'un ilk günlerine kadar,1500'ü aşkın Filistinliyi katletti. Katlettiği Filistinlilerin büyük çoğunlu sivillerdi. Siyonist devlet ayrıca çocuk ve kadınlar ile yaşlıları öldürerek korku ve dehşet saçmaya özel önem gösterdi. Siyonist devletin liderleri, 2014 savaşını, bu kez İsrailli yerleşimci gencin kaçırılarak öldürülmesini bahane göstererek savaşı başlattılar. Ama elbette bu bahaneydi. Çünkü siyonist liderler, hemen 2 yılda bir, bir bahane uydurarak, Gazze'ye hava ve kara savaşıyla saldırıyorlar. Üstelik Gazze hükümetini elinde tutan Hamas ilk günden itibaren kaçırmayla ilgisinin olmadığını açıklamıştı. Siyonist devlet savaş kurallarını bir yana iterek, sivilleri ve savaşamayacak cocuk-kadın ve yaşlıları katlederek, Birleşmiş Milletler okulunu ve semt pazarlarını uçak ve helikopterlerle bombalayarak, savaşı hemen hemen iki yılda bir tekrarlayarak, Filitinlileri pogromlara ve adeta soykırıma tabi tutuyor. Siyonist liderlerin bu soykırımcı savaşa başvurmasının konjonktürel nedeni ne? Ortadoğu'daki gelişmelerden dolayı Filistin'in yalnız kalacağını, büyük bir tepki almayacağını, hele Sisi gibi birisinin de yardımcı olduğu düşünülürse İsrail açısından katliam için uygun siyasi atmosfer oluşmuş demekti. Katliamın iki nedeni var: Birincisi: Filistin yönetimlerinin Batı Şeria-Gazze ayrımının sonlanması ve yeniden “ulusal” bir yönetimin kurulması anlamına gelen son yaklaşımının İsrail'i son derece rahatsız etmesi ve bunun engellenmesi. Yani İsrail, olası bir Filistin birliğini engellemeye kararlıydı. İkincisi yeni yerleşim alanı açmak için zemin hazırlamak. Siyonist İsrail önüne çıkan bölgesel ve yerel fırsatları değerlendirdi, önemli bir kısmı çocuk olmak üzere 1500'den fazla Filistinliyi katletti, Gazze'de taşı taş üzerinde bırakmamak için, yeniden inşayı zorlaştırmak ve halkı göçe zorlamak için bombaladı. Ama kazanamadı; yaptığı zulüm Filistin'de birlik ruhunu geliştirdi, yeni bir İntifada için maddi zemin oluşturdu. İntifada ancak ulusal birliğin sağlandığı bir Filistin'de gerçekleşebilir. Siyonist İsrail'in bütün korkusu da budur. Yeniden birlik ve İntifada'nın yıkamayacağı ayrım duvarı yoktur. Ayrıca Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Hamas ve İslami Cihad'ın askeri güçlerinin çetin savaşçılığı siyonist ordunun 100'ün üzerinde asker kaybetmesine yolaçtı.Siyonistlerin her savaşı, bütün eşitsiz koşullara rağmen Filistinli güçlerin askeri yeteneklerini, direnişçiliğini güçlendiriyor. Siyonistlerin moralini bozuyor. Topyekun İntifadaya yolaçıyor. Dünya halklarında siyonistlerinin ve destekçisi ABD ve Avrupa eperyalistlerinin zalimliğine karşı haklı öfke uyandırıyor. Filistin, taş generalleriyle, enternasyonalist dayanışmayla,intifadayla; emperyalist ve siyonist soykırımcı savaşa , ekonomik kuşatmaya karşı mücadele ediyor. Filistin, her koşul altında mücadelenin, direnmenin ve baş eğmezliğin ifadesidir. Filistin, emperyalist ülkelerin her türden desteğini alan Siyonist İsrail'e karşı tarihsel bir direniş sergilemektedir. Filistin'i yok etmek isteyenler aslında insanlığı yok ediyorlar; emperyalist ve bölgesel çıkarları için Siyonist işgale kurban etmek istiyorlar. Aynı durumla Rojava(Suriye Kürdistanı) da karşı karşıyadır. Filistin ve Rojava, Ortadoğu karanlığını yaran iki aydınlık kaledir. Düşmemelidir, düşürülmemesi için enternasyonalist mücadele yükseltilmeli. İki ülke halklarının ve devrimci partilerinin dayanışma eylemleri çağrısına devrimci kararlılıkla sahip çıkılmalıdır.
|