Kitlelerin sistemle çelişkileri giderek keskinleşiyor. Haziran Ayaklanması gelişen yanlarımızı olduğu kadar, sınırlarımızı da gösteren bir aynaydı. Kobanê kuşatmasına karşı gelişen serhildanlar ise, hızla çok yönlü örgütlenmemizin aciliyetini bir kez daha gösterdi. Faşist Türk burjuva devleti, suskun, korku duvarlarına çarpan toplumu yeniden inşa etmek istiyor. Devlet, sokakları tutuşturan kitleleri, şiddetle ve eli kanlı katilleriyle giriştiği katliamlarla yanıtladı. Sokaklar boşalmadığı gibi, öfke ve eylemler daha fazla büyüdü. Sokakta kol gezen çetelerin silahlarını durduracak olan başlıca güç, hakların örgütlü mücadelesi ve onların çok çeşitli mücadele araç ve biçimleridir. Silahlar sadece basın açıklaması veya kınamalarla durdurulamayacağına göre, bu aracın, karşısına dikilecek olan halklar da silahlanmalıdır. Halklarımızın silahlanması haklı ve meşrudur. Halkın silahlandırılması görevimizdir. Emekçilerle doğrudan konuşmalı, silahlanmalarının neden gerekli olduğunu anlatmalı, yol gösterici olmalıyız. Kitlelerin çağrımızı yanıtlamaları, bir anlamda parti saflarında savaşmaya karar vermeleri anlamına da gelir. Zira bu somut bir aidiyet ilişkisidir. Bulunduğumuz bölgede silah sahiplerini bilmek, tanımak alan hakimiyetimizi arttıracaktır. Her Sokak Düşmanın Kabusu Olmalı Bugün halklarımızın farklı bölükleri talepleri için sokağa çıkmaktadır ve çoğunlukla devletin saldırısına maruz kalmaktadır. Lice, Gezi ve Kobani serhıldanları halklarımızın saldırılar karşısında kendini savunma güç ve isteğiyle birlikte, önemli kazanımları da açığa çıkarıp genelleştirdi. Bu kazanımları geliştirmek, saldırı ve savunmanın daha etkin biçimlerini oluşturabiliriz. Gaz bombası, toma, basınçlı su, plastik mermi, cop, akrep-panzer tipi hızlı araçlar, gözaltı, tutuklama ve ateşli silahlar düşmanın kitle eylemlerini bastırma araçlarıdır. Bizim silahlarımız ise, molotof, taş, sapan, havai fişek ve farklı biçimlerde kurduğumuz barikatlar. Eşitsiz ve teknik açıdan düşmanın avantajlı olduğu bir savaştayız. Düşmanı boşa çıkarmak için onun silahlarını gerçekten tanımalı ve sürekli olarak gelişimini, değişimini takip edecek bir örgütlenmeye sahip olmalıyız. Toma'lar yaygın ve etkili kullanılan bir araca dönüşmüştür. Beş farklı tipi bulunuyor. Tanıtımında yer alan bilgiler ise şöyle, ön cam ve koruma kafesi, kurşun geçirmez cam ve kaplama, barikat yıkmak için buldozer özelliği, patlasa da ilerleyen Run-Flat lastikleri, eylemciyi yanından uzaklaştırmak için ön ve arkadan gaz sıkma, kendi kendini söndürebilme özelliği. Görünüşe göre toma yenilmez, asla devre dışı bırakılamaz güç ve yetenekte. Bu anlatılar akla Kürdistan'da kullanılmak üzere tasarlanan tankları getiriyor. Piyasaya ilk sürüldüğünde kurşun geçirmezliğinden tutalım da, tona varan patlayıcıdan dahi etkilenmeyeceği methiyeleri dizilmiş, askerlerin en korunaklı aracı olarak sunulmuştu. Üzerinden ay geçmeden PKK'nin yaptığı sabotaj eylemiyle nasıl savrulup, parçalandığını izlemiştik. Burjuvazi pisikojik savaş yoluyla kitleleri sindirmek istemektedir. Toma'lara ilişkin anlatılan bu sistemler elbette var. Ancak bu onu ne yenilmez ne de devre dışı bırakılmaz kılar. Farklı eylemlerde darbelediğimiz, su sıkmasını önlediğimiz, ya da iş makinesi ile kovaladığımız olumlu pratiklerimiz oldu. Bu deneyimler üzerine çalışarak daha etkili hale getirebiliriz. Örneğin, cam şişelere yağlı boya doldurup ön camlarına atarak görüş alanını kapatabiliriz. Bazı yağlı boyaların suyla temizlendiğinde daha fazla dağılıp, bulaştığını biliyoruz. Diğer yandan geçeceği noktalarda lastiklerini devre dışı bırakabiliriz. Yol üzerine kuracağımız çivili bir sistem düşman aracını hareketsiz bırakabilir. Patlak lastiklerle ilerlese bile hızını kaybedecektir. Yine yola dökeceğimiz sıcak ziftte ilerleyemeyeceği gibi, lastiklerinde erime olacaktır. Hızla işlevsiz bırakacağımız noktalardan biri de yanlarda bulanan aynaları. Ön kısmında bulunan, barikat yıkmak için kullanılan buldozer kısmı ile araç bağlantı noktası arasında bulunan boşluğu hazırlayacağımız demir parçalarıyla hareketsiz bırakabiliriz. Diğer yandan emekçi semtlerde daha önce üzerlerine gres yağı sürdüğümüz kütükler ya da yol menfezlerinde kullanılan beton künkleri yol üzerine koyabiliriz. Yangın söndürme tüplerini bulunduğumuz noktadan düşman yönüne doğru sıktığımız durumda görüş alanı kapanacaktır. Uygun noktalara kuracağımız barikatları sadece düşman araçlarını devre dışı bırakmak üzere hazırlayabiliriz. Bu noktada barikatları sabotaj yöntemleriyle birleştirmeliyiz. En olanaksız kaldığımız hallerde barikata ısıyla birlikte patlayacak çakmak, çakmak gazı, sprey kutuları koyup uzaktan atacağımız bir molotofla yanmasını ve patlamalarını sağlayabiliriz. Üç ya da dört kişilik timler kurup, genel eylemci kitlesinin dışında düşman araçlarını belli sokaklara çekip yalnızlaştırma yoluna gidebiliriz. Bu sırada sokakta konumlanan kişiler elindeki molotoflarla saldırıya geçebilir. Öte yandan yüksekte konumlanacak bazı arkadaşlar daha etkili atışlar yapabilir. Bazı noktalarda basmalı, çekmeli tuzaklar hazırlayabiliriz. YDG-H'li arkadaşların Lice eylemleri önemliydi. İş makineleri ile karayoluna açtıkları büyük hendekler nedeniyle yol günlerce kapalı kalmış ve düşmanın hareketi engellenmişti. Yine Van'da her gün gelip sistematik olarak mahalleleri gaza boğan düşmana karşı, mahalle girişleri ve araç geçişi yapılabilecek noktalar hendeklerle kapatılmıştı. Gezi ayaklanmasında taraftar grubu Çarşı'nın iş makinesiyle toma'yı kovalaması hafızamızdadır. Eylem sahamızda düşman hareketini hesaba katacak bir planlamamız olmalıdır. Eylem karargahımız, bölgenin bütün ayrıntılarını, giriş-çıkışlarını, düşmanın hareket tarzını hesaba katacak bir saha çalışması yapıp sonuçlar çıkarmalıdır. Teknik hazırlıklarımızı önceden tamamlayıp, özellikle temel rol oynayacak yoldaşların görev tanımlarını net biçimde yapmalıyız. Düşmanı yanıltma ve beklemediği noktalardan saldırma taktiklerini daha yoğun kullanmalıyız. Düşman araçlarını sistemli biçimde kullandığı durumlarda avantajlıdır, fakat biz onun sistemini bozduğumuz anda dezavantajlı olacaktır. Tarihte yenilmez kabul edilen Roma İmparatorluğunu yenilgiye uğratan Hunların lideri Atilla “ilk oku rakibinin beklediği yönden fırlat, onu düşüncesinin doğru olduğuna inandır ve sonra beklemediği noktadan saldır” demektedir. Lenin 1905 Aralık ayaklanması için, “Biz barikatları kurmayı tartışırken, kitleler çoktan barikatları kurmuşlardı. Biz silah kullanmayı tartışırken kitleler çoktan barikat başında silahla çatışıyorlardı.” der. Ayaklanmada yenilginin temel nedenlerinden biri de savunmada kalınmasıdır. Lenin bu durumu “Ayaklanmada çarpışmanın örgütü hareketli ve esnek olmalıdır.” sözleriyle ifade eder. Büyük ayaklanmalar hazırlayıp, önderlik etme iddiasına sahibiz, öyleyse tüm eylemlere bu görüş açısıyla hazırlanmalıyız. Düşman teknik olarak üstün, daha donanımlı olabilir. Bu onu yalnızca görece avantajlı kılar. Bizim esas gücümüz haklı mücadelemiz ve bunun temeli olan kitleler. Elbette sınırsız özgür düşünme, yaratıcılığımızdan kaynağını alacak taktik zenginliğimiz. Her alanda geniş kitleleri örgütlemeli, somut görevler vermeliyiz. Düşmanın bize yöneleceği her sokak, her eylem onun için bilinmezlerle ve risklerle dolu birer kabusa dönüşebilir. Kullandığımız bir biçime karşı tedbir alırken, biz onu da boşa çıkaracak bir başka biçimle karşısına çıkabiliriz. Bizim sınırsızlığımız, özgür düşünüşümüz düşmanın esaretine dönüşebilir.
|