Kitle Örgütçülüğünde Militanlık
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Komünist parti işçi sınıfı ve ezilenlerin burjuvaziye karşı politik mücadele aracıdır. Kuşkusuz, o, aynı zamanda ideolojik mücadele aygıtıdır da. Burjuvazinin politik hegemonyasına karşı mücadele onun ideolojik hegemonyasına karşı mücadeleyle içiçedir.


İster politik mücadele, isterse ideolojik mücadele olarak ele alalım, kullanılan tüm örgüt ve mücadele biçimlerinin temel amacı kitlelerin bilincini dönüştürmektir. Bu sınıf savaşımının özü özetidir. Kullanılan araç ve biçimlerin başarı ölçütü, kitle bilincine etki etme, onu dönüştürme düzeyidir.


Kitlelerle Doğrudan Temas


Komünist partilerin ne burjuvazi gibi devleti, ne de fabrikası, okulu, pazarı ne de devasa medyası vardır. Onun kitlelerle teması mülkiyet ve egemenlik ilişkilerinin doğasından gelmez, özel olarak örgütlenmesi gerekir. Komünist parti kitlelerle doğrudan temas kanalları yaratmadan kitle bilincini istediği ölçüde dönüştüremez. Kitlelerle doğrudan temas kanalları örgütlemek sınıf mücadelesinin ana konularından biridir. Bunu yeterince önemsemeyen bir parti politik mücadelede ne kadar kararlı, ideolojik duruşunda ne kadar sağlam olursa olsun burjuvaziye karşı sınıf mücadelesinde zayıf kalacaktır.


Kitlelerle doğrudan temas, mevcut politik ilişki alanının dışında kalan kitlelerle doğrudan ilişki anlamına gelir. Mevcut politik ilişki alanı içinde kalmak, bildik çevre çeper ilişkisinin dışına taşmamak, kendini bununla sınırlamak daha baştan devrim iddiasını, kitleleri devrim için savaştırma hedefini boşa düşürür. Kitleleri kazanmadan onları burjuvazinin ideolojik ve politik etki alanından çıkarmadan, onları örgütlemeden, onları savaştırmadan devrim yapılamaz. Devrim kitlelerin eseridir, partilerin değil. Partilerin görevi kitleleri bu doğrultuda sevk ve idare etmek, onlara öncülük ve önderlik etmektir.


Doğrudan ve dolaylı parti kitle örgütleri ile parti çalışmasının yürütüldüğü tüm kitle kurumları; propaganda ve ajitasyon araçları ve eylemleri politik kampanyalar kitlelerle doğrudan temasın çeşitli biçimleridir. Örneğin, politik yayın organı kitlelerle doğrudan temasın araçlarından biridir. O ne kadar yaygın dağıtılırsa temas alnı o kadar genişler. Eğer mevcut ilişki alanı dışına çıkılamıyorsa açık ki bu araç hakkıyla değerlendirilmiyor demektir. Partiye politik ilgi artarken dağıtılan gazete sayısı aynı kalıyor ya da anlamlı bir yükseliş göstermiyorsa bundan kitlelerle doğrudan temas yönünde bir çabanın olmadığı sonucu çıkar. Bu, bir amaç kaybı yaşandığını gösterir. Çünkü politik mücadele araç, kitleleri etkilemek, kazanmak amaçtır. Siz politik mücadeleyi yükselttiğiniz ölçüde kitlelerle temas kanallarını genişletmiyorsanız amaçtan uzaklaşmış, araç-amaç arasındaki diyalektik bağı koparmış olursunuz.


Bireysel Temas


Kitlelerle doğrudan temas kanalları bireysel temasla birleşmezse amaç hasıl olmaz.


Kitlelerle temas önemlidir ama herşey değil. Birebir ilişkiler olmadan kitleleri oluşturan bireyler örgütlenemez. Yine gazete örneğinden hareket edelim. Gazete dağıtım sayısını arttırdığınız ölçüde yeni okurlarla temasta geri kalırsanız araç ve amaç ilişkisi bir kez daha kopar. Şimdi gazete araçtır, onun aracılığıyla birebir kitle ilişkisi kurmak amaçtır. Gazete verip parasını almakla amaç gerçekleşmez. Gazete verilen insanlarla birebir tanışmak, onlarla tartışmak, onları gazete okuma veya eğitim gruplarında bir araya getirmek bu amaca ulaşmanın çeşitli biçimleridir. Aynı durum teorik yayın organları, bültenler ve bildiriler için de geçerlidir. Her bir yayın türünün kendine özgü kitle hedefi vardır. Örneğin teorik yayın organları taraftarları kapsayacak biçimde okunmuyor ve dağıtılmıyorsa burada amaç yitimi var demektir. Çünkü onlar daha geniş bir çevreye ulaştırılabilir ve kitlelerle birebir ilişkinin araçları olarak değerlendirilebilir. Bildiri dağıtımı için de aynı şey geçerli değil mi? Varsayalım bir fabrikada, okulda veya mahallede bildiri dağıttınız. Ya sonra? Eğer o bildiri işçilerle, öğrencilerle, mahalle halkıyla ilişkilenmeye hizmet etmiyorsa, böyle bir ilişkilenme için yöntem geliştirilmemişse amaç yitimi bir kez daha karşınıza çıkar.


Kitleleri örgütlemek için sizin onlara birebir ulaşmanız kadar, onların da sizinle doğrudan temas

kanallarının açık olması gerekir. Kuşkusuz legal, illegal çalışmanın farklı yöntemleri dikkate alınmalıdır. Burada tartışılan meselenin esasıdır.


Örneğin, doğrudan ya da dolaylı bir parti kurumu, dernek büro vb dışımızdaki kitle için bir çekim merkezi haline getirilmezse, bu amaca uygun olarak düzenlenmezse bu kurumlar rollerini oynayamaz. Bu da yetmez, bu kurumlara gelen insanlarla ilgilenmek, onları örgütlemek için birebir temas biçimleri özel olarak tasarlanmalıdır. Basın toplantısı, miting ve gösterilere katılanlarla hal hatır sormanın ötesine geçerek onlarla yakın temas içinde olmamak, eylem sonrası ilişki için kanal oluşturmamak verilebilecek bir başka örnektir. Eyleminize katılan kitleyi yalnızca bayrak tutan, slogan atan kitle olarak görmek, teması yalnızca ''ne var ne yok''la sınırlandırmak, onu bu eylem vesileyle kurumsal çalışmanın parçası haline getirmemek bir örgütsel zaaftır. Etkin bir kitle çalışması ile bir işçi ya da lise kurultayı düzenlendiğinde pek çok yeni insana ulaşılmış olur. Ulaşılan bu insanlarla kurultay sonrası ilişkilerin devamı ve derinleştirilmesi için çaba gösterilmiyor, telefon ve adres alınmıyor, alınanlarla da ilişki sürdürülmüyorsa kurulan yeni ilişkiler kısa sürede dağılır gider. Yürütülen herhangi bir kampanya içinde benzeri bir durum söz konusu değil mi? Kampanya süresinde binlerce insana ulaşılıyor ama kampanya sonrasında neredeyse hiç bir yeni ilişki kalmıyorsa kitle örgütçülüğünde sınıfta kaldığımız ortadadır. Oysa özel olarak yönelinse, telefon ve adresler alınsa ve bunlarla daha sonra birebir temas kurulsa binlerce yeni insanı politik etki altına almak mümkün olur.


Seçim süreçleri bir başka örnektir. Milyonlarca insana ulaşılıyor. Ama eğer bu çalışma genel bir

propaganda – ajitasyonun ötesine geçmez, kitleleri parti politikaları doğrultusunda etkileme, temas kurulan insanları örgütleme ve kurumsal çalışmanın üyeleri haline getirmeyle birleştirilmezse ve bunlara görev teklif etme cesareti gösterilmezse elde anlamlı bir birikim kalmaz.


Tüm olanaklardan ve fırsatlardan yararlanarak insanlarla bire bir ilişki kurmak, bunun imkanlarını

zorlamak, temas ettiğimiz işçilere, kadınlara, gençlere, ekonomik, siyasi, ulusal veya inançsal temelde ezilenlere kapitalist düzen, faşist diktatörlük ve inkarcı sömürgecilik gerçeğini açıklamak, emperyalist küreselleşme dünyasını gözler önüne sermek, partimizin amaç ve mücadelesinin propagandasını yapmak, temas edilen insanı komünist öncü saflarında örgütlü mücadeleye davet etmek, istisnasız tüm parti kadrolarının yerine getirmekle sorumlu olduğu bir görevdir. Bu görevi havale etmek veya dışında görmek, dönemin en zararlı ve partinin gelişimine engel anlayışlardan biridir.


Sosyal İlişkiler


Kitlelerle doğrudan temas sadece politik araç ve biçimlerle sınırlandırılamaz. İnsanların günlük hayatlarına nüfuz edebilmek için onlarla sosyal ilişkiler kurulmalıdır. Onları politik olduğu kadar ideolojik bakımdan etkilemenin giriş kanallarından biridir bu. Sevinçli günlerinde olduğu kadar, üzüntülü günlerinde de kitlelerle bir arada olmak, düğünde ve cenazede onları yalnız bırakmamak kendi başına bir kitle çalışmasıdır. Sosyal dayanışma ağı oluşturarak bizzat kitlelerin dayanışmasını örgütlemek, böylece dayanışma bilincini geliştirmek, sağlık, eğitim, hukuk, tutsak, kadın, kültür, işsizlik vb dayanışma ağları, örgütleri kurmak sosyal ilişki biçimlerinden bazılarıdır. İnsanların kendilerini yalnız hissetmemeleri, ezilenlerin dayanışması ideolojik güç ve moral kaynağıdır. Bu dayanışmaya öncülük eden parti eğer kendini bunlarla sınırlamayıp politik mücadelede devrimci atılımlar gerçekleştiriyorsa bu sosyal ilişkiler onun politik etki alanını olabildiğince genişletecektir. Ama sosyal ilişki ağlarından yoksunsa, kitlelerin günlük hayatına o kadar az nüfuz edecek ve dolayısıyla kitle ilişkileri yarattığı politik ilgiye kıyasla kısır kalacaktır.


Dolaylı Kitle Örgütleri İle İlişkiler


Parti kitlelerle temas kanallarını çoğaltmak için doğrudan politik kitle örgütleri kadar yine kendi

denetiminde dolaylı kitle örgütlerini kurmalıdır. Henüz partiyle doğrudan temas içinde olmayan kitlelere uzanmak, onları kapsamak ve politik etki altına almak için bunlar yalnızca gerekli değil zorunludur da. Yalnızca politik kitle örgütleri ile yürümek kendi kendini sınırlamak olur. Örneğin, kadınlar arasındaki çalışma sadece politik kadın kitle örgütü aracılığı ile yürütülemez. Henüz politik tercihini yapmamış, henüz politik etki altına alınmamış kadın kitlelerine uzanmak için dolaylı kitle örgütlerine ihtiyaç olduğu açıktır.


Bunun da ötesinde asıl sorun parti ile ilişkisi olmayan kitle örgütlerinde çalışarak kitlelerle temas

kanallarını çoğaltmaktır. Bu bir yöre derneği, Alevi kurumu, kadın dayanışma ağı ya da bir sendika şubesi olabilir. Çalışma yürütülen alanın örgütsel gelişme stratejisine bağlı olarak bu tür dolaylı kitle örgütlerinde mevzi kazanma amacı güdülmezse kitlelerle olması gereken düzeyde temas kurulamaz. Bu tip örgütlerden kopuk olanlar kısır döngüye düşmekten kendilerini kurtaramazlar.


Partiye ilgi bu kadar yükselmişken bunun yaygın bir politik etki ve örgütsel güce dönüşmemesinin başlıca nedeni kitlelerle doğrudan temas kanallarının yeterince açık tutulmaması, bunun örgütlenmemesi, birebir ilişki kurmaya yeterince yönelinmemesidir; doğrudan ve dolaylı parti örgütlerinin kitlelerle temas kanalları oluşturma amacına bağlı olarak yeterince değerlendirilmemesi ve partiyle ilişkisi olmayan dolaylı kitle örgütleri içinde tam da bu örgütlerin içeriğine uygun parti kitle çalışmasının örgütlenmemesidir.


Politik mücadelede militanlık, kitleleri, çevre çeperimiz dışındaki kitleleri politik etki altına alma ve örgütleme, kitle örgütçülüğünde militanlaşma ile taçlandırıldığında amaca uygun hareket edilmiş olur. Devlet güçlerine karşı doğrudan savaşımda gösterilen militanlık örgütlenme alanında da gösterilmelidir. Savaşımda ortaya konulan cesaretin on katı kitlelerle birebir temasta, onları örgütlemede ortaya konulmalıdır.


Günümüzün vakit kaybedilmeksizin çözülmesi gereken sorunlarından biri kitle örgütçülüğünde

militanlıktır. Kitle örgütçülüğünde militanlık yoksunluğunun kaynağı kitlelere güvensizliktir. Asıl mesele bu güvensizliği ortadan kaldırmaktır. 

 

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Kitle Örgütçülüğünde Militanlık
fc Share on Twitter
 

Komünist parti işçi sınıfı ve ezilenlerin burjuvaziye karşı politik mücadele aracıdır. Kuşkusuz, o, aynı zamanda ideolojik mücadele aygıtıdır da. Burjuvazinin politik hegemonyasına karşı mücadele onun ideolojik hegemonyasına karşı mücadeleyle içiçedir.


İster politik mücadele, isterse ideolojik mücadele olarak ele alalım, kullanılan tüm örgüt ve mücadele biçimlerinin temel amacı kitlelerin bilincini dönüştürmektir. Bu sınıf savaşımının özü özetidir. Kullanılan araç ve biçimlerin başarı ölçütü, kitle bilincine etki etme, onu dönüştürme düzeyidir.


Kitlelerle Doğrudan Temas


Komünist partilerin ne burjuvazi gibi devleti, ne de fabrikası, okulu, pazarı ne de devasa medyası vardır. Onun kitlelerle teması mülkiyet ve egemenlik ilişkilerinin doğasından gelmez, özel olarak örgütlenmesi gerekir. Komünist parti kitlelerle doğrudan temas kanalları yaratmadan kitle bilincini istediği ölçüde dönüştüremez. Kitlelerle doğrudan temas kanalları örgütlemek sınıf mücadelesinin ana konularından biridir. Bunu yeterince önemsemeyen bir parti politik mücadelede ne kadar kararlı, ideolojik duruşunda ne kadar sağlam olursa olsun burjuvaziye karşı sınıf mücadelesinde zayıf kalacaktır.


Kitlelerle doğrudan temas, mevcut politik ilişki alanının dışında kalan kitlelerle doğrudan ilişki anlamına gelir. Mevcut politik ilişki alanı içinde kalmak, bildik çevre çeper ilişkisinin dışına taşmamak, kendini bununla sınırlamak daha baştan devrim iddiasını, kitleleri devrim için savaştırma hedefini boşa düşürür. Kitleleri kazanmadan onları burjuvazinin ideolojik ve politik etki alanından çıkarmadan, onları örgütlemeden, onları savaştırmadan devrim yapılamaz. Devrim kitlelerin eseridir, partilerin değil. Partilerin görevi kitleleri bu doğrultuda sevk ve idare etmek, onlara öncülük ve önderlik etmektir.


Doğrudan ve dolaylı parti kitle örgütleri ile parti çalışmasının yürütüldüğü tüm kitle kurumları; propaganda ve ajitasyon araçları ve eylemleri politik kampanyalar kitlelerle doğrudan temasın çeşitli biçimleridir. Örneğin, politik yayın organı kitlelerle doğrudan temasın araçlarından biridir. O ne kadar yaygın dağıtılırsa temas alnı o kadar genişler. Eğer mevcut ilişki alanı dışına çıkılamıyorsa açık ki bu araç hakkıyla değerlendirilmiyor demektir. Partiye politik ilgi artarken dağıtılan gazete sayısı aynı kalıyor ya da anlamlı bir yükseliş göstermiyorsa bundan kitlelerle doğrudan temas yönünde bir çabanın olmadığı sonucu çıkar. Bu, bir amaç kaybı yaşandığını gösterir. Çünkü politik mücadele araç, kitleleri etkilemek, kazanmak amaçtır. Siz politik mücadeleyi yükselttiğiniz ölçüde kitlelerle temas kanallarını genişletmiyorsanız amaçtan uzaklaşmış, araç-amaç arasındaki diyalektik bağı koparmış olursunuz.


Bireysel Temas


Kitlelerle doğrudan temas kanalları bireysel temasla birleşmezse amaç hasıl olmaz.


Kitlelerle temas önemlidir ama herşey değil. Birebir ilişkiler olmadan kitleleri oluşturan bireyler örgütlenemez. Yine gazete örneğinden hareket edelim. Gazete dağıtım sayısını arttırdığınız ölçüde yeni okurlarla temasta geri kalırsanız araç ve amaç ilişkisi bir kez daha kopar. Şimdi gazete araçtır, onun aracılığıyla birebir kitle ilişkisi kurmak amaçtır. Gazete verip parasını almakla amaç gerçekleşmez. Gazete verilen insanlarla birebir tanışmak, onlarla tartışmak, onları gazete okuma veya eğitim gruplarında bir araya getirmek bu amaca ulaşmanın çeşitli biçimleridir. Aynı durum teorik yayın organları, bültenler ve bildiriler için de geçerlidir. Her bir yayın türünün kendine özgü kitle hedefi vardır. Örneğin teorik yayın organları taraftarları kapsayacak biçimde okunmuyor ve dağıtılmıyorsa burada amaç yitimi var demektir. Çünkü onlar daha geniş bir çevreye ulaştırılabilir ve kitlelerle birebir ilişkinin araçları olarak değerlendirilebilir. Bildiri dağıtımı için de aynı şey geçerli değil mi? Varsayalım bir fabrikada, okulda veya mahallede bildiri dağıttınız. Ya sonra? Eğer o bildiri işçilerle, öğrencilerle, mahalle halkıyla ilişkilenmeye hizmet etmiyorsa, böyle bir ilişkilenme için yöntem geliştirilmemişse amaç yitimi bir kez daha karşınıza çıkar.


Kitleleri örgütlemek için sizin onlara birebir ulaşmanız kadar, onların da sizinle doğrudan temas

kanallarının açık olması gerekir. Kuşkusuz legal, illegal çalışmanın farklı yöntemleri dikkate alınmalıdır. Burada tartışılan meselenin esasıdır.


Örneğin, doğrudan ya da dolaylı bir parti kurumu, dernek büro vb dışımızdaki kitle için bir çekim merkezi haline getirilmezse, bu amaca uygun olarak düzenlenmezse bu kurumlar rollerini oynayamaz. Bu da yetmez, bu kurumlara gelen insanlarla ilgilenmek, onları örgütlemek için birebir temas biçimleri özel olarak tasarlanmalıdır. Basın toplantısı, miting ve gösterilere katılanlarla hal hatır sormanın ötesine geçerek onlarla yakın temas içinde olmamak, eylem sonrası ilişki için kanal oluşturmamak verilebilecek bir başka örnektir. Eyleminize katılan kitleyi yalnızca bayrak tutan, slogan atan kitle olarak görmek, teması yalnızca ''ne var ne yok''la sınırlandırmak, onu bu eylem vesileyle kurumsal çalışmanın parçası haline getirmemek bir örgütsel zaaftır. Etkin bir kitle çalışması ile bir işçi ya da lise kurultayı düzenlendiğinde pek çok yeni insana ulaşılmış olur. Ulaşılan bu insanlarla kurultay sonrası ilişkilerin devamı ve derinleştirilmesi için çaba gösterilmiyor, telefon ve adres alınmıyor, alınanlarla da ilişki sürdürülmüyorsa kurulan yeni ilişkiler kısa sürede dağılır gider. Yürütülen herhangi bir kampanya içinde benzeri bir durum söz konusu değil mi? Kampanya süresinde binlerce insana ulaşılıyor ama kampanya sonrasında neredeyse hiç bir yeni ilişki kalmıyorsa kitle örgütçülüğünde sınıfta kaldığımız ortadadır. Oysa özel olarak yönelinse, telefon ve adresler alınsa ve bunlarla daha sonra birebir temas kurulsa binlerce yeni insanı politik etki altına almak mümkün olur.


Seçim süreçleri bir başka örnektir. Milyonlarca insana ulaşılıyor. Ama eğer bu çalışma genel bir

propaganda – ajitasyonun ötesine geçmez, kitleleri parti politikaları doğrultusunda etkileme, temas kurulan insanları örgütleme ve kurumsal çalışmanın üyeleri haline getirmeyle birleştirilmezse ve bunlara görev teklif etme cesareti gösterilmezse elde anlamlı bir birikim kalmaz.


Tüm olanaklardan ve fırsatlardan yararlanarak insanlarla bire bir ilişki kurmak, bunun imkanlarını

zorlamak, temas ettiğimiz işçilere, kadınlara, gençlere, ekonomik, siyasi, ulusal veya inançsal temelde ezilenlere kapitalist düzen, faşist diktatörlük ve inkarcı sömürgecilik gerçeğini açıklamak, emperyalist küreselleşme dünyasını gözler önüne sermek, partimizin amaç ve mücadelesinin propagandasını yapmak, temas edilen insanı komünist öncü saflarında örgütlü mücadeleye davet etmek, istisnasız tüm parti kadrolarının yerine getirmekle sorumlu olduğu bir görevdir. Bu görevi havale etmek veya dışında görmek, dönemin en zararlı ve partinin gelişimine engel anlayışlardan biridir.


Sosyal İlişkiler


Kitlelerle doğrudan temas sadece politik araç ve biçimlerle sınırlandırılamaz. İnsanların günlük hayatlarına nüfuz edebilmek için onlarla sosyal ilişkiler kurulmalıdır. Onları politik olduğu kadar ideolojik bakımdan etkilemenin giriş kanallarından biridir bu. Sevinçli günlerinde olduğu kadar, üzüntülü günlerinde de kitlelerle bir arada olmak, düğünde ve cenazede onları yalnız bırakmamak kendi başına bir kitle çalışmasıdır. Sosyal dayanışma ağı oluşturarak bizzat kitlelerin dayanışmasını örgütlemek, böylece dayanışma bilincini geliştirmek, sağlık, eğitim, hukuk, tutsak, kadın, kültür, işsizlik vb dayanışma ağları, örgütleri kurmak sosyal ilişki biçimlerinden bazılarıdır. İnsanların kendilerini yalnız hissetmemeleri, ezilenlerin dayanışması ideolojik güç ve moral kaynağıdır. Bu dayanışmaya öncülük eden parti eğer kendini bunlarla sınırlamayıp politik mücadelede devrimci atılımlar gerçekleştiriyorsa bu sosyal ilişkiler onun politik etki alanını olabildiğince genişletecektir. Ama sosyal ilişki ağlarından yoksunsa, kitlelerin günlük hayatına o kadar az nüfuz edecek ve dolayısıyla kitle ilişkileri yarattığı politik ilgiye kıyasla kısır kalacaktır.


Dolaylı Kitle Örgütleri İle İlişkiler


Parti kitlelerle temas kanallarını çoğaltmak için doğrudan politik kitle örgütleri kadar yine kendi

denetiminde dolaylı kitle örgütlerini kurmalıdır. Henüz partiyle doğrudan temas içinde olmayan kitlelere uzanmak, onları kapsamak ve politik etki altına almak için bunlar yalnızca gerekli değil zorunludur da. Yalnızca politik kitle örgütleri ile yürümek kendi kendini sınırlamak olur. Örneğin, kadınlar arasındaki çalışma sadece politik kadın kitle örgütü aracılığı ile yürütülemez. Henüz politik tercihini yapmamış, henüz politik etki altına alınmamış kadın kitlelerine uzanmak için dolaylı kitle örgütlerine ihtiyaç olduğu açıktır.


Bunun da ötesinde asıl sorun parti ile ilişkisi olmayan kitle örgütlerinde çalışarak kitlelerle temas

kanallarını çoğaltmaktır. Bu bir yöre derneği, Alevi kurumu, kadın dayanışma ağı ya da bir sendika şubesi olabilir. Çalışma yürütülen alanın örgütsel gelişme stratejisine bağlı olarak bu tür dolaylı kitle örgütlerinde mevzi kazanma amacı güdülmezse kitlelerle olması gereken düzeyde temas kurulamaz. Bu tip örgütlerden kopuk olanlar kısır döngüye düşmekten kendilerini kurtaramazlar.


Partiye ilgi bu kadar yükselmişken bunun yaygın bir politik etki ve örgütsel güce dönüşmemesinin başlıca nedeni kitlelerle doğrudan temas kanallarının yeterince açık tutulmaması, bunun örgütlenmemesi, birebir ilişki kurmaya yeterince yönelinmemesidir; doğrudan ve dolaylı parti örgütlerinin kitlelerle temas kanalları oluşturma amacına bağlı olarak yeterince değerlendirilmemesi ve partiyle ilişkisi olmayan dolaylı kitle örgütleri içinde tam da bu örgütlerin içeriğine uygun parti kitle çalışmasının örgütlenmemesidir.


Politik mücadelede militanlık, kitleleri, çevre çeperimiz dışındaki kitleleri politik etki altına alma ve örgütleme, kitle örgütçülüğünde militanlaşma ile taçlandırıldığında amaca uygun hareket edilmiş olur. Devlet güçlerine karşı doğrudan savaşımda gösterilen militanlık örgütlenme alanında da gösterilmelidir. Savaşımda ortaya konulan cesaretin on katı kitlelerle birebir temasta, onları örgütlemede ortaya konulmalıdır.


Günümüzün vakit kaybedilmeksizin çözülmesi gereken sorunlarından biri kitle örgütçülüğünde

militanlıktır. Kitle örgütçülüğünde militanlık yoksunluğunun kaynağı kitlelere güvensizliktir. Asıl mesele bu güvensizliği ortadan kaldırmaktır.