Mart'ı Diktatörlüğün Kabusuna Çevirelim
Share on Facebook Share on Twitter
 
Diğer yazılar
 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da, keskinleşen, sertleşen ve saflaştırıcılığı hızlanan sınıf mücadelesi, bölgesel etkenlerle yeni boyutlar kazanıyor. "Ortadoğu"da işçi sınıfı ve ezilenlerin devrimci ve demokratik aktörleri tarihin yapılışındaki etkinliklerini güçlendiriyor, farklı devlet sınırları içindeki eşitsiz gelişimlerine karşın, genel olarak yüzyılın başındaki durumlarını aşan bir politik varoluş sergiliyorlar. Türkiye ve Kuzey Kürdistan adım adım bölgesel öncülük konumuna doğru ilerliyor. Sıçrama anına mayalanıyor.
Faşist inkarcı sömürgeci diktatörlük, halklarımızın öncü bölüklerinin iradesini kırmak için üç mevsimdir sürdürdüğü askeri saldırılardan ve psikolojik savaştan umduğu sonucu alamadı. Tersine, özyönetim-özsavunma direnişiyle Temmuz öncesinden çok daha zor bir duruma düştü.Büyük moral darbeler yedi. Ondandır ki, göçmen kitleleri şantaj aracı olarak kullanmak dahil, tüm askeri ve psikolojik güç, imkan ve yeteneklerini seferber etmekten, kent ayaklanmalarını bastırmak adına bütün dünyanın gözleri önünde ırkçı, soykırımcı, faşist zihniyetini sergilemekten kaçınamadı. Rojava ve Suriye politikasında iyice köşeye sıkıştı.
Aralık başından itibaren ölümsüz bir direniş yaratan özyönetim-özsavunma iradesi ise, öncü güçlerin omuzlarında kalsa da, sınıf mücadelesini ulusal demokratik talepler etrafında şiddetlendirdi, tüm coğrafya da saflaştırıcı bir etki yarattı, dizginsiz devlet terörü koşullarında geriye çekilen kitle hareketinin yeni dalgalarını mayaladı. Sonuçları yeni dönemde görülecektir.
Bu koşullarda girilecek olan ve 8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, 21 Mart, 30 Mart gibi özel tarihsel günleri bağrında toplayan Mart, bu yıl fırtınaya gebe.
Özellikle Newroz, emekçi sol kuvvetlerinin, Kürt ve Türk işçilerinin, gençlerinin, kadınlarının, yoksullarının birlik ve mücadele gününe dönüştürülebilirse, mayalanan potansiyel enerjiyi açığa çıkarıp harekete geçirecek, politik ve moral sonuçlarıyla yeni bir dönemin önünü açacaktır. Bunun farkında olan faşist inkarcı diktatörlüğün böyle bir gelişmeyi önlemek için, doğrudan veya dolaylı Newroz yasaklarına ve faşist devlet terörüne başvurmayı önde tutan bir planla hareket etmesi, kontrgerilla yöntemleri kullanması olasılıklar listesinin başındadır. Tüm bunları gözönünde tutan ve ilk Newroz kutlamasından başlayarak tüm süreci kapsayacak bir Newroz hazırlığı içinde olunmalıdır.
8 Mart'tan başlayarak Mart ayını işçi sınıfı ve ezilenlerin, emekçi halklarımızın onur ve özgürlük başkaldırısına, faşist politik islamcı saray cuntasının ve düzenin kabusuna dönüştürmek için kolları sıvayalım!

 

 

Arşiv

 

2019
Aralık Kasım
Temmuz Mayıs
2018
Ekim Ocak
2017
Kasım Ağustos
Mayıs Şubat
2016
Eylül Temmuz

 

Mart'ı Diktatörlüğün Kabusuna Çevirelim
fc Share on Twitter
 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da, keskinleşen, sertleşen ve saflaştırıcılığı hızlanan sınıf mücadelesi, bölgesel etkenlerle yeni boyutlar kazanıyor. "Ortadoğu"da işçi sınıfı ve ezilenlerin devrimci ve demokratik aktörleri tarihin yapılışındaki etkinliklerini güçlendiriyor, farklı devlet sınırları içindeki eşitsiz gelişimlerine karşın, genel olarak yüzyılın başındaki durumlarını aşan bir politik varoluş sergiliyorlar. Türkiye ve Kuzey Kürdistan adım adım bölgesel öncülük konumuna doğru ilerliyor. Sıçrama anına mayalanıyor.
Faşist inkarcı sömürgeci diktatörlük, halklarımızın öncü bölüklerinin iradesini kırmak için üç mevsimdir sürdürdüğü askeri saldırılardan ve psikolojik savaştan umduğu sonucu alamadı. Tersine, özyönetim-özsavunma direnişiyle Temmuz öncesinden çok daha zor bir duruma düştü.Büyük moral darbeler yedi. Ondandır ki, göçmen kitleleri şantaj aracı olarak kullanmak dahil, tüm askeri ve psikolojik güç, imkan ve yeteneklerini seferber etmekten, kent ayaklanmalarını bastırmak adına bütün dünyanın gözleri önünde ırkçı, soykırımcı, faşist zihniyetini sergilemekten kaçınamadı. Rojava ve Suriye politikasında iyice köşeye sıkıştı.
Aralık başından itibaren ölümsüz bir direniş yaratan özyönetim-özsavunma iradesi ise, öncü güçlerin omuzlarında kalsa da, sınıf mücadelesini ulusal demokratik talepler etrafında şiddetlendirdi, tüm coğrafya da saflaştırıcı bir etki yarattı, dizginsiz devlet terörü koşullarında geriye çekilen kitle hareketinin yeni dalgalarını mayaladı. Sonuçları yeni dönemde görülecektir.
Bu koşullarda girilecek olan ve 8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, 21 Mart, 30 Mart gibi özel tarihsel günleri bağrında toplayan Mart, bu yıl fırtınaya gebe.
Özellikle Newroz, emekçi sol kuvvetlerinin, Kürt ve Türk işçilerinin, gençlerinin, kadınlarının, yoksullarının birlik ve mücadele gününe dönüştürülebilirse, mayalanan potansiyel enerjiyi açığa çıkarıp harekete geçirecek, politik ve moral sonuçlarıyla yeni bir dönemin önünü açacaktır. Bunun farkında olan faşist inkarcı diktatörlüğün böyle bir gelişmeyi önlemek için, doğrudan veya dolaylı Newroz yasaklarına ve faşist devlet terörüne başvurmayı önde tutan bir planla hareket etmesi, kontrgerilla yöntemleri kullanması olasılıklar listesinin başındadır. Tüm bunları gözönünde tutan ve ilk Newroz kutlamasından başlayarak tüm süreci kapsayacak bir Newroz hazırlığı içinde olunmalıdır.
8 Mart'tan başlayarak Mart ayını işçi sınıfı ve ezilenlerin, emekçi halklarımızın onur ve özgürlük başkaldırısına, faşist politik islamcı saray cuntasının ve düzenin kabusuna dönüştürmek için kolları sıvayalım!